Bin başının Kızı

4.6K 176 184
                                    

Medya:Ferman

Askere geleli bir hafta olmuştu. Üniformalarımız vs herşey dağıtılmıştı. Hem biz daha acemi birlik olduğumuz için öyle çok yorucu iş olmuyordu sabah 06:00da kalkıp iştimaya geçiyorduk ondan sonra serbest kalıyorduk usta birliğine geçene kadar da herhalde böyleydi.

Bahçedeki çöpleri toplamak dışında bir şeyde yaptırmıyorlardı.Genelde ama beni Ferman komutan çok yoruyordu yani adama küfür etmemek için zor duruyordum.

Şimdi elime kitap almış kitabı okuyordum koğuşta ise bir kaç kişi vardı. Sadece onlar konuşuyorlardı benimlede konuşup arkadaş kurmaya çalışıyorlardı ama benim onlarla arkadaş olmak gibi bir niyetim yoktu ben sadece arkadaşları dinler insanlar hakkında analiz yapardım.

Onlar hakkındaki düşüncemi duymak bile istemezdiniz inanın tamam birini örnek vermek gerekirse bir tane adam yani bizim koğuştan birisi kız arkadaşı varken onun ablasıyla yatmış ve bunu çok gurur duyulacakmış gibi anlatıyordu.

Diğer insanlarda onu destekliyorlardı yani insanlar her iki taraftan iki yüzlü oluyordu mesala onu dinleyen insanlar onun yüzüne karşı'o benim kardaşım çok iyi yapmışsın'gibi cümleler kuruyorlar.
Ama onun arkasından ne çok konuşuluyordu bu hiç hoş bir şey değildi.

Yani bende bir gün yaptığım yanlış bir şeyi anlatsam benide desteklerler ama arkamdan konuşurlar. Diye onlardan uzak duruyordum.

Aslında o kişilerden hiç haz etmiyordum konuşuyordum ama gerektiği kadardı daha fazlasına gerek yoktu. Ben kitabımı okumaya devam ederken içeri bir tane asker girip"Er Eray Gökay buradamı?"diye sordu içeriye doğru.

"Evet burada"dedim elimdeki kitabı yatağa koyup ayağa kaltım"seni binbaşı çağrıyor"dedi bende onu onayladım yine ne amaçla çağrıyordu acaba asker gidince bende komutanın odasına adımladım.

Odanın kapısına gelince odadan bir ağlama sesi geliyordu bende kaşlarımı çattım bu bebek sesiydi kapıyı çalıp bir süre bekledim ardından sesi geldi"gir" diye bende kapıyı açıp girdim ve gördüğüm şeyle gözlerimi kocaman açtım.

Komutanın kucağında bebek vardı ama yaklaşık bir yaşında gibiydi"Eray benim bir toplantıya gitmem gerekiyor bakıcı ise gelmedi bugün bir yakını ölmüş ben gelene kadar bakarmısın?"diye sordu daha çok ricada bulundu ben ne diyeçeğimi bilememiştim ama sonra kendime gelip konuştum.

"Annesi yokmu?"diye sordum komutan benim gözlerimin içine bakıp kucağında çocukla."Annesi öldü"dedi buruk bir sesle sesinde hüzün vardı anlaşılan karısını çok seviyordu.

Çocuk ağlarken bana baktı sustu ve beni çok şaşırtıcak bir hareket yaptı babasının kucağındayken küçük ellerini bana uzattı beni'kucağına al' dercesine babasıda şaşkındı çocuk gözlerimin içine bakarak bana gelmek istiyordu yutkundum bir şey diyemedim.

Komutanın yanına gidip bebeği kucağından aldım çocuk kafasını benim boyun girintime soktu ıslak yaşları boynumu ıslatıyordu.

"Hayret kimseye bu kadar yaklaşmak istemezdi insanları yadırgardı ama senin hemen boynuna atladı"dedi gözlerinde ve sesinde şaşkınlık ifadesi vardı.

Sonra yanıma geldi komutan bana yaklaştı tam dibime girdi kızı diğer boynumda rahatlarken oda eğilip boynumu koklamaya başladı bende kasılmaya başladım yerimde. Cünkü onunda kokusu geldi burnuma.

Kokladıktan sonra"sen Annesi gibi kokuyorsun,sen benim eşim gibi kokuyorsun"dedi onun öyle bir şey demesi ile cümleleri kulaklarımı çınlattı. Üniformaları aldıktan sonra yıkamıştım.

Kokumu kendim yapıyordum parfüm veya herhangi bir şey değildi kendi kokumdu lavanta kokusu çamaşırları da lavanta ekleyerek yıkıyordum. Çünkü bana annemden kalan tek şey onun kokusuydu.

Şimdi onun eşi gibi kokmak kendimi kötü hissetmeme sebep olmuştu"özür dilerim komutanım ben sizin anılarınız tekrar gün yüzüne çıkmasını istemezdim"dedim üzüntüyle komutan gözlerimin içine bakarak"sana çok yakıştı bence o koku o yüzden özür dileme"dedi ve kızına baktı elini uzatıp başını okşadı.

"Adı Kumsal bir yaşında yemek yedi ama sürekli ağlıyordu benim yanımda bile sürekli ağlarken senin yanında sakinleşmesi tuhaf"dedi sadece.

Sonra kendisini toparlayarak"ben toplantıya gidiyorum artık sana emanet"dedi ve bir şey dememe izin vermeden odayı terk etti bende kuçağımdaki çocukla kala kalmıştım.

Derin bir nefes alıp verdim"çocuk benim boynumda rahatladıktan sonra kafasını kaldırdı bana gülümsemeye başladı"dada dada"gibi kelimeler demeye başladı bana hemde minik ellerini benim yüzüme değiyordu.

"Ben ne yapacağım seninle"dedim bebeğe ama bebek sadece bana gülüyordu bende yapacak bir şey yok deyip odadan çıkıp bahçeye çıktım.

Karşıda duran çardağa oturmak için oraya adımladım oraya geçip oturdum ve yere bıraktım yürümesi için hemen yürümeye başlamıştı çardağın içinde pıtır pıtır yürüyordu biraz yürüdükten sonra arkasını dönüp sevinç çığlıkları atarak bana gelmeye başladı bende gülerek kollarımı açtım.

Oda bana sarıldı bende onu alıp kucağıma aldım onu oda başını bedenime yaslayıp bir elini baş parmağımı tutarken bir elinide üni formamı tutuyordu.

Galiba uyuyacaktı ağlamak onu yormuş olmalıydı çok tatlı bir kızı vardı komutanın. Allah var yakışıklı komutanın güzel bir kızı olurdu büyüyünce. Sonra kendi durumumu düşündüm. Çocuğumun olması belki o kadarda kötü değildir.

Ama bilmiyorum belki bütün bunlar için çok erkendi belkide. Bir süre daha bekledikten sonra uyudu. Kumsal ismide güzeldi ardından benimde uykum gelmişti. Bebeğin rahatı bozulmasın diye biraz kestireyim dedim.

Bir süre sonra başımın okşandığını hissettim"eşim Eray bana eşim demiştiki Aşka asla ama asla küsme bir daha aşık ol. Ama benim aşka inancım kalmamıştı bunun üzerinden bir yıl geçti Eray tam tamına bir yıl sonra sen karşıma çıktın kızımla o kadar güzel görünüyorsunki birde benim gözümle görsen keşke"dedi,dediği kelimelerini duyuyordum ama tepki veremiyordum.

"Eşim kazandı Eray b-ben sana Aşık oldum"dedi artık bilincim tamamen kapanırken tek hissettiğim başımın üstünden öpülmesiydi.


Selamlar ben geldi hemide yeni bölümle umarım güzel olmuştur sizi seviyorum ve gidiyorum 💙💙💙

Yazım hatalarım varsa kusura bakmayın ❤️❤️






Asker Sırrı[BXB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin