Merhaba ballarım🍯
Baya oldu görüşmeyeli, umarım hepiniz iyisinizdir.
Bu bölüm sınır falan koymuyorum, gönlünüzden geçerse oy verir, yorum yaparsınız.
İyi okumalar🌸Bölüm şarkısı: Sezen Aksu - Yalnızca Sitem💔
***
Yazı sonbahara bağlayan serin bir eylül sabahıydı o gün. Şehrin puslu havası, yağacak olan yağmuru müjdeliyordu sanki.
Genç kadın, üzerindeki deri ceketin gri kapüşonu usul usul çiseleyen yağmur damlalarından kaçınmak istercesine kafasına kaldırmıştı.
Ellerinde, sıkı sıkı tutmaktan parmak boğumlarını beyazlatan minik bir kağıt parçası tutuyordu.
Durgun bakan gözleri, yağan yağmura inat dinginliğini koruyan denizin zift maviliklerine kilitlenmişti.
Pervasızca esen rüzgar, kapüşondan açıkta kalan koyu renk saçlarını yüzüne doğru savuruyor ama o, buna rağmen tek bir tepki dahi göstermiyordu.
Renkli gözlerini çevreleyen beyazlık koyu bir kızıllıkla süslenmişti. Yanaklarında, kurumuş göz yaşlarının silik izleri vardı.
Baş parmağı, elinde tuttuğu fotoğrafı okşarken, suratında tek bir mimik dahi oynamazken, gözlerinin derinliklerindeki saf acıyı sadece dikkatlice bakan birisi görebilirdi ancak.
Aradan yıllar geçmesine rağmen, acısı hâlâ tazeydi. Çünkü bazı kayıpların yeri hiç dolmuyor, bazı yaralar bir türlü kabuk tutmuyordu.
Yıllar önce, onların varlığını ilk öğrendiğinde deli gibi korkmuş, oturup saatlerce ağlamıştı bu çaresizliğine. Kabullenmesi kolay olmamıştı ama tam onları kabullenmiş, varlıklarına alışmışken, bir gün ansızın uçup gitmişlerdi ellerinin arasından.
Geride kırık bir kalp ve asla kabuk tutmayacak bir yara bırakmışlardı.
İsimlerini bile düşünmüştü oysaki, giyecekleri ilk kıyafetleri özenle seçip dolabının bir tarafına asmıştı. Çünkü dolabı açıp onları her gördüğünde, yeniden başlamak konusundaki arzusu daha da kuvvetlenmiş, kendine olan inancı daha da güçlenmişti istemsizce.
Varlıkları gibi, yokluklarını da kabul etmek kolay olmamıştı Aysima için. Belki Victor'un desteği olmasa toparlanıp yeniden podyumlara adım dahi atamazdı ama onlar rahmindeyken kendisine verdiği sözü tutmazsa, en büyük haksızlığı onlara yapacağını düşündüğünden bu defe daha güçlü bir şekilde tutunmuştu hedeflerine ve sonunda, olmak istediği yere vardığında, kameralara her gülümsediğinde aslında onlara da gülümsemişti.
"Anneniz başardı." diye fısıldamıştı sessiz bir şekilde.
Parmakları arasındaki ultrason fotoğrafını parmağı ile okşarken içini çekti. Bu, onlardan kalan tek şeydi. Bir zamanlar, iki küçük kalbin rahminde attığını hatırlatan yegane şey bu ultrason kağıdıydı işte.
Belki de, Bora'yı hayatına yeniden almayacak olsa bile, onu affedebilirdi. Ama Bora, hiç bilmese bile bu ihtimali elinin tersi ile geri itmişti ve Aysima, ona dair içindeki tüm duyguları (nefrette dahil) o gün söküp atmıştı işte.
Derin bir soluk alarak göğsündeki acıyı bastırmaya çalıştı. Bu gerçeği, Victor dışında kimse bilmiyordu ve sonsuza kadar da bilmeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Can Parçaları
ChickLit"Aysima olmuyor, anlamıyor musun? Bir heves uğruna evlendik ama yürütemiyoruz işte." "Bir heves uğruna mı? Yaşadıklarımız bir heves miydi senin için?" "Evet! Bir hevesti, çocuktuk anlayamadık sadece." Sevdiği adamın tüm yaşadıklarını geçici bir heve...