Multimedia da Tuna ve Bulut var
Sabah kalktığım gibi üstüme dolabında bulduğum birşeyler geçirdim ve hemen aşağı indim. Asya yemekleri hazırlanmış beni bekliyordu yanına gidince "hadi sofraya, bugün kahvaltıyı ben hazırladım"dedi ve beni kolumdan çekerek masaya götürdü, niye kolumdan çektiğini merak ediyorsanız sanırım hayatında ilk defa kahvaltı hazırlıyor, Asya iş yapmayı sevmez ama birisini mutlu edecekse canını verir, özelliklede ailesini ve beni mutlu etmeyi çok sever. Yemek yemeğe başladığımızda yan tarafta Tuna ve Bulut oturuyordu, yanlarında da o baş belası kardeşleri vardı, ben Tuna'ya gülümsedim o da bana gülümsedi. Ama bir sorunumuz vardı o küçük baş belası Ömer midir nedir ona gülümsediğimi sandı ve bana gülümseyerek öpücük attı. Zar zor yemek yedikten sonra sofrayı toplayıp içeri girdik ve Asya'ya "sana çok önemli bir şey söyliyeceğim ama gülmiceksin" dedim, bana baktı ve kafasıyla onayladı bende ona "şu yan taraftaki küçük velet var ya" "Ömer mi?" "Ağzına alma şunun adını" diye çıkıştım "neyse anlat hadi ne oldu" "benim Tuna'ya gülümserken beni gördü ve ona gülümsediğimi sandı ve bana öpücük attı" dedim Asya bana baktı ve kahkaha atmaya başladı. Dayanamadm bende gülmeye başladım. Asya ile yukarı çıkıp uyumuştuk aşağıdan "çat" sesi geldiği gibi yerimden zıpladım korkudan koşup hemen Asya'nın odasına gittim ve o da uyanmış korkudan kıpkırmızı olmuş hemen yanına gidip "sende sesi duydun dimi" dedim. Bana döndü ve kafasıyla onayladı. Yavaş yavaş aşağı iniyorduk cam açık kalmıştı yavru bir kedi eve girmiş dolaşıyordu asya ile birlikte gülmeye başladık kediyi aldık biraz süt verdik ve uyuması için yumuşak bir yer ayarladık o uyuduğunda bizde odamıza çıkıp uyumaya çalıştık. Asya nın uyuduğunu tahmin ediyorum çünkü Asya uyumasa hemen yanıma gelirdi fakat ben uyuyamıyodum onun da uykusunu bölmek istemem, uyuyamıyodum ama zar zor uyuyacaktım.
➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿Asya nın ağından;
Eylül bu saate kadar uyanırdı neden uyanmadi bilmiyorum ama bunun tek çaresi var onu biliyorum bir kova suyu kafasından aşağı dökücem bana çok kızıcak ama tek başıma çok sıkılıyorum başka çarem yok.
Gidip hemen bir kova su aldım ve yavaş yavaş Eylül'ün odasına gitmeye başladım hiç beklemeden bir kova suyu kafasından aşağı döktüm aniden kalktı ve kekeleyerek s-s-soğuk dedi yataktan kalktı ve "beni dürtmeyi denedin mi? Biliyorsun uyandirilmasindan hiç hoşlanmam bir de sen kafamdan aşağı su dokuyorsun" diye bağırdı ben kafamı aşağı eyip çok özür dilerim ama ben seni gerceten durttum ama sen uyanmadin ben de cok sıkıldım ne yapiyim dedim ama suçlu olduğumu anladım onu bu olayı unutturmak için eğlendirmem gerekiyor çünkü Eylül bana oyle bir sey yapmazdı bunun için de bugün bir planim var. Onu giyinmesi için yalnız bıraktım ve bir çırpı güzel bir kahvaltı hazırladım. Kahvaltı ederken de ona bugün eğlenceli planlarım var ama bu senin için sürpriz olacak dedim kaşlarını kaldırarak tedirgin bir şekilde tamam dedi.
➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿
Hazırlanıp aşağıda onu bekliyordum salonun bir ucundan bir ucuna turluyordum acaba beni affedermi ben bu konularda çok hassasım kimseyle kavgalı olmak istemem ben kavgaya karşıyım dünyada barış olsun diye içimden düşünürken aşağı Eylül indi
"Hadi kızım çok beklettin"
"Ne yapayım sonuçta senin kafandan aşağı su dökmediler"
"Yaa Eylül tamam özür dilerim yine diliyorum ÖZÜR DİLERİM"
"Neyse bu kadar duygusallık yeter nereye götürücektin beni"
Biliyorum Eylül bana kıymaz beni affeder onu arabaya bildirdim ve direksiyonun karşısına geçtim o arada düşündüm Eylül benim en yakın arkadaşım aileme anlatamadığımı ona anlattım neyim varsa neyim yoksa bilir ve uyurken bir kova suyu kafasından aşağı döktüm diye bana küsmez, umarım.
➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿Gideceğimiz yere vardığımızda gözünü bağladım ve yavaş yavaş içeri girdik gözünü açtığımda küçükken gidipte çok eğlendiğimiz o kocaman parka götürmüştüm ve bunu seviceğini biliyordum zaten şu an kaldığımız evi biz çok küçükken ailelerimiz tutmuştu bizde Eylül ile evden gizli gizli kaçıp buraya gelmiştik ailelerimiz bizi zar zor bulmuşlardı bu evi de bu yüzden tuttuk. Eylül parkı gördüğü gibi üstüme atladı ve bana sarıldı,
"neden bütün gün telefonla konuştuğum anlaşıldı"
"Daha eğlenceli olabilmesi için burayı kapattırdım"Eylül'ün ağzından;
Zaten onu affedecektim biraz trip atiyim dedim. Onun kolundan çekip hemen hızlı trenin olduğu yere götürdüm biz küçükken insanların arasından sıyrılıp gizli gizli binmiştik çok eğlenceliydi ama tek bir sorun vardı önümüzdeki adam sürekli osuruyodu ve bizi çok rahatsız ediyordu, ardından hemen çarpışan arabalara bindik küçükken bir çocuk bana arkamdan vurmuştu bende kafamı direksiyona çarpmıştım kafam balon kadar olmuştu yani şişmişti, kafamı direksiyona çarptığımda onlar gülmüştü bizde Asya ile çok sinirlenmiştik ve onları dövmüştük hee bir de pamuk şirketlerini almıştık küçükken birilerini dövmede bizden iyisi yoktu.
➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿
Eve vardığımızda kendimi yatağa attım gerçekten çok yorulmustum ama çok ta eğlenmiştim hemen odama çıktım güzel bir duş almam gerekiyordu müziğin sesini sonuna kadar açtım banyoya girdim ve çığlık atarak şarkıyı söylemeye başladım.
Banyodan çıktığımda müziği kapattım ve hem şarkıyı mırıldandım hem giyindim ardından saçlarımı kuruttum ve salık bıraktım. Aşağı indiğimde Eylül koltukta ayaklarını uzatmış elinde kumandayla kanalı değiştirirken bana;
"Ne yiyelim" dedi
"Bilmem ama bu sefer dışardan söylemeyelim kendimiz yapalım"
Asya aniden kafasını bana çevirdi ve kaşlarını kaldırdı
"Bunu gerçekten sen mi söylüyorsun"
"Evet kulağa ilginç gelse de bir deneğelim"
Hemen mutfağa gittik bilgisayarında alıp yemek tariflerine bakıyorduk ve aklıma neden makarna yapmadığımız geldi sonuçta gençlerin ana yemeği makarna, bir tane tencere aldık ve bir paket makarna içine yağ koyduk ve bütün makarnayı boşalttık ardından tencerenin kapağını kapatıp televizyon izlemeye başladık...
Mutfağa doğru giderken çat-pat sesler geliyordu neyse dedim ve yürümeye başladım tencereyi açtığımda buharlar suratıma gelince irkildim ve Hemen tencerenin altını kapattım Asya yanıma geldi ve canının çorba çektiğini söyledi onu kırmamak için kafamla onayladım ve bir tencere çıkarttım içine bir miktar su ve ardından bir paket çorbayı döktüm ve karıştırmaya başladım. Çorbayı karıştırırken Asya'nın sesiyle kaşığı fırlatıp salona koştum yerde oturmuş ayağını tutuyordu koşup yanına eğildim ve iyimisin dedim oda bana ayak serçe parmağımı sehpanın kenarına vurdum dedi bende hemen onu yerde kaldırıp koltuğa oturttum ve aklıma çorba geldi ve hemen mutfağa koştum taşan çorbayı gördüğüm gibi altını kapattım daha sonra Asya ile yemek yemeden mutfağı temizledik canımız çıktı ve çok acıkmıştık hemen sofraya makarnanın ve çorbanın olduğu tencereleri yanında da çatal kaşık ve bir miktar ekmek aldık sofraya oturduğumuzda çorbayı silip süpürdük çorbanın yanında duran makarna tenceresini kendime çektim bir elimde kaşık bir elimde tencerenin kapağı vardı makarnayı tabağıma koyarken fark ettim ki makarnanın hepsi yanmış yani çöp olmuş kalanlarını yemek üzere Asyayla bölüştük ağzıma bir kaşık götürdüğüm gibi yüzüm kızardı
"Bu galiba tuzsuz olmuş"
"Sorun değil ilk yapışımız kulağa kötü gelse de yavaş yavaş alışırız"
Kafamla onayladım ve gülümsedim hiç tuzsuz değilmiş gibi yemeğe devam ettik.
"Bu kadar macera yeter birazda yarına kalsın ben yatmaya gidiyorum"
"Tamam bende sofrayı topliyim birazdan yatıcam"
"İyi geceler"
"İyi geceler"
Hemen yukarı çıkıp uyumaya hazırlandım ve uykuya daldım rüyamda ise benim sınıf arkadaşım Kutayı gördüm onunla 12 senedir tanışıyorum ama tanışmaz olsaydık gıcık maymun pislik su aygırı ondan nefret ediyorum beni her zaman her yerde rezil etti onunla nerde karşılaşsak kavga ederiz.➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿
Sabah kalktığımda kafandan aşağı su dökülmediği için çok mutlu oldum hemen aynanın karşısına geçip kendime baktım ve aniden çığlık attım dağınık saçlarım ve pörtlek gözlerimi kim görse korkar herhalde kendime bir çeki düzen vermem gerek bunu biliyorum... Saçımı tarayıp düzleştirdim ve çok az makyaj yaptım yeniden aynaya baktığımda şimdi daha iyi olduğumu düşündüm aynanın karşısında gülümseyip aşağıya indim Asya beni gördüğü gibi
"Oo Eylül hanım bu süslenmeler kimin için çok güzel gözüküyoruz"
"Hiç kimse için sadece kendime biraz çekidüzen verdim"
"Neyse ben pek inanmadım ama sen bilirsin"
Kahkaha atıp bahçeye çıktım evlerinin önünde bir araba vardı ama araba tutmanın değildi Bulut'un da değildi herhalde onlarda birisi vardır diye düşündüğüm gibi kapı açıldı onların evlerini dikizlediğimi anlamamaları için arkamı döndüm Tuna ve Bulut birisiyle konuşuyordu Tuna
"İyiki geldin kuzen yaa"
Dedi ve birisi arkadan Eylül dedi arkamı döndüğümde karışıma ne göreyim Kutay bana bakarak hem sırıtıyor hemde el sallıyor.