Arel'in yumruğuyla Karan geriye doğru savrulmuş ve ellerimiz ayrılmıştı. Bu defa Karan sinirle Arel'in üstüne yürüdü. Karan "Ben kim mi oluyorum? Hemen söyleyeyim Nefes'in sevgilisi oluyorum!" dediğinde Arel'in bakışları hızla bana dönmüştü. İnanmayan gözlerle bana bakarken Karan onun bu dalgınlığından faydalanmış ve ona yumruk atmıştı. Bu yumruk onu biraz geriye doğru savurmuş olsa da odak noktası değişmemiş hâla bana bakıyordu. Yanıma gelip karşımda durdu. "Bu..Yalan değil mi?" dedi beklentiyle. Bir şey diyemedim, başımı kaldırıp gözlerine bile bakamadım. Benim yerime Karan cevap vermişti.
"O benim sevgilim Arel! İster inan ister inanma!"
Karan yeniden elimi tutmak için uzandığında Arel onun kolunu tutup kafa atmıştı.
"Senin o elini kırarım! Dokunma dedim!"
Karan yerde kanayan burnunu tutuyordu. Arel ise öfkeyle soluyordu.
"Ne oluyor orada?"
Nöbetçi öğretmenin sesini duyduğumda tedirgin olmuştum. Umarım Arel benim yüzümden ceza almazdı. Ona yeterince zarar vermiştim. Öğretmen yanımıza yaklaşırken Arel bir anda elimden tutup koşmaya başlamıştı. Ben de mecburen onunla koşuyordum.
"Arel ne yapıyorsun?"
Beni peşinden sürüklerken ona yetişmekte zorlanıyordum. Müzik sınıfının önüne geldiğimizde içeri girip beni de içeri çekti. Ardından kapıyı kilitledi ve sırtını kapıya yasladı.
"Arel kapıyı açar mısın çıkacağım?"
Yalvaran bir ses tonuyla "Lütfen bana bunun kötü bir şaka olduğunu söyle!" dedi. Kapıdan uzaklaşıp yanıma geldi. "Benden ayrıldıktan iki gün sonra onunla sevgili olmadığını söyle!"
Cevap veremedim. Ben sessiz kaldıkça daha çok sinirleniyordu.
"Bana, seni kaçıran bir adamla sevgili olmadığını söyle Nefes!"
Bağırmaya başlamıştı, sanırım sabrının taştığı noktaya gelmiştik.
"Ben ona bir şans ..."
"Ne şansı Nefes? Sen ne saçmalıyorsun? Ya biz iki gün önce ayrıldık farkında mısın?"
Kollarımı tutup sarsarak söylediği sözlerle beni kendime getirmeye çalışıyordu. Sözcükler boğazımda koca bir yumru oluşturmuştu. İstesem de konuşamıyordum, aslında pek istediğim de söylenemezdi. Çünkü verecek mantıklı bir cevabım yoktu.
Kapının yumruklanmasıyla eş zamanlı Karan'ın sesi kulaklarıma ulaşmıştı.
"Nefes, sevgilim!"
Arel'le göz göze geldik. Yine kıpkırmızıydı aşık olduğum gözleri. Ve yine benim sayemdeydi bakışlarındaki bu hüzün.
Ellerimi tutup gözlerime baktı. "Nefes lütfen inkar et! Yalvarırım bunu yapmamış ol... Bana bunu yapmamış ol!" dediğinde gözleri beklenti doluydu.
"Benden ayrıldın ama barışırız dedim çünkü suçsuzdum." deyip birkaç saniye sustu. "Ama buna dayanamam Nefes! Başkasıyla olmana dayanamam, ölürüm! N'olur öldürme beni!"
Zaten tüm bunlar seni yaşatmak için Arel, sadece senin haberin yok...
Suskunluğumla gözlerindeki beklenti yavaş yavaş kayboldu. O sırada yine Karan'ın sesi duyulmuştu.
"Sevgilim iyi misin?!"
Arel bir küfür savurup elimi sertçe bırakmıştı. Kendimi bir boşluğa düşmüş gibi hissetmem normal miydi? Bu yüzleşme beklediğimden de ağır geçmişti. Bana arkasını dönüp uzaklaştı. Kapıyı açtığında Karan görüş alanıma girdi. Arel sınıftan öfkeyle çıktığında Karan yanıma geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇARESİZ
Novela Juvenil"Öp beni" "Ne! " Başını bana çevirdi. "Duydun, öp beni. " Dediklerini yapıyordum evet ama bu fazlaydı. Ben bunu yapamazdım. Başıma karşıya çevirdiğimde ne yapmaya çalıştığını anlamıştım. Tam karşıda Arel oturuyordu. Öfkeli gözlerini üzerimize dikmi...