" Bence bir an önce arkadaşlarınız için güvenilir bi avukat tutun. "
Polis memuru gençlerin yanından ayrılırken, diğerlerine sadece arkasından bakmak düştü. Her biri tekrardan ifade vermişti. Seung ve Minho ise savcılığı sevkedilene kadar nezarethanede kalacaklardı.
Chan üstünde oturduğu tekerlekli sandalyesinin tekerleklerinde elini sürerken, sadece ufak bir umut bekliyordu( bakın smut değil UMUT SKZKSKZKSKZ) . Diğer gençlerde duvarların yanında bulunan oturaklara oturup beklemeye başladılar.
Yaklaşık 1 saat sonra Chang ayağa kalktı ve yetkili birilerinin bulunduğu yere ilerlemeye başladı. Onu durduran ise Jeongin'in sesi oldu.
" Nereye?"
" Böyle boş boş oturacak mıyız? En azından onları görmeyi talep edelim."
" Bekle bende gelicem."
" Hızlı ol."
Jeongin de ayağa kalkıp Changbin'in yanına koştuğunda birlikte ilerlemeye başladılar. Geride kalan gençler ise bu konu hakkında konuşmaya başladılar.
Onlarında içi rahat değildi. Sonuçta daha arkadaşlarının ne ile karşılaşacaklarını bilmiyorlardı. Onlar suçlu masumlardı. Yaklaşık yarım saat sonra Chang ve Jeong tekrardan gençlerin yanına geldiler.
"Birazdan bi zanlı daha girecekmiş. Biz ondan sonra istersek ikişer ikişer girebilecekmişiz. "
Jeongin heyecanlı heyecanlı konuştuğunda Chan'ın yüzünde buruk bir gülümseme belirdi. Sonrasında da hemen bozuldu. Gençler bir süre daha oturduğunda bir kaç polis ve aralarında bir kadınında bulunduğu sürü gelmeye başladı. Biraz uzaklarında durdular. Kadının kollarını sadece 2 polis tuttu. Diğer polisler dağıldı.
Polisler dağılınca kadının yüzü açılmıştı. Chan kafasını kaldırıp o yöne baktığında gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Çünkü o kadın Seungmin'in annesiydi. Chan bi anda sandalyeden kalkmaya çalıştı. Diğer gençler kadını tanımadığı için olayi ilk önce anlamayıp Chan'ı tuttular ve geri yerine düzgünce oturttular. Chan, arkadaşları onu tutunca bağırmaya başladı.
" Bırakın!! Bu şerefsiz benim ailemi yok etti!! Bırak geberticem o pisliği!! BIRAK!!"
Chan yerinden kalkmaya çalışırken gozleri dolmuştu. Diğer gençler o kadının Seung'un annesi olduğunu anlayınca Chan'ın önüne geçtiler ve onu görmemesini sağladılar.
Chan bi an pes edip kafasını geriye yasladı ve gözlerinde biriken yaşları bıraktı. Kendi kendine sessizce söyleniyordu. Kadın Chan'ı orda ilk gördüğünde ne kadar korksada sonrasında bir şey yapamayacağını anlayıp polislerle ilerlemeye devam etti.
Chan fazla stres yaptığı için ağrıları artmıştı. Bu yüzden gozleri kapanıyordu. Hyun yavaşça sandalyesini kendi oturduğu yere yaklaştırdı.
" Chan, sabret biraz. Az kaldı. Görücez şimdi Seungmin'le Minho'yu."
Chan kafasını sallayıp kendini düzelttiğinde nezarethane kapısı açıldı ve içeriden bir polis çıktı. İkişer ikişer alacağını söyledi. Odaya daha fazla beklemesin diye ilk Chan ve Han girdi. Han Chan'ın arabasını sürerken, polis memuru kapıyı araladı ve onları içeri aldı. Sonrasında biraz ilerleyip farklı bir kapıdan girdiler.
Girdikleri kapı demir parmaklıkların arkadaşında olan Seung ve Minho'nun bulunduğu odaydı. Han Chan'ı tam demirlerin önüne getirdi ve orada tekerini kilitledi. Seung hızlıca oturduğu yerden kalkıp demirlerin arkasından, Chan ile aynı hizaya gelebilmek için biraz eğildi.
Minho'da aynı şekilde Seung ile birlikte kalktı. Bir eliyle Chan'ın elini diğer eliyle Han'ın elini tuttu. Chan Seung'a baktığı anda gozleri tekrardan dolmuştu. Seung ise onu üzmemek için gülümsemeye çalışıyordu. Tabi ne kadar çabalayabilirse.
" Benim yüzümden..."
" Hayır Chan, senin yüzünden değil..."
" Benim yüzümden..."
Seung Chan'ın boşta olan elini iki eliyle kavradı. Okşarken Seung'un gözünden bir damla yaş düştü. Sessizce konuşmaya başladı.
" Seni seviyorum..."
" Bende... Çıkacaksın biliyorsun değil mi...?"
Seunh bir şey diyemedi. Başını yavaşça yere eğdi. Hiç kendini bu kadar çaresiz hissetmemişti Chan. Aslından çok yakınlardı ama bi o kadar da uzak. Tarif edilemez bir acının eşliğinde birbirleri ile geçirdikleri son zamanlarının tadını çıkardılar...
Selam. Bu seferin çok tutamayacağın sizi. Hatalarim varsa özür dilerim. Keyifli okumalar ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorbam [Chanmin]
Fiksi Penggemar{DÜZENLENİYOR} "Oyuncağımın izinsiz alınmasından hoşlanmam."