Hayatım boyunca mantıklı düşünen, doğru adımlar atan, toplumun ahlak kurallarının dışına çıkmayan örnek biri olmuştum. Saygılı, kötü alışkanlıkları olmayan, tam bir beyefendiydim.Bu aralar oldukça sıkılmıştım kendimden.
İnsanların gözündeki bu çerçeveden ibaret değildim. Calvin Klein yüzü olduktan sonra ipler kopmuştu açıkçası. Dövmelerimin üstünü kapatmıyor, yayınlarda alkol alıyor, sigara içtiğim görüntülerin yayınlanmasına izin veriyordum.
Ian gecenin dördünde kapımı çalıp 'Jeongguk bir film çekeceğim.' dediğinde bir şeylerin daha da mahvolacağını, mahvolacağımı düşünmemiştim. İçeri geçmesini söyleyip kapıyı kapattım.
Çocukluk arkadaşım, tek ailem dağılmış bir şekilde salonuma oturduğunda karşısına oturdum. "Jeongguk, sana bahsettiğim bir senaryo vardı hatırlıyor musun? Gündüz düşü." Başımı salladım. Ian'la daha çocukken oyuncu olmak istiyorduk, sektör birimizi senarist birimizi şarkıcı yapmıştı. Neyse ki arkadaşlığımız yerli yerinde duruyordu.
"Bitirdim. Kast topluyorum. Birkaç sıkıntı var ama,"
Ian milyonlar satan gişe rekorları kıran filmler yapıyor olsa da her zaman beş parasızdı. Bankada yüzbinlerce doları, seul'un dört bir yanında evleri, lüks arabaları olsa da Ian evsiz gibi giyinir çoğu zaman bende kalır, sürekli gittiğimiz bar olan wanateez'e borçlanırdı.
"Bekle biraz, bira?" Üzerindeki ceketi çıkarırken gülümsedi ve başını salladı. İkimize de koca bardaklara bira doldurup ortamızdaki sehpaya koydum. Tekrar yerime otururken "Başrolü almanı istiyorum." dedi bir anda.
Gündüz düşü Ian'ın kendisini zirvede bırakacağı bir yapımdı. Ağır depresyonu, uyuşturucu bağımlılığı çoğu zaman onu boğsa da bir filme başladığı zaman her şeyi bir kenara bırakır en iyisini yapar ve ortalıktan kaybolurdu. Hatrı sayılır bir yer degilse ödül almaya bile gitmezdi.
Aynı zamanda Gündüz Düşü, eşcinsel bir ilişkiyi konu alan depresif bir aşk hikayesiydi. "Joe olmamı istiyorsun. Ian emin misin?" Bütün senaryoyu biliyordum. Bütün senaryo gözlerimin önünde yaşanmıştı. Ben bu sıralar Joe gibi bir karakteri kaldırabileceğimden emin değildim.
"Kim Taehyung'u Iwao olması için ikna ettim. Jeongguk bu filmi parlatacak karakterlere ihtiyacım var herkesin kapısına bizzat gidiyorum. Kariyerinin içine sıçıyorsun zaten derdin ne bilmiyorum ama Joe için harika bir zamandasın."
Elimdeki birayı yarılayıp arkama yaslandım. "Taehyung mu? Sektörün altın çocuğunu nasıl ikna ettin bu filme?" Güldü. Keyfi yerine geldi birasını eline alıp benim gibi arkasına yaslandı. "Jeon Jeongguk'u ikna ettim. Aynısını o da sordu biliyor musun?"
Oscar adaylığı almış cannes film festivallerinde iki yıl ödülleri toplayıp dönmüştü. Ian dolandırıcıydı, onu reddetmeyeceğimi biliyordu beni kullanarak Taehyung'u, Taehyung'u kullanarak beni, bizim isimlerimizle Sohee ve Jimin'i sadece kendi adını kullanarak geriye kalan kadroyu çok rahat bir şekilde tamamlamıştı bile.
"Çekimlere ne zaman başlıyorsun?"
Bu yapım başta senaristi ve yönetmeni olan Ian için, başrolde olan Taehyung ve benim için, görüntü yönetmeni Yoongi için, film müziklerini hazırlayan Namjoon için, yapımında ve yayında adı geçen herkes için hayatımızda unutulmayacak bir yere sahip olacaktı.
Gündüz düşü, yıllarca konuşulacak asla eskimeyecekti. Benden çocukluğumu alacak, kucağıma bir demet çiçek bırakacaktı.
⭐️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gündüz Düşü
RandomA thousand miles between, thеre are only blue, blue skies Tell me where we are in a fallen star And as your eyes light up, catch me in a fairytale. taekook