karşılaşma

51 5 2
                                    

İnsan sessizlikte bulur kendini. Sadece kendi nefes sesini duyduğunda anlar yaşadığını. Hoş gerçi her nefes alan yaşıyor değil ya, ama olsun. En azından kendine yalan söylediği zaman iyi hissediyor insan.

Ben Gece Kayrı . Yukarıdaki beş cümleyi şuan terk edilmiş bir yerdeki bozuk sokak lambasının altında duvara belimi yaslamış, ayaklarımı kendime çekmiş ve kollarımla ayaklarımı sarmış bir şekilde gösteriyorum...

Acıyla büyüyorum ve bu yüzden büyümek istemiyorum...

Telefonuma gelen mesajla yaşamaya olan inancım bitmiş bulunmaktadır. Bravo!

Kimden: Annem
Gece neredesin sen?! Çabuk eve gel!...

Hayret Annem evdeydi... Genelde annem ve babam her gün mahkemede oldukları için eve fazla gelmezler...

Merak etmeyin boşanmıyorlar.

Evet onlar avukat...

Ve şimdide bana kesin " oh ne güzel annesi ve babası avukat" demeyin çünkü çok kötü bir duygu...

Annemden gelen ikinci bir mesaj gelmesini istemediğim için hızla ayağa kalkıp, ve eve doğru ufak seri adımlar attım.

Hayat ne tuhaf değilmi? Hayatımı karartan o eve doğru ilerliyordum. Kader işte, ben istemesem bile beni acılarıma sürüklüyor. Acı işte, kaçamazsın çekmekten hep eser öfkesi saç tellerini savurarak. Kapının önüne geldiğimde bütün düşüncelerimden kurtulup zile bastım.Daha parmağımı zilden çekmeden kapıyı evimizin çalışanı sebehat teyze açtı.
düşüncelerimden kurtulup zile bastım
Ona ufak bir tebessüm yollayarak eve girdim.

Keşke girmeseydim...

İçeriye girmemle evin içinde dört dönüm dönen çalışanlarla vücuduma şaşkınlık eklenirken onlara Emir veren annemde bunun tuzu biberi oldu.

"Neredesin sen!?"diyen annem beni bu şaşkınlıktan bir anda sıyırıp aldı.

Bir saniye annem ne zaman taaa dibime kadar geldiki...

Gözlerim sağ tarafta kurulu olan yemek masasına kaydığın da masanın şıklığı beni benden aldı.

"Neler oluyor?"diye sordum annem sorusuna cevap vermeyerek.

"Yeni ortağımız ve ailesi bize yemeğe geliyorlar"dedi annem.

Tabi yaa bu kadar gösteriş onlar içindi.

Merdivenlerden gelen sese dönünce bir adamın kravatını düzenleyerek aşağıya geldiğini gördüm.

Kim lan bu adam?!

Tabi ya, babamdı. Kusura bakmayın kendisi hep işte olduğu için yüzünü unutmuşum.

"Geldiler mi?"diye soran babam göz ucuyla bile bana bakmadı.

"Yok hayatım..."dedi annem babamın yanağına ufak bir öpücük kondurdu.

Hahaha görende mutlu aile tablosu sanacak.

Şunu unutmayın, malesef mutlu aile tabloları mutlu değil yalancılardır. Hep dış dünyayı düşünürler. İçleri asla umurlarında olmaz. Sonuçta insanlar onların içlerine değilde dışlarına bakarlar.

İçeriye yankılanan zil sesi ile annemin gözlerindeki endişelenmenin görünmesi bir oldu.

Lan beni istemeye gelseler bu kadar endişelenmez...!

"Geldiler!"diyen annem ile derin bir nefes alarak kapıyı açan babam gözlerimi devirmeme sebep oldu.

Babam kapıyı açtı...

E ama bir zahmet yani...

İçeriye giren bir adam ve bir kadın oldu. Offf sıkıcı...

Bir saniye bir saniye...

İçeriye giren biri daha vardı...

SOKAK LAMBASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin