I

22 2 0
                                    

"Emin misin? Bak yapma bunu kendine. Gençsin, güzelsin, yapma."

Okumaktan yorulduğum mesajları daha fazla görmemek için uygulamadan çıkıp ekranımı kilitledim. Kendi hayatım ve kararlarımı vermem gerektiğini anladığında cevap verirdim. Mutfaktan bir bardak su alıp odama geçtim. Aşırı düşünmenin bana zarar verdiğini bildiğim için düşüncelere dalmamaya çalışıyordum ama her şeyi geride bırakıp geldiğim ve bilmediğim bu şehirde, kiraladığım evin yatak odasında tek başıma otururken bu pek mümkün olmuyordu. Daha da geç olmadan pişman olmamak için kararlarımı son bir kez gözden geçirmeye karar verdim.

Mimarlık fakültesini kazandıktan sonra üniversiteyi dondurup, aileme hiçbir şey söylemeden ortadan kaybolup buraya gelmiştim. Daha önce hiç gelmediğim bir şehir ve beni bekleyen yeni bir hayat vardı. Hemen şimdi geri dönüp eski hayatıma devam edebilirdim ama, düşündüğümde burada olmayı daha çok arzuluyordum. Akdeniz'de olmasına rağmen buranın kışı oldukça çetindi. Soba yakmayı bilmediğim için evi ısıtamıyordum, bu yüzden kalın tayt ve kazak, hırka ve battaniye ile idare ediyordum. Bu günleri de mi görecektin Sena.

Karşımdaydı, hemen karşımda. Yüzümdeki gülümsemeyle hızlıca yataktan kalktım ve karşımdaki duvara dokundum. Belki de şuan bu duvarın arkasındaydı. Ona yakın olduğum kadar uzaktım da. Zaman ikimizi de değiştirmişti, haliyle beni tanıyamazdı. Daha fazla oyalanmanın bir anlamı olmadığını fark ettiğimde odamdan çıkıp banyoya ilerledim. Dolabı açıp içinden gerekenleri aldıktan sonra geri kapattım ve kapaktaki aynada kendimle göz göze geldim. Pürüzsüz cildim tam da istediğim gibi bembeyazdı. Uyku düzenim bozulduğundan ötürü göz altlarım hafif torbalanmış ve yeşillerimin etrafı kızarmıştı. Onun için oluşturduğum müzik listesini açarak rutin bakımımı tamamladım. Evi tekrardan kontrol ettim, her yer topluydu. Kapıyı kilitlemeden yatak odasına yürüdüm. Sonuçta bu katta sadece ikimiz vardık, ben ve o. Güvendiğim için kilitlememe de gerek yoktu. Odama geçtiğimde telefonumu şarja taktım ve o dolana kadar çalışmaya devam ettim. Üniversiteyi dondurmuş olsam da sonrasında tekrar döneceğim için çalışmam gerekiyordu. Uzun sayılabilecek bir süre çalıştıktan sonra duvarın ardından gelen sesle dikkatim dağıldı, heyecan her bir zerremi doldurdu. Onun sesini duyuyordum, bir duvar uzağımdaydı. Sandalyemden hızlıca kalkıp sol elimi duvara, sağ elimi kalbimin üzerine koydum. Arabasının anahtarını arıyor ve nerede olduğunu soruyordu.

Sonra karısı geldi.

Çekmece sesleri duyuldu, sonrasında konuşmaları. "Al hayatım komodininin çekmecesine koymuştum." Sağ elim kalbimin üzerinden boşluğa düştü. Duvardan destek alarak yere çöktüm. "Eşyalarımın yerinin değiştirilmesinden hoşlanmadığımı biliyorsun, bir daha yapma lütfen." Rahatlıkla derin bir nefes aldım ve gülümsedim, duymaktan korktuğum şeyler söylememişti. Ve de bazı alışkanlıkları hiç değişmemişti. Dışarı çıkacağını anladığımda hemen yerden kalktım ve üzerimdeki hırkayı yere fırlattım. Dolabımın karşısına geçip hızlıca kıyafet seçmeye başladım. Deri bir pantolon, croptop ve ceket seçip yatağımın üzerine bıraktım. Giydikten sonra aynada kendime baktım. Çok zayıftım, deri pantolon incecik bacaklarımı sarmıştı, dolgun kalçalarım kendini belli ediyordu. Croptop giydiğim için üşüyecek olsam da beğenmesi için değerdi. Hızlıca abartısız bir makyaj yaptıktan sonra çantamı aldım ve ışığı kapatarak girişe ilerledim. Ayakkabılarımın olduğu dolabı açarak orta boy, kalın bir topuğu olan bir bot seçtim. Titreyen ellerim kapı tokmağına dokundu. Yapabilirdim, karısından daha genç, daha güzeldim. Beni görmemesi için hiçbir sebep yoktu. Kolu indirip dışarı çıktım. Kapıyı kapatmak için arkamı döndüğümde karşı dairenin kapısı açıldı. Anahtarımı alıp kapıyı çektim ve derin bir nefes alıp arkamı döndüm.

Göz göze geldik, beni baştan aşağıya süzdü. Ne yaptığının farkına varıp başını eğdi ve ayakkabılarını giymeye başladı. Resmi giyinmişti, nereye gittiğini tahmin edebiliyordum. Anahtarımı çantama koyduğum sırada konuştu. "İyi akşamlar." Nefesimi tuttum, en son 4 buçuk yıl önce duyduğum sesini çok özlemiştim, zamanla unutmuştum. Beni utangaç bir çocuk olarak görmesini istemediğim için sesimin fısıltı halinde çıkmasını bastırarak karşılık verdim ve ardından tebessüm ettim. Merdivenlere doğru adımlamaya başladığım sırada beni durduran bir ses yükseldi. "Canım kapını kilitlesen iyi olur, malum burada yenisin."

Karısının sesini duymamla içimi bir öfke doldurdu, sonrasında ona yapacaklarım aklıma geldiğinde sabretmem gerektiğini hatırladım ve arkamı döndüm. "Önce kıza hoş geldin deseydin Dilan." Çantama koyduğum anahtarı çıkartırken konuştum. "Uyardığınız için teşekkür ederim." Kimsenin bir şey demesine fırsat vermeden kapıyı kilitledim ve hızlıca merdivenleri inmeye başladım. Garaja girdiğimde arkamdan o da geliyordu. Arabanın kilidini açtım ve çantamı yan koltuğa attım. "Araban güzelmiş, demek manuel kullanabiliyorsun." Duraksadım ve ona döndüm. Önce baştan aşağı süzdüm, çok yakışıklıydı. Sonrasında konuştum. "Teşekkür ederim, Auris hayallerimin arabası. Manuel vites kullanmam sizi neden bu kadar şaşırttı?" Bir şey demedi, demesini de beklemedim. Navigasyonu kurdum, kemerimi taktım ve garajdan çıktım. Dikiz aynasından baktığımda arkamdan geldiğini gördüm. Çok geçmeden restorana geldiğimde arabayı valeye teslim ettim ve içeri girdim. Arkamdan o da geldi ve resepsiyoniste adımladık. "Hoş geldiniz, rezervasyonunuz var mıydı?" Aynı anda onun evet benim hayır dememle kafası bir hayli karışmış görünüyordu. "Üzgünüm ancak anlayamadım, sizler çift değil misiniz efendim?" Değiliz ama olacağız, düşüncesi bile kalbimi hızlandırıyor. Gülümsemeye çalışarak konuştum. "Hayır, buraya ilk defa geliyorum." Resepsiyonistin ikilemde kaldığını görünce arkamdan konuştu. "Dokuza rezerve loca." O sırada yanımıza birisi yaklaştı. Bacaklarını saran kumaş pantolon ve 2 düğmesi açık bir gömlek giymişti, oldukça ciddi görünüyordu. Aramızdaki mesafeyi kapattı ve ellerini pantolonunun ceplerine yerleştirdi. "Size ben yardımcı olayım. Hanımefendinin ceketini ve çantasını alın." Sadece ceketimi vererek beni yönlendirmesine izin verdim. Üst kata çıkan merdivenlerin önünde durduk. "Daha rahat olmanız için isterseniz bir loca açtırayım." Onayladım ve birkaç basamak çıkıp elini uzatan beyefendinin elini tuttum. Bir kadına nasıl davranacağını çok iyi biliyordu. Sanki zihnimi okumuş gibi beni onların karşısına götürdü.

Artık ikimiz de oturmuş, birbirimize bakıyorduk.

















arayışlar.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin