Omuzumdaki çantanın ağırlığını her günden daha çok hissettiğim bir gündeydik.
Birkaç gün öncesine kadar,nefret ettiğim bir ezik her gün bıkmadan benden hoşlandığını söylüyordu. Bense bıkmadan reddedip rezil ediyordum.
Her şeye rağmen benden nasıl hoşlandı bilmiyorum. Fakat ben bu durumdan bıkmıştım.
İki gün önce ise onu hakaretlerle dolu bir mesajla reddettim.
O ise...
Bana bir veda paragrafı yazdı. Paragrafta intihar edeceğinden bahsediyordu.
Bugün okula geldiyse içimdeki vicdan azabından kurtulabilirdim.
Okuldan içeri girdiğimde onun en yakın arkadaşına koştum.
"Jennie geldi mi?"
Kız bana yüzünü döndüğünde ağlıyordu.
"O öldü! Her şey senin yüzünden,onu bu kadar zalimce reddetmesen o şu an yanımda olacaktı."
Hayır,vicdan azabım peşimi bırakmayacaktı.
Okulun geri kalanında ona neler yaptığımı düşünüp eve gittim.
Akşam olmasını beklemeden gözlerimi yumdum.
Gözlerimi açtığımda ise...
Bilinmeyen bir odadaydım. Burası kesinlikle benim odam değildi,tanıdığım hiçbir odaya benzemiyordu. Odayı biraz kurcalamaya başladım.
Genellikle posterler vardı,yanıbaşımda ise bir telefon. Beklemeden telefonu açtım. Şansıma kilidi yoktu. Galeriye girdiğimde okulda benden habersiz çekilmiş resimlerim vardı. Ve,Jennie'nin yani intihar eden kızın resimleri...
Onun telefonunun neden yanıbaşımda olduğunu düşünürken gözüm karşımdaki aynaya takıldı.
Aynada kendimi değil,Jennie'yi görüyordum.
Ellerimi hareket ettirdiğimde Jennie'nin eli hareket ediyordu.
Ben Jennie olamazdım,bu bir rüyaydı. Birazdan annem beni uyandıracaktı ve her şey bitecekti.
İçeriden bir kadının sesi geliyordu.
"Jennie kahvaltı hazır!"
Telefondan tarihe baktım, 16 Kasım 2023.
Jennie'nin intihar edeceği gündü.
Kalkıp içeri gittim, kadına şaşkın bakışlar atmış olmalıyım ki hemen fark etti.
"Jennie,bir şey mi oldu? Yüzün bembeyaz olmuş. Hem beyaz inci bilekliğini takmamışsın,her gün takardın."
Bahsettiği bileklik yılbaşı kurasında Jennie'nin bana çıkmasıyla öylesine aldığım ucuz bir bileklikti.
Her gün taktığına göre epey değer veriyor olmalıydı.
"Ah! Evet unutmuşum."
Hâla şaşkın olduğum için saçma bir oyunculuk yaptım.
Önümdeki kahvaltıyla biraz oyalandıktan sonra okula gittim.
Oradan bir şeyler öğrenmeliydim.
Okula girerken Jennie'nin arkadaşları yanıma doğru geldi.
"Hey! Jennie gerçekten bunu yapmakta kararlı mısın?"
Bu da beni şaşırtmıştı.
"Neyi?"
Bu sefer şaşıran taraf Mary,yani Jennie'nin arkadaşıydı.
"Dedin ya bugün tekrar açılacağım, belki reddetmez diye."
Doğru ya,bugün bana tekrar açıldığında o kadar kötü reddetmiştim ki, intihar etmişti.
"Evet,unutmuşum. Kararlıyım, yapacağım."
Ve gördüğüm kişiyle duraksadım.
Bahçede kendimi görmüştüm. Hızla oraya ilerledim.
"Yine ne var Jennie! Sana aşığım falan diyeceksen siktirip git."
Ona her zaman kötü tavırlar sergilerdim. İntihar etmesinin temel sebebi de bendim zaten.
Yanımdan uzaklaşmam en iyisiydi. Fakat kilitlenmiştim. Ağzımı oynatıp bir şeyler söyleyemiyor,gidemiyordum.
"Evet Lalisa, sana aşığım."
Bunları söylemek istemiyordum fakat konuşacağım şeyleri seçemiyordum. Güneşli hava bir anda kapanmıştı. Herkes donmuştu.
"SENDEN VE BU SAÇMA SAPAN CÜMLELERİNDEN NEFRET EDİYORUM SÜRTÜK! ÖLÜP GİTSEN DE BU OKUL SENDEN KURTULSA!"
Bu cümleleri kurduğum için çok pişmandım şimdi. Bunları bilsem kurmazdım.
Bir anda hava tekrar açıldı,insanlar yürümeye başladı,ve ben kendimi yönlendirebilmeye başladım.
"Ne oldu az önce?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
again
Teen FictionLalisa okulun zorbalarındandı. Herkes onun hiç pişman olmayacağını düşünürdü,ta ki o olay olana kadar.