1. TEKLİF
Mabel Matiz - İki Satır Yara ft. Aşkın Nur Yengi
Hissettiğim her şey bi gün benimle gömülecekti, biliyordum. Yarım kaldığım çok şey varmış gibi hissediyorum, her şeyi tam yapamamış olmam korkusu her zaman geriyordu beni. Bedenimi donduracak kadar soğuk suyu üstüme giydiriyorken, düşüncelerimin suyla beraber gitmesini umuyordum. Dizlerimin etrafına sardığım kollarım artık soğuk yüzünden uyuşuyordu. Bedenimi diri tutmaya ihtiyacım vardı.
Çok az bir süre geçtikten sonra evimin kapısının tıklatılmasıyla gözlerim banyomun koyu ahşap rengindeki kapısına ulaşmıştı.
Dubleks bi evde yaşıyordum, iki katı da benimdi ancak ikiside birbirinden bağımsız olduğu için üst katı ayrı bi ev yapmıştım. Alt katı artık neredeyse beraber yaşadığımız Gizem' e kiraya vermiştim. Lisede tanıştığım, güvendiğim nadir insandı.
Bu ev geçmişimden kalan tek yerdi. Anneannemin; anne tarafından tek kabul edebildiğim insandan kalan. İlk torunu olduğum için bu ev bana kalmıştı. Beni her şeyimle kabul eden ilk kadın.
"Efendim?" Banyo evin kapısının yanında olduğu için seslendiğim an duymuştu. "Kahvaltı hazırladım. Duştan çıktığında aşağıya gel."
Kafamı dizlerime yaslarken "Geliyorum!" diye bağırmıştım.
On dakika bile sürmeyen kısa bi duşun ardından bornozuma sarılarak kapıya doğru yürümeye başlamıştım. Çıplak ayak parmaklarımda ki bordo ojeler gözüme ilişmişti.
Kapıyı açtığımda karşıda ki açık balkonumun kapısından esen soğuk bornozumun açık bıraktığı bacaklarımı ısırıyordu. Hoşuma gitmişti, soğuğu ve üşümeyi çoçukluğumdan beri seviyordum.
Banyomun yanında ki yatak odasına girdiğimde camın önünde ki yatağımda, duşa girmeden önce hazırladığım kıyafetlerim duruyordu. Yatağın önüne geldiğimde bornozumun iplerini çoktan çözmüştüm, omzumdan aşağıya kaymaya başlayan bornoz saniyeler sonra ayaklarımın dibine düşmüştü.
Üstüme siyah boğazlı bir badi, altıma ise belimden dar şekilde başlayan ancak paçaları bana biraz bol olan bir jean giymiştim. Ayaklarıma siyah çorap botlarımı geçirdikten hemen sonra siyah oldukça bol kısa deri ceketimi ve küçük olan ancak içine istediklerimi alabilen çantamı elime alarak makyaj masasının önüne geldim. Solgun gözüküyordum, her ne kadar makyaj yapmayı seven biri olsamda bugün pek yapasım yoktu. Yaklaşık on dakika süren işimin sonunda yatak odasından çıkmıştım.
Evin kapısını kitledikten hemen solumdaki merdivenlerden aşağıya inmeye başladım, botlarımın çıkardığı tok sesler kulaklarıma dokunurken yüzümde ufak bi gülümseme oluşmuştu. Bu ses her zaman çok hoşuma gidiyordu.
Merdivenlerin sonunda ki kapıyı açarak Gizemin evine girmiştim. "Gizem?" diye seslenmiştim ki mutfakta takırtılar geliyordu. Oraya doğru yürümeye başlamıştım.
"Aşkım mutfaktayım, salona geç. Sofrayı hazırladım ben." dedi. Adımlarımı mutfaktan salona doğru yönlendirdim, zaten karşı karşıyalardı. salondaki masaya geçtiğimde arkamdan Gizem elinde çaydanlıkla masaya geliyordu.
"Günaydın balım. Napıcaksın bugün?" diye sormuştu, çay bardağıma çay doldururken, bense o sırada ekmek sepetinden bir dilim ekmek alıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DESTİNA
Teen Fiction+18 ve argo içerir. Gerçek kurumlar ile bir ilgisi yoktur. Hikayede geçen yer mekan ve öğeler tamamen hayal ürünüdür.