"han jisung'u tek bir kelimeyle tanimlasaniz, ne olurdu?"
bacagini bana yaslamis, sallayip duruyor. artik ciglik atmak uzereyim. bir saatlik blok dersin elli yedinci dakikasindayiz ve ben otuz yedi dakikadir anlatilan hicbir seyi anlamadim.
"bacagini sallamayi birak artik." diyorum fisildayarak. bunu yaklasik alti yedi dakikada bir tekrarliyorum ama istifini hic bozmuyor. "elimde olan bir sey degil." diyor. ve hemen sonra elinde cevirip durdugu kalemini dusuruyor. her seferinde ayni cevap. her hafta ayni durumla karsi karsiya kaliyoruz cunku jisung israrla yanima oturuyor. bundandir ki donem basladigindan beri kalkuluse dair hicbir sey ogrenemedim.
"biraz dusunmem gerek."
hoca sinifi terk ettigi gibi jisung ayaga firliyor. onunla birlikte diger yaninda duran cantasi da yeri boyluyor tabi. jisung aniden egilip cantasini almaya yeltendigi icin kafasini siraya vururken hafifce inliyor ve ben o kadar uzun suredir bacagima carpip duran bacagi yuzunden hala tenimde bir hareket hissediyorum. "haftaya gorusuruz, minho." diyerek cantasini aldigi gibi kapiya kosuyor. benimse yerimden kalkip bir sonraki dersime gidebilmek icin enerji toplamam biraz uzun suruyor.
jisung'la lisenin ikinci sinifinda bizim okula nakil aldiginda tanistim. okula bisikletle gelip giden tek gerizekalilar bizdik. bundandir ki sifir iletisimle sadece bisiklet uzerinde birbirimize attigimiz kacamak bakislarla basladi arkadasligimiz. her sabah ayni saatte okul sokaginin basinda karsilasiyor, birbirimize gulumseyip okula kadar kendi aramizda kucuk capli yarislara giriyorduk. ikimizin de bisikleti hurda derecesinde eskiydi ve surekli zincirleri atip duruyordu. bazi sabahlar yaris yaparken ikimizden birinin zinciri kopuyor, boylece yolumuza yuruyerek devam ediyorduk. konustugumuz zaman araliklari da bununla ve jisung'un hizini alamayip, yonunu bulamayip abuk subuk yerlere carptigi anlarla sinirliydi. ilk konustugumuzda benim zincirim kirilmisti ve jisung yarisi onde goturuyordu. zaten ne kadar gerisinde olup olmadigimi olcmek icin surekli beni kontrol ettiginden-ki her arkasini dondugunde kalp krizi geciriyor gibi oluyordum cunku dengesini asla koruyamiyordu-bir sorun oldugunu hemen fark etmisti. "ya, ben kazaniyorum diye numara mi yapiyorsun!" demisti. muthis bir acilis cumlesi jisung, ben de tanistigimiza memnun oldum.
her ne kadar sabahlari karsilassak da okul cikisinda kesinlikle jisung'u hicbir yerde bulamiyordum. hatta bir gun doktor randevum oldugunu iddia ederek son dersten on dakika once cikmis ve bisikletlerimizi hep bagladigimiz yere gitmistim fakat jisung'un bisikleti ortaliklarda yoktu. her cikista okuldan bisikletle cikan tek ucube ben oluyordum, bu biraz sinir bozucuydu.
ta ki bir gun son derste cam kenarindaki cilli cocuktan benimle yer degistirmesini istememle benim icin oldukca buyuk olan bu sir aciga kavustu. ders basladigindan beri on bes dakika gecmisti ya da gecmemisti ki jisung'u gordum. kapidan ciktiginda kosusuyla birlikte havalanan kahkullerinden tanidim. o kadar hizli kosuyordu ki yuzundeki kocaman gulumsemeyi gormesem bir sorun oldugunu sanardim. bisikletlerin yanina geldiginde bisikletinin kilidini acmaya calisirken benim bisikletime dogru egilmeye calisti. tam o anda dengesini kaybetti ve kafasini benim bisikletimin selesine carpti. bisikletimin zincirlerini kontrol ettikten, bir sorun olmadigina kanaat getirdikten ve biraz guclendirdikten sonra kalkip elini silkeledi ve kendi bisikletini cekip cikardi. yuzundeki kocaman siritisla okul cikisina dogru hizla bisikletini surerken sirin gozukuyordu.
"dengesiz. onu en iyi tanimlayacak kelime dengesiz olur bence."
han jisung gordugum en dengesiz insan. oldugu yerde dururken bile dengesini kaybedebilir, surekli hareket etmesi de oldukca sinir bozucu. lisedeyken her dersi dikkati dagildigi icin sadece on bes dakika dinleyebilmesi ve surekli hareket ettigi icin siniftakilerin de dikkatini dagitmasi yuzunden erken cikmasi da sinir bozucuydu. sinav senemizde rastgele bir gun okul cikisi beni bekleyip okulun uc sokak otesindeki restoranin arkasina beni cekip opmesi ve hemen kacmasiyla, sirf beni sadece bu okul aldi diye bu okula gelip okul basladigindan beri yuzume bakmamasiyla, her yere yurumek yerine kostugu ama tam bir salak oldugu icin surekli dusmesiyle, ona hislerimi aciklamaya calistigimda aglayarak kacmasiyla ve geri gelip beni opup ertesi gun hic yasanmamis gibi davranmasiyla, bisiklet uzerinde hicbir sekilde dengesini kuramamasiyla tam anlamiyla dengesizdi.
"han jisung gercekten dengesizin sozlukteki karsiligi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dengesiz | minsung
Fanfiction"han jisung gercekten dengesizin sozlukteki karsiligi." |minsung, oneshot.