²¹

809 58 50
                                    




nagi uyandığında kendini reo'ya sarılırken buldu. başını kaldırıp kollarında çıplak bir şekilde uyuyan çocuğun yüzünü gördüğünde bir anlığına nefes almayı unuttu.

okinawa kaçamağında reo sabah apar topar uçağa yetişme derdine düştüğü için başka herhangi bir şeye vakitleri olmamıştı.

nagi, o zamanın aksine şimdi manzaranın rahatlıkla tadını çıkaracaktı ayrıca bu defa reo endişe ya da suçluluk duygusu olmadan yanındaydı.

reo derin bir uykuda olsa bile o kadar huzurlu o kadar baş döndürücü görünüyordu ki nagi'nin zamanı durdurma gücü olsa şuan kullanıp sonsuza kadar bu anda kalabilirdi.

dudaklarını alnına bastırıp eliyle mor bukleleri geriye doğru taradı.

perdelerin arasından sızan ışık reo'nun narin yüz hatlarını normalden daha ruhani gösterecek şekilde aydınlatıyordu.

uyanana kadar sessizce reo'yu izlemek güzel bir fikirdi ama sadece izlemek yeterli olmayacaktı. uzanıp kolunu reo'nun beline doladı ve yüzünü boyun girintisine gömdüğünde mor saçlıdan belli belirsiz birkaç mırıltı aldı.

reo'nun çıkardığı sevimli seslere karşı gülümsedi.

nagi, pürüzsüz tene masum öpücükler bırakmakla başlasa da bu öpücükler yavaş yavaş küçük ısırıklara dönüştüğünde reo'nun uyanmaması imkansızdı.

"na-" boynunda keskin bir acı hissedince reo'nun tatlı uykusu sona erdi.

"nagi." reo kıkırdadı. nagi başını kaldırıp yakalanmış bir yavru köpek gibi iri gözlerle ona bakarken gülümsemesine hakim olamadı.

"bana ismimle hitap et reo, sadece sevişirken mi ilk adımı kullanacaksın?" nagi'nin dudaklarını büzerek çocuk gibi somurtması uzun sürmedi.

"eğer öyleyse bu yataktan çıkmana izin vermeyeceğim mikage." elleri reo'nun belinden aşağı kaymaya başladığında reo engel oldu.

"tamam uslu dur, bundan sonra dikkat edeceğim." nagi'nin bitmek bilmeyen bir açlığı olabilirdi ama reo daha dün gecenin izlerini ve yorgunluğunu taşıyordu.

"adımı söylediğini duymak istiyorum reo, hadi."

"seishiro."

"tekrar." nagi, reo'nun dudaklarına masum bir öpücük bıraktı.

"seishiro."

"tekrar." bir öpücük daha.

"seishiro."

"tekrar." öpücük.

"aman tanrım, sei dur artık." reo gülerek söyledi.

"evet işte böyle." nagi tam olarak adını bu şekilde mutlulukla söylemesini istiyordu.


...



"bugün dersin var mı ya da herhangi bir işin?" nagi merakla sordu.

"yok sanırım olsa da iptal ederim ya da gitmem, bir planın mı var?"

"bir şeyler düşündüm aslında." mor saçların değdiği omuza burnunu sürtüp öptü.

"anlat bakalım neler düşündün." reo da nagi'nin göğsünde daireler çizerken sordu.

"kahvaltıda konuşmaya ne dersin. ben hazırlayana kadar duşunu alırsın sende?"

"peki o zaman, reddetmesi zor bir teklifle geldin."

"umarım tüm tekliflerim için böyle düşünürsün." nagi duyulmayacak kadar kısık bir sesle söyledi.

"ne?"

"banyo hemen şurası zaten biliyorsun." evet reo bir çok defa gelmişti bu eve bilmediğimiz bir şey değil.

"dolaptan da istediğin kıyafetleri alabilirsin seninkiler pek giyilecek durumda gibi görünmüyor." yerde nagi'nin gazabına uğramış olan zavallı gömleğe bakarken güldüler.

"teşekkür ederim o pantolon da hiç rahat değildi zaten."

"gerçekten çok rahatsız görünüyor o daracık pantolonu ne diye giydin ki?"

"seni baştan çıkarmak için aptal." reo yanaklarında hafif bir pembelikle cevap verdi.

"beni baştan çıkarmak için ekstra bir şeye ihtiyacın yok reo, tek bir bakışınla bile eriyebilirim."

aldığı cevaba karşılık olarak reo, nagi'yi kendine doğru çekip dudaklarını birleştirdi ama nagi'nin öpücüğü derinleştirmesine izin vermeden geri çekildi.

"fotoğraf ? ne oldu onlara bastırdın mı yoksa dijitalden mi istiyor hoca?"

"of şimdi nerden aklına düştü reo boşver onu öpüşelim biraz daha gel buraya." yeniden reo'nun dudaklarına uzandı ama reo ellerini beyaz saçlının omuzlarına koyup engel oldu.

"merak ettim işte, sırf o ödev için peşine düşmemiş miydin hem?"

"hayır, senden hoşlandığım için peşine düştüm."

"yalancı."

"fotoğraflar içerde daha sonra gösteririm ve yalan söylemiyorum ödev işin bahanesi oldu denebilir ama cidden senden daha güzel birini bulmam imkansızdı o ayrı."

"beni utandırmak için söylüyorsun değil mi?"

"bunları bir şeyler yerken konuşsak? gece çok enerji harcadım ve şuan seni yememe de izin vermiyorsun o yüzden nagi.exe çalışmayı durdurmadan önce sen banyoya bende mutfağa gidiyorum tamam mı bir tanem." nagi, reo'nun dudaklarından son bir öpücük çalıp mutfağa kaçtı.

reo da nagi'nin sözünü dinleyip duşa girdi.

....

reo duş alırken nagi arkadaşlarına mesaj atıp tavsiye istemişti ama aldığı yanıtlar pek tatmin edici olmasa da haklılardı.

bu kadar erken bir evlilik teklifi reo için de şaşırtıcı olurdu bu yüzden nagi işleri ağırdan almaya karar verip evlilik düşüncesini erteledi.

reo'suna tatlı bir kahvaltı hazırlarken aklına gelen fikirle salona koşturup bir kağıt parçası aramaya koyuldu.

"evet choki kağıttan yüzüklerle reo'ya yani babana çıkma teklifi edeceğim." sanki insanlığa faydalı bir icat bulmuş gibi dahiyane(!) fikrini gururla çocuğu olarak gördüğü kaktüsüne söyledi.

choki, nagi'nin ne ara böylesine iğrenç bir romantiğe dönüştüğünü merak ediyordu. hep mi böyleydi yoksa reo sayesinde mi böyle birine dönüştü emin değildi.



><><><





vıcık vıcık ask mı... yoo niye kiskanalim ki


moth to a flame // nagireoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin