Salona geçtiğimizde Leyla teyzenin elini öptüm. O da bana sarılarak, ağlamaya başladı. En çok da elimdeki morluğa gözümün altında moraran lekeleri görünce avucumu tutup, defalarca kez aglayarak öptü
Dedem o kadar sert vurmuştu ki ellerimdeki etler kalkmıştı. Yer yer ise kan toplanmıştı. Gözümün altı da yediğim tokatlardan dolayı tıpkı avuçlarım gibi yer yer morluklar oluşmuştu
Elini yanağıma getirip baş parmağıyla okşadı "Özür dilerim. Çok özür dilerim yavrum benim. Keşke seni onlardan almış olsaydık"
Nedense, bana çok samimi gelmemişti bu ağlamaları. Annem onun yanında bana defalarca kez tokat atmışlığı vardı. Hiçbirinde ses çıkarmazdı. Çocuktur hak eder derdi bazen. Lakin kızının yanında olunca işler değişiyordu. Ancak o zaman koruma mekanizmaları devreye girerdi.
Ama yinede minnetle başımı salladım. Sonuçta Selim amca beni alıp evine getirmişti. Sonra da dedemlere teslim edecekti. Gerçi Rüstem bey kabul eder miydi pek bilinmez. Zaten dedemi bir kere tek gördüm. Oda kabristanda. Fakat babamın acısından dolayı pek bakmamıştım yüzüne.
Leyla teyze, tekrardan bana sarılıp ayağa kalktı ve elini omzuma yavaşça değdirip mutfağa götürdü. Hizmetliye dönerek "Kızım, sofrayı kurun hemen!" diye emir verdi.
Minnetle gülümsedim Leyla teyzeye. Vicdan azabından olacak ki, benimle eşit boya gelmek için dizlerinin üzerine çökerek yüzüme baktı. Bir süre öylece yüzümdeki morluklara baktı. Ağzının kenarıyla "Elleri kırılasıcılar" diye konuştu.
Gözleri yeteri kadar dolunca dayanamadım. Mahçup dolu ses tonumla "Leyla teyze, kendini suçlayıp durma nolur. Üzülüyorum" dediğimde hıçkırarak bir daha bana sarıldı. Burnumu çektikten sonra arkasını döndü ve hizmetliye bağırarak "Kızım iki saattir ne yapıyorsun? Haydi biraz çabuk ol!"
Şok geçirdim bir anda. Nasıl bir duygu geçişi olmuştu öyle. Ardından benden biraz uzaklaşarak yanağıma getirdiği eliyle okşayıp öptü. "Özür dilerim bağırdım için" diye kendini düzeltti.
Sonra ayağa kalkarak doğruldu ve beni masaya yönlendirerek sandalyeye oturttu.
Tebessüm eden yüzüyle "Haydi sen güzel güzel yemeğini ye bir tanem" dedi ve hizmetliye dönerek "Kızım misafirimize yemeğini sen yedir. Sonra da odasına götür. Güzelce banyosunu yapmasına yardımcı ol. Yorgundur. Uyusun biraz" diye emir verir tonda konuştu. Hizmetli ise Leyla teyzeye bakmadan bana gülümsedi. "Peki efendim" dedi.
Yemeğimi yedikten sonra banyomuda yaptım. Adını bilmediğim hizmetli ablaya teşekkür ederek yatağıma girdim. Tam uyuyacaktım ki odanın kapısı sertçe açıldı. Korkudan yerimde kalakaldım. Ama bana koşarak gelen Sevda'ya yutkunarak baktım. Direkt bana sarıldı. Biraz rahatladığımda bende ona sıkıca sarıldım. Çok özlemiştim. Tek arkadaşımdı.
Üç, dört ayda bir Selim amca mutlaka getirir buluşurduk. Herşeyimizi birbirimize anlatırdık. Annem bana tokat attığında yada hakaret ettiğinde Sevda küçücük bedenine bakmadan araya girer, beni savunurdu. Annemde Sevda'yı öperek haketti diye karşılık verirdi.
Elimden tutup odasına götürdü. Biraz sohbet ettikten sonra Haftaya abisinin yani Burak abinin geleceğini söyledi. Abisini uzun zamandır görmemiştim. Sanırım onu en son gördüğümde altı yaşında falandım.
***
Sabah olduğunda, kahvaltı yapmak için kaldığım odanın kapısı tekrardan açıldı. Sevda yatağa atlayarak "Hadi kalk, kahvaltıya uykucu" diye neşeyle konuştu.
"Tamam Sevda'cım. Çekiştirme lütfen. Yüzümü yıkayıp geliyorum" çekiştirince hala acıyan yerlerim ağrıyordu çünkü
"İyi o zaman. Ben seni kapıda bekliyorum" deyip tüllü eteğiyle sallana sallana kapıya doğru yürüdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GözYaşı
Short StoryAnnesinden yediği dayaklar yüzünden gözyaşlarını kaybeden bir çocuk/Genç #1 Sevgi #1 Love #1 romantizm #1 Biseksüel #1 Lgbt #1 Gay #2 Eşcinsel