Medyada Alp'in dairesinin planı var kafanız karışmasın diye. Odaların yerleşimi doğru sadece bu arada.
İyi okumalar ^^
.
Böyle bir duruma düşücek ne günah işlemiştim hiçbir fikrim yoktu. Niye kaçırılıyordum daha onu bile bilmiyordum.
Okuduğum kitaplarda, izlediğim filmlerde kaçırılan kişi hep bayıltılmıyor muydu? Benim eksiğim neydi de direkt gözlerimi bomboş bir odada kafamda ağrıyla açmak yerine böyle şeylerle uğraşıyordum.
Sessizce kabullenmemin sebebi ise tabiki de arkadaşlarımdı. Yıllardır yanımdaydılar ailemden ziyade onlarla büyümüştüm ben ve onlara gelicek en küçük bir zararda mahvolurdum.
Başıma ne gelmiş çok da umrumda değildi açıkçası evet korkuyordum ama bu adını bile bilmediğim adamın bana zarar vermeyeceğinin farkındaydım. En azından bir süre.
Kabullenişimin ardından birlikte apartmana girmiştik. Daireme gidene kadar elini ensemde tutmuştu. Dayak yemek gibi fikrim yoktu o yüzden şuanlık sakin davranmaya karar vermiştim.
Sonuçta benim dairemdeydik bildiğim bir yerdi ve ne gibi bir plan oluşturursam oluşturayım bir adım önde olacaktım.
Bir artı bir küçük bir apartmanım vardı. Kapıdan içeri girdikten sonra minik bir koridordan geçip salon ve amerikan mutfağın bulunduğu yere çıkıyordunuz. Salonun hemen yanında da benim odam vardı.
Tarçın kapı açılır açılmaz kaçmak için atakta bulunurken hemen ayağımla önünü kestim. Bu hareketlerine artık alışmıştım.
Boynumu, ensemdeki elden kurtarıp yere eğildim ve Tarçın'ı kucağıma aldım.
Mutfağa doğru ilerlerken arkamdan kapının kapanma sesi geldi. Tarçının mamasını ve suyunu hızlıca yenileyip kafasına küçük bir öpücük kondurdum.
Hala adını bilmediğim adam salondaki koltuğa kurulmuş benim olduğunu tahmin ettiğim telefonla uğraşıyordu.
"Dikilip durma orada acele et."
"Tuvalete giricem yüksek müsadenle"
"Tuvaletin kapısını açık bırak."
Yüzüme yayılmış sinirli gülüşümle önünden geçip tuvalete ilerlerken duyduğum cümleyle hızla arkamı döndüm.
"Oldu birader gel birlikte yapalım istersen."
Konuşmasına fırsat vermeden devam ettim.
"Kusura bakma kapı açıkken tuvaletimi falan yapamam sabaha kadar beklersin."
Cevap vermesini beklemeden hızla tuvalete girip kapıyı sessizce kilitledim.
Ben ne bok yiycektim amına koyayım. Bu adamı dövmemin imkanı yoktu. Sıkıntıyla saçlarımı çekiştirip aynaya baktım.
Bağırıp çağırmam bir sike yaramazdı bulunduğum apartmanın duvarları ses geçirmezdi. Telefonum hala ondaydı ve yedek telefonum falan da yoktu.
Eğilip lavabonun altındaki dolabı açtım. Içinde temizlik eşyaları ve birkaç tane tuvalet kağıdı vardı.
Üzerine çamaşır suyu atsam bir işe yarar mıydı acaba ya da su yerine çaktırmadan çamaşır suyu verebilir miydim.
Bu kadar yıl gerilim filmleri izlemem hiçbir işe yaramamıştı resmen beynim donmuş gibiydi. Sıkıntıyla bir nefes verdim. Stresten kalp atışlarım hızlanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AVCI • GAY
Mystery / ThrillerBir seri katilin yeni avı olsaydınız özgürlüğünüz için ne kadar ileri gidebilirdiniz?