I have no bad intentions

72 10 9
                                    

Playlist
Jihyo - Closer
Model - mey
IVE - Queen of Hearts
⋆ Ateez - Inception
⋆ Ateez - Mist

Taehyun'un gitmesi, kanıtlarını eski sınıf arkadaşımız Seo Soojin ile göndermesi, benim yeniden kendimi odama kapatmam ve arkamdan işler çeviren erkek arkadaşımdan ayrılmam üzerinden 2 hafta geçmişti.

Reddetme şansım olmayan, net kanıtları ile kapıma başkasını göndermesi ile dilim tutulmuştu. Her zaman onun haklı olmasından o kadar nefret ediyordum ki.

Bu 2 hafta oldukça bunaltıcı geçmişti. Sürekli yağmur yağmasına rağmen hava insanı daraltacak derecedeydi.

Yaptığım tek şey yatağımın tam önündeki camdan gri bulutları izlemek ve her yerden engelini açtığım mesaj kutusundan bir mesaj beklemekti. Hatalarımın dersini çıkarıyordum ama o gelmiyordu. Zaman sıkıcı bir yavaşlıkta akarken haberi olmasını istedim. Çaresiz halimi görsün ve acısın istedim. Gelsin diye acınacak hale bile düşmek bana yanlış gelmiyordu artık.

Yeonjun hyung ise evimde kalıyor, ölmemem için bana yemek yapıyordu. Yemek derken ramenden bahsediyorum. Her gün ramen yemek ona ağır gelmiyor olacak ki aynı iştahla yiyordu. Şuan da aynısı yaparak önümde acı soslu erişteleri hüpletiyordu. Ona bakışlarımı farketmiş olacak ki çubukları masaya koymuştu.

"Ay Gyu ye artık, ne nazlandın."

Dediği şeyle elimdeki çubukları gözlerine sokma isteğimi içime gömerek derin bir nefes aldım. O ise dudaklarını büzmüş bana bakıyordu.

"Ne var, her gün ramen yemek akıl işi mi? Kusacağım artık." Yüzümü buruşturarak söylediğim şeylerle gerçekten şaşırmış durması sırıtmama neden olmuştu.

"Bir daha sakın sevgilime bu lafları söyleme cüretinde bulunma seni küçük tapyoka incisi!" Gerçekten buna sinirlenmesi ise kahkaha atmama sebep olmuştu.

"İlginç birisin." Önümde soğumuş ramenden küçük bir parça alarak söylediğim şey onun da tebessüm etmesini sağlamıştı.

2 haftadır üzerimden gitmeyen daralma hissinin bu konuşma sonrası gitmesi derin bir nefes vermeme sebep olmuştu. Sonunda rahat bir nefes almıştım.

"Taehyun beni hiç mi sormuyor?" Dediğim şeyle yüzündeki ufak tebessümün kayboluşunu izlemiştim. Dudaklarını yalamış ardından söyleyecek bir şeyi yokmuş gibi kemirmeye başlamıştı stresle.

"Soruyor."

Gelen tanıdık sesle kafamı hızlıca kaldırdım. Gözlerim ve ağzım şaşkınlık ile aralandığında oturduğum sandalyeden kalkarak sırıtan kadına doğru ilerledim. Ellerim yakalarına gidecekken arkasından gelen Jongho beni engellemişti.

"Sizi sikikl-"

"Şş, sana hiç yakışıyor mu böyle şeyler canım." İtici ses tonu midemi bulandırırken benim gibi öfkeli olan Yeonjun hyunga diktim gözlerimi.

"Nasıl girdiniz evime."

Karina sırıtarak elinde Jongho'ya eskiden verdiğim yedek anahtarı sallamıştı. Elimi anahtara attığım anda ise geri çekmesi bir olmuştu.

"Senden gerçekten nefret ediyorum, sürtüksün!"

Hakaretler kızı etkilemiyor gibi yeni boyadığı uzun sarı saçları ile oynamaya başlamıştı.

"Oysa ben sana Taehyun'un sana işletmemi istediği mesajı iletecektim, ama istemiyorsun sanırım gidelim." Kolundan sıkı bir şekilde tutmam ile alaycı yüzü yerini düz bir ifadeye bırakmıştı. Beğenmemiş bir tavırla beni süzmesi sinirlerimle daha fazla oynarken elini tam gözümün önüne getirdi.

28 reasons ' TaegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin