Bilinmezlik nedir? İnsanı neye sürükler? -bir çok şeye.
💋🎱
Sabahın ilk ışıklarıyla uyandım. Hatta ışık bile denmezdi çünkü hava hala karanlıktı. Kalın gri perdelerimi sonuna kadar açtım. Ardından sürgülü camlarıda çektim. Ciğerlerime dolan temiz havayı soludukça yenileniyor gibi hissediyordum. Dışardaki sisli gri bulutlu hava içime daha fazla huzur dolmasını sağlamıştı. Arkamı dönüp dolabıma doğru ilerledim. Siyah örme kazak ve bol kumaş bir pantolon alıp üzerime geçirdim. Ardından odamda en sevdiğim köşem makyaj masamın karşısında geçtim. Tenim her zaman ki gibi solgun ve renksizdi. Hasta gibi görünüyordum, zaten çokta sağlıklı değildim ya neyse.. Kıvrık kirpiklerime rimel sürüp siyah bi göz kalemi çektim. Dudaklarıma da şeffaf bir gloss sürüp makyajımı tamamladım. Hypnotic poison parfümüm ile tabiri caiz bir banyo yapıp alt kata indim. Babamı uyandırmadan gri dizlerime gelen kabanımı üzerime geçirip evden çıktım.
Hava beklediğimden soğuktu. Sonbahar da olmamıza rağmen havalar fazlasıyla soğuktu. Arabama binip düşük derecede klimayı açtım. Yola çıktığımda saat yeni 5.30 oluyordu. Erken kalkıp şehri boş boş turlamayı çok seviyordum. Kısık bi sesle müzik açıp yoluma devam etmeyi planlıyordum ki benzinimin az kaldığına dair bi uyarı aldım. Biraz daha yola devam edince ilk çıkan benzinliye doğru kırdım. Saat daha erken olduğu için boş olacağını düşünüyordum ancak yanılmıştım. Benzinliğin market kısmının yakınında siyah bi araba gördüm. Önemsemeden aracı yerleştirdim ve görevli çağırmak için markete doğru yürüdüm.
İçeri girdim ve pardon bakar mısınız diye seslendim. Kasadaki görevli önündeki ödeme yaptığını düşündüğüm adamın yanına doğru eğildi;
Geliyorum hanfendi siz araca doğru geçin.
Dışarısı soğuk olduğu için markette beklemeye karar verdim ve reonların arasında dolanmaya başladım. Yaklaşık 3 dk sonra o iki adamı kontrol etmek için baktım ve hala ödeme yapıyor gibi görünüyordu.
Beyfendi sizi mi beklicem bu soğukta hadi.
Arkası dönük deri ceketli ödeme yaptığını düşündüğüm adam yavaşça bana doğru döndü. Zaman yavaşladı, sabahın uğultusu kısıldı..
Alnına düşmüş kızıl saçları arasından yeşil gözleri ile bana bakıyordu. Yüzü yara içindeydi. Göz altları morarmış, burnunun ucu kızarmıştı. Gözlerimin içine bakarak;
Ahmet sen arkadaşı bekletme geç.
Abi yüzü-
Ahmet ne diyosam onu yap oğlum.
Kasanın yanındaki kapıdan dolaşarak yanıma geldi.
Buyrun hanımefendi diğerek otomatik kapıdan geçti. Kapının açılmasıyla dikkatim dağılmıştı ancak hala aklım o kızıl saçlardaydı. Yanımdaki adamla beraber arabaya ilerleyip benzini doldurduk. Ödeme yapmak için tekrardan markete yöneldim. Kızıl saçlı beyfendi de çıkmak için kapıya yaklaşıyordu. Ondan önce davranıp hızlı adımlarla kapıyı açtım ve tam karşısında durdum.
Ödeme yapacağım biraz bekler misin?
Dalgın görünüyordu. Hıhı der gibi bir ses çıkartıp kafasını salladı ve kapının yanındaki duvara yaslandı. Ödemeyi yapıp tekrardan yanına gittim.
Kötü gözüküyorsun yardım edebilir miyim?
Uyumadığı belli olan yeşil gözleri ile boş boş beni seyretmeye devam ediyordu.
Hey arkadaşım öldün mü kaldın mı cevap ver.
İyiyim. Arabaya kadar eşlik eder misin başka bir şey istemiyorum.
