Aklimda guzel guzel seyler var guzel olursa artik olsun bir zahmet neyse iyi okumalar herkese.
---------------^^
Ortamda ağır içki kokusu, parfüm, havada uçuşan içkiler, dans eden insanlar vardı, Felix'te bunlardan biriydi, çok içtiği için en son kendini dans pistine atmıştı, Changbin Hyung'a ne kadar ısrar etse de sonunda yalnız gitmişti, biz de yarım saattir Changbin Hyung'la oturuyorduk, bir yandan Felix'i kontrol ediyor bir yandan da benimle muhabbet ediyordu.
"Yok benim içim rahat etmedi, şimdi biri elleşir falan, ben yanına gideceğim."
İdeal erkek arkadaş Changbin Hyung.
"Git Hyung git, gül gibi çocuk kaparlar falan."
"Jisuung!"
"Şakaydı şaka."
Masada tek kalmıştım, gözümle Changbin Hyung'u takip ederken, gözlerim bir çift gözle birleşti, yüzünü doğru düzgün seçemiyordum fakat yüzünde aptal bir sırıtma olduğunu fark etmiştim, bana neden böyle baktığını anlayamamıştım fakat kısasa kısas bende aynı şekilde ona bakmaya başladım.
Ne o gözlerini ayırmak gibi bir hata yapıyordu, ne de ben. Kim olduğunu bile bilmediğim bu adamın beni garip bir şekilde şu aptal sırıtması ile değişik hissettirmesi fazlaca hoşuma gitmişti.
Arkadaşının ona seslenmesi ile aramızda olan bakışma yarışması sona ermişti, bende önüme dönmüştüm, neden garip hissettirmek zorundaydı ki?
Ayaklanıp yanına doğru ilerlemeye başladım, sadece bir kaç saniye boyunca içimde ki liseli Han'ı serbest bırakacaktım.
Adamın arkasına geçip kulağına doğru eğildim.
"Sırıtmadan masama gelseydiniz daha iyi anlaşabilirdik bayım."
Kafasını kaldırıp tekrar göz göze gelmemizi sağladı, oradan tam yüzünü çıkartamamıştım ama şimdi yüzüne vuran hafif ışıkla tüm yüz hatları belli oluyordu, bana bakan şey normal bir insandan daha yakışıklıydı, iyi gözükmenin de ötesinde bir şeydi bu.
"Flörtöz bakışlarınızı benden ayırsaydınız belki de sırıtmazdım bayım ve itiraf etmeliyim, dikkatimi çektiniz."
Jisung, sincap olalı bir boka yaradık sonunda koçum.
"O zaman beni daha sonra bulun, sizin gibi birini kaçırmak istemem."
"Ben intikam almadan kimse benden uzaklaşma hakkına sahip değildir bayım."
Ne dediyse içinden söylemiş gibiydi, neredeyse hiçbir şey anlayamamıştım bile.
"Ne dediniz anlayamadım."
"Açık sözlüsünüz diyorum."
"Sizin kadar olmasam da evet, öyleyimdir."
Bir kaç saniye sustu, gözleri tüm yüzümde tur attıktan sonra tekrar bakışlarımızı birleştirdi.
Eriyor muyum acaba? Kontrol etmem lazım, aramızda ki bu lanet olası fazla çekim de neydi böyle.
"İsminiz?"
"Han Jisung."
Tekrar gülümsedi, bu sefer o aptal sırıtması gibi değildi kesinlikle, bu güzel bir gülümsemeydi.
"Memnun oldum, Lee Minho."
"Bende öyle."
Bir birimizi tanımak adına tekrar susmuştuk, şu an ne müzik sesi vardı, ne de etrafta birileri vardı, Lee Minho ve onun parlak gözleri dünyayı bir kaç saniyeliğine durdurmuştu resmen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Look And S
Fiksi PenggemarSırıtmadan masama gelseydiniz daha iyi olurdu bayım. ig: skzniel