İkinci Yılın Görevi(bxb)

43.

  (AREN)

"Benim arabayla gitsek olmazmı?"

Dedi Merih. Garajdaydık
Bütün ajanların arabaları vardı garajda.

Başımı sallayıp
Mavi Astra 2011 model arabaya doğru yürüdüm.

Plakalar, ajanların isim soyisimlerinin baş harfleriyle oluşturulurdu. Hepsinin sonunda 05 başında A vardı. Yalnız komutan çavuş ve generalde bu değişiyordu.

Mesela benim arabanın plakası,

K   AD  05

Merih inki;

A  MA  05

Diyecektim Merih in plakası farklı.

HKK MA 01

"Lan hkk ne"

Cebinden anahtarını çıkkarttı ve anahtarlığını salladı

"Hava kuvvetleri komutanı"

Anahtarını elinden aldım

-HKK
Merih Akça-

Yazıyordu anahtarlıkta.
Kaşlarımı çatıp ona çevirdim bakışlarımı

"Lan şerefsiz senin rütben benimkinden üstün mü"

Gülümsedi

"Aren cim şerefsiz falan sevgiliye ayıp oluyor"

Ona geri gülümsedim

"Ne bok yiyon lan burda"

Omuz silkti

"Buraya gönderildim yerime baş komutan bakıyor arabaya binmiycenmi"

Yüzüme baktı ve bana doğru yaklaşarak üstüne basa basa,

"Hayatım?"

Dedi.
Kaşlarımı kaldırıp ona doğru bir adım attım

"Önümden çekilirsen binerim."

Aynı şekil üstüne basa basa,

"Hayatım."

Dedim.
Gülümseyip yana çekildi

.
.

"Merih şurda dur su almam lazım ilaç alıyorum."

Küçük bir marketin önünde durdu.

"Buyrun efendim"

Tam çıkacakken
- elim kulpta, kapı açık, tek ayağım dışarda
Götümü çıkmak için kaldırmışken, -
Başımı ona döndürdüm

"Sağolun efendim"

Kaşlarını çattı ve garip garip baktı

"Efendimmi"

"Hıhı efendim ya"
"Neden öyle dedin?"
"Sen bana efendim, ben sana efendim. Sen bana Aren ben sana Merih. Anladın?"

Gülümseyip başını salladı

"Peki tamam"

Dalga geçer gibi gülümsedim ve sol elimi iki defa yumuşakça yanağına çarptım.

"Aferin"

Arabadan inip markete geçtim.
Elimi ağzıma yaslayıp esnerken birine sertçe çarptım.

"Üzgünüm-"
"Hayır ben özür dile-"

Önümdeki adam siyah sweatli sweatin kapüşonunu takmış ama o kapüşonun altına siyah bir şapka takan biriydi.
Bildiğimiz klasik bir genç.

Ona çarpmamdan kaynaklı kapüşonu düşmüş birde taktığı şapka yüzüne düşmüştü.

Yere doğru bakarak şapkasını düzeltti sonra kapüşonunu taktı.

Yalnız şapkasını takarken saç rengi dikkatimi çekti.

Bakır rengi miydi o ya?

Ama yine sap gibi dikildiğimi fark edince, yürümeye devam ettim.
Dolaptan suyumu çıkarıp kasada öderken uzaktan tekrar o adamı gördüm. Ama? Yüzü tanıdıktı biraz. Gerçi maskeliydi de.

.

"Merih. Kapıyı çal. "

Abicim. Kolu havada bekliyor. Hayır kendi evini nerden biliyor bilmiyorum.
İlk defa bilmediğim birşey buldum.

"Tch. Çalamam"
"İyi"

Dedim ve kapının hemen yanındaki zile bastım.
Yüzüme öyle bir bakıyordu ki
Çok geçmeden açıldı

Açan kişi Miraç'tı
Genişçe gülümsedi

"Merhaba"

Merih hafifçe gülümsedi

"Merhaba,"

İşte tam o sırada telefonum çaldı.
Cebimden çıkardım,
Melis abla arıyordu.

Açıp kulağıma yasladım ve biraz uzaklaştım.

"Melis abla?"
"Ya baba benim ben"

Gülümsemem bütün yüzüme yayılmıştı.

"Efendim güzel kızım"
"Bu gün gel biraz noluuur bi sarılıyım hem yüzünü unutmak istemiyorum hem çok oldu gelmiyorsun lütfeeenn"

Gülümsedim, sonra karşıda penceresi açılan bir ev gördüm. Çok hoş müstakil bir e- lan bu benim evim.

"Tamam güzelim birkaç dakikaya yanındayım"
"OLEEEEY"

Sesini duymuştum.
Merih yanıma kadar yürüdü

"Gidelimmi?"

Ona baktım

"Sen gel benimle azıcık"

Karşıya geçip evin kapısını çaldım

"Kimin evi bu"
"Benim"

Kaşlarını kaldırdı

Kapı açıldı birden. Ve biri üstüme atladı.
İki kolumu sırtına doladım küçük güzelimin.

"Babamm canım benim"

Gülümseyip saçlarından öptüm

"Kızım birtanem benim,"

Ayrıldı birden.

"Baba, bu kim?"

Merih e bakarak söylemişti.
Bakışlarımı ona döndürdüm

"Bu.. "

Gülümseyip kucağımdan aldı Devin'i

"İsmim Merih seninki ne peki?"
"Devin"
"Memnun oldum"
"Bende.. peki size nasıl hitap edebilirim beyefendi?"
"Nasıl istersin?"
"Merih baba desem, sen beni sık sık ziyaret eder misin?"

Yüzümdeki şaşkın ifadeyi gizleyemedim.

.
.
——-_______________
<3