1✨ (The Man in the Hat)

170 19 35
                                    

2017 yılı, yılbaşı günü. John her zamanki gibi bloğuna yeni vakayı yazarken, Sherlock da keman çalıyordu. Sherlock bir anda çalmayı bıraktı.. John'un biraz dalgın olduğunu fark etti.
"John? Bir sorun mu var?"
John, Sherlock'u duymadı, yazıya ve düşüncelere dalmıştı.
"John! "
John irkilerek cevap verdi: "Ha, ne? "
"Dedim ki bir sorun mu var? Çok dalgın görünüyorsun. "
John geçiştirerek Sherlock'a cevap verdi: "Hm, evet, bir şey yok. "
Sherlock bir an John'a şüpheyle baktı ve bestesine devam etti.
John'un gerçekten de aklına takılan bir şey vardı. Kız kardeşi Harriet'ten uzun süredir haber almamıştı. Kız kardeşini sevmiyordu fakat bu John'un merak etmesine engel değildi. John, Harriet'i düşünmemeye çalıştı. Zaten ne zaman onunla yakın olmuşlardı ki? John düşünceleri kafasından attı ve yeniden bloğu yazmaya odaklandı. Zaten kendisi genellikle dikkatsiz biriydi.Giderek alçalan keman sesini ve ona şüpheyle bakan bir çift yeşil gözü de fark etmemişti tabii...



***


Yeni yılın ilk günü genellikle harika geçer. Hediyeler, kartlar ve sıcak kakao. Ama 221B Baker Sokağı'nda yaşıyorsanız bu pek de geçerli değildir. Nitekim tabii ki John için de öyleydi. Kalkıp evin eksiklerini almak için markete gitti. Döndüğünde Sherlock uyanmıştı bile.
"John! "
"Efendim? "
"Sana sesleneli 20 dakika oldu. "
"Dışardaydım. Ne oldu? "
"Sana bir mektup var.Kimden geldiği yazmıyor. "
John merakla mektubu açarken, Sherlock John'un yüzünden mektupta ne yazdığını anlamaya çalışıyordu.
"Kimdenmiş? "
"..."
"John?"
John sinir ve korkuyla mektubu aldı. Evden çıkmaya yeltendi.
"John! Nereye? "
"Beni bekleme. Lestrade'a tek git. Akşama görüşürüz.
Arkasında şaşkın bir dedektif bırakan doktor, hızla evden çıkarken sokağın köşesinde onu izleyen adamı görmemişti..




***




Sherlock sakin bir şekilde Scotland Yard'dan eve dönüyordu. Bazen İngiliz polisinin zekasından şüphe ediyordu. Sherlock olmamak zor olmalıydı. O küçük beyinlerle nasıl hayatlarına devam edebiliyorlardı? Belki de o kadar da önemli değildi. John olsaydı bunun hakkında ona yakınabilirdi. Sahiden neredeydi o? Sabah evden çıktığından beri bir kez bile aramamıştı. Sherlock ise tabii ki insanları aramazdı. Bir şey olsaydı zaten haberi olurdu. Bunları düşünerek yürürken ara sokaktan bir ses duydu. Bir silah sesi. Hızlanarak ara sokağa girdi. Silahı ateşleyen kişi çoktan kaçmıştı. Belki de sadece sarhoş bir evsizdir diye düşündü Sherlock. Birden ayakkabılarının altındaki kanı fark etti. Duvarın dibinde hareketsiz yatan bir adam vardı. Sherlock ona doğru koştu.
" Beyefendi! İyi misiniz? Beni duyabiliyor musunu-"
Sherlock adamı çevirdi. Birden soğukkanlılığını kaybetti. Yerde yatan kişi John Watson'dan başkası değildi...

Selammm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selammm.. İlk bölümüm ve ilk kez yazıyorum. Yorum yapıp olan eksiklerimi düzeltirseniz aşırı mutlu olurum 😢
Ayrıca oy verseniz de hoş olur yani eheh. Okunma durumuna göre ikinci bölüm gelecek. Görüşürüz okuyan mükemmel insan

•NEW CASE• |°JOHNLOCK°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin