catboy paradise🐈🐈⬛
***
siyah uzun saçlarının arasından zar zor görünen tüylü kulakları şimdi yanında oturan jisungun konuşmasını dinlediği için dikelmişken kuyruğunun koltuğu süpürürcesine heyecanla hareket etmesine engel olamıyordu.
"evet evet yarın çıkıyoruz yola.şimdi kapatayım ben...birisi konuşmamızı gizlice dinliyor da.."
minho jisung'un alayla dediklerini duyduğu gibi burnunu kırıştırırken elini kulaklarına getirip onların aşağı doğru inmesini sağladı.
ona alayla laf atan sahibi(?) yüzünden çatılan kaşları ve büzdüğü dudaklarıyla başını çevirip sırtını döndüğü kölesine sözde sinirli olduğunu göstermek istese de hareketlenmeye devam eden kuyruğunun ucu onun bu tatlı numarasını ele veriyordu.
"lino~"
han, kedisinin tavrıyla birlikte gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdıktan sonra tekrar seslendi huysuz bedene."bebeğim...niye kızdın hemen bana?"
"gizlice dinlemiyordum seni."
"öyle mi..." dedi jisung başını kedisinin sırtına yaslarken." ne yapıyordun peki kulaklarını dikeltmiş bir halde bana bakarken?"
minho sahibinin sorusuna yanıt vermek istemeden hafifçe geri çekilip dönerek tombul yanaklara tüylü kulaklarını sürttü.
"yarın nereye gidiyoruz jisungie? benim haberim yok."
mırıltısı jisungu güldürürken yanağını kaşındıran tüylü kulaklardan geri çekildiği gibi kedisinin uzanarak küçük diliyle dudaklarına bırakmaya başladığı ıslaklıkların tadını almak adına diliyle dudaklarını yaladığında minhoyla birbirine değen dilleri kedisinin kulaklarını dikelterek geri çekilmesine neden oldu.
koyu kahverengi büyük gözlerin dudaklarına bakarak siyah uzun kuyruğunu beline sarmasıyla hafifçe titremesine engel olamadı.
"iş gezim var... bir gün kalıp geleceğim hemen.sen de changbinde kalacaksın."
"söylemedin bana.niye?"
çattığı kaşlarını uzun saçları kapatırken jisung parmaklarını kedisinin saçlarına getirip tutamları geriye taradığı gibi açığa çıkan güzel yüzün tenini parmak uçlarıyla okşadı.
"kızma... akşam söyleyecektim sana..yarın sabahtan sadece bir günlüğüne bırakacağım seni. hem felixle oynarsın."
kedisi kızmasın diye olabildiğince yumuşak bir tonda konuşup açıklarken minho belini saran kuyruğunu gevşeterek kucağına düşürdü.
uzun siyah kuyruğu parmaklarının arasına alıp okşarken onu izleyen jisunga nasıl da sevimli gözüktüğünü bilmeden omuz silkerek homurdandı.
"kötü bir sahip misin sen...niye beni de götürmüyorsun yanında?"
jisung duyduğu şeyle kaşlarını şaşkınlıkla kaldırırken kendisinden ayrılmak istemeyen kedisine doğru "çok kalabalık.." dedi."ve iş gezisinde yanımda birisini götürmem yasak."
"yoksa alırdın değil mi beni yanına?"
sorusuyla birlikte alacağı cevabı merak ettiği için ucu hareketlenen kuyruğunu göstermemek adına parmaklarını kuyruğa sardığında jisung kedisine karşı gülümsedi.
"alırdım tabiki."
minho aldığı cevaptan mutlu olduğunu gösterircesine kulaklarını dikeltirken hızlıca bedenini sahibinin kucağına yerleştirip kuyruğunu jisungun beline sardı.
"orada benim gibi bir kedi görürsen bakma sakın."
sert çıkan sesiyle tıslayarak fazlasıyla sert olan tırnaklarıyla sahibinin boynunu çizdiğinde jisung yüzünü buruşturarak yerleştiği kucağında kendisine iz bırakan kedisine sırıttı.
"benim minik kedim çok kıskanç sanırım..."
boğuk çıkan mırıltısı minho'nun mrlayarak burnunu sahibine sürtmesine neden olurken keskin olan dişlerini jisungun teninde gezdirip ince deriyi dudaklarının arasına alıp emmeye başladığında tırnaklarıyla da kaslı kollara çizikler atmayı ihmal etmiyordu.
sahibinin ona ait olduğunu hem tüm insanlara hem de tüm onun gibi kedilere göstermek istiyordu...
"lino... lino dişlerin acıtıyor bebeğim."
köprücük kemiğini ısırdığı jisungun hayıflanışıyla çekilip bıraktığı küçük diş izlerinin üzerini yalayarak sahibinin acısını azaltmak isterken belini okşayan parmaklarla iyice mayışmaya başlamıştı.
jisung ise tüm boynu ve omuzlarını çevreleyen yerleri kedisinin ısırık ve emme izlerinin ıslaklığının acısına ve kollarına bırakılan tırnak izlerinin tatlı sızısına yıllardır öylesine alışmıştı ki bundan hiç rahatsız olmadan zevkle kedisinin izlerini bırakmasına imkan tanıyordu.
zaten kedisinin onu böylesine sahiplenmesi çok hoşuna gidiyordu ki...
"jisungie kulaklarımla oynasana..."
yeteri kadar iz bıraktığına kanaat getirircesine geri çekilip de sahibinin gözlerine bakarak istekle mırıldandığında jisung gülerek parmaklarını tüylü kulaklara getirdi.
"güzel kedim..."
içten gelen boğuk sesle minho mrlayarak yanağını yalamaya başlarken , kedisinin birkaç dakika okşamaya devam ettiği kulakları kucağındaki beden yüzünü yanağına bastırarak uyuyakalmasına neden olmuştu bile.
****
böyle bi fic yazayım dedim
sevilirse devam etmek çok keyifli olacak 🤭
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kitty / minsung
Fantasykedis minho ve sahibi jisungie 🐱 bazı bölümler yetişkin içerik barındırır⚠️