(3.BÖLÜM)

1.6K 101 7
                                    


"tamam boşver zaten kafanda yığınla iş var." diyen iç sesime haklılık payı verdim.

Yarın sabah ihtiyaç sahiplerine gıda dağıtımı olacaktı. Bu ferahlatıcı işle boğucu aile meselelerinden bir süre kurtuluyordum Dayımın arkadaşları kendi aralarında grup oluşturmuştu. Evinde erkek olan ailelere kendileri gidiyor ben ise evinde erkek olmayan, kadın ve küçük çocuk olan evlerden sorumluydum. Aramızda her ay para biriktirip paket hazırlıyor ve dağıtıyorduk. Arada bir ben yarım saat kadar onlarla oturuyor ve çocuklarla oynuyor akabinde evin dışında beni bekleyen dayımla eve dönüyordum.

Kadın hayır işlese bile dışarı mahremsiz çıkması caiz değil. Dar-ül küfürde yaşadığımız yetmediği gibi aynı zamanda her türden fitnenin kol gezdiği zaman dilimindeyiz. Bundan dolayı benden yanlızca 2 yaş büyük olan dayımla beraber gidip geliyordum.

Peki Türkiye neden Dar'ul Küfr?
Dar-ül Islam; islam ahkamıyla yönetilen devlet, dar demektir.
Dar-ül Küfür ise islam şeriatiyle yönetilmeyen beşeri kanunlarla yönetilen dar yani devlettir.
Dar-ül Küfürde yaşayanların akidelerini bilene kadar bulundukları darın hükmünü alırlar. Yani dar-ül küfürde yaşıyorlarsa akidelerini bilene kadar hükümleri kâfirdir. 4 mezhebe göre bu böyledir.

HANBELÎLER
İbn Muflih (V: h. 763) -el-Adab'u'ş-Şer'iyye- adlı eserinde, "Daru'l-İslam'ın ve Daru'l-Küfr'ün tahkiki hakkında bir fasıl" başlığı altında şöyle demektedir:

فَكُلّ دَار غَلَبَ عَلَيْهَا أَحْكَام الْمُسْلِمِينَ فَدَارُ الْإِسْلَام وَإِنْ غَلَبَ عَلَيْهَا أَحْكَام الْكُفَّار فَدَارُ الْكُفْر وَلَا دَارَ لِغَيْرِهِمَا

"Müslümanların ahkamının galip olduğu her dar; Daru'l İslam'dır. Şayet Kafirlerin ahkamı galip ise orası Daru'l-küfür'dür. Bu iki dar'ın dışında dar yoktur."
(Kitabu'l Adab'i'ş-Şer'iyye, c:1,sh:190 -el-Mektebetu'ş-Şamile-)

MALİKİLER
Maliki mezhebinin imamı İmam Malik bir başka mevzudan bahsederken Dar'ul Harb'i şöyle tarif etmektedir:

أَلَا تَرَى أَنَّ بِلَالًا أَسْلَمَ قَبْلَ مَوْلَاهُ فَاشْتَرَاهُ أَبُو بَكْرٍ فَأَعْتَقَهُ، وَكَانَتْ الدَّارُ يَوْمئِذٍ دَارَ الْحَرْبِ لِأَنَّ أَحْكَامَ الْجَاهِلِيَّةِ كَانَتْ ظَاهِرَةً يَوْمئِذٍ

"Görmez misin ki Bilal, efendisinden önce müslüman olmuş ve Ebubekr رضي الله عنه onu satın alarak azad etmişti. O belde (yani Mekke) ise o zamanlar dar'ul harb idi zira orada o gün cahiliye hükümleri galip idi." (el-Mudevvene, 1/511)

Böylece cahiliye hükümlerin bir bölgede hakim olmasını oranın Dar'ul harp sayılması için yeterli addetmiştir. Hanbeli ve Malikiler böylece herhangi bir tafsilata girmeden küfür hükümlerinin yürürlükte olduğu her bir bölgeyi Dar'ul Harp saymaktadırlar.

ŞAFİİLER

El- Buceyremi (v. 1221) şöyle diyor:

الْمُرَادُ بِدَارِ الْكُفْرِ مَا اسْتَوْلَى عَلَيْهِ الْكُفَّارُ مِنْ غَيْرِ صُلْحٍ وَلَا جِزْيَةٍ وَلَمْ تَكُنْ لِلْمُسْلِمِينَ قَبْلَ ذَلِكَ وَمَا عَدَا دَارِ الْإِسْلَامِ

"Dâru'l küfürden murat: küffarın sulh ve cizye olmaksızın ve daha önce daru'l İslam olmadan istilaları altında bulunan ve Dâr'ul İslâm dışında kalan ülkedir."

(Haşiyetül Buceyremi ale'l-Hatib c:3, sh:290 -el-Mektebetu'ş-Şamile-)

Görüldüğü üzere Şafiiler de Dar'ul Harb'i kafirlerin egemenliği altında olan ülke olarak tarif etmişlerdir.

Türkiye'de Muvahide Olmak..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin