Vahşet tutku

1.4K 44 12
                                    

Devamında hoşgeldiniz alttaki yıldızı parlat ve okumaya başla keyifli okumalar😍💪
Mirhan rojinin kolunu sertçe tutup sıktı ve onu odaya sürükledi onu tekrar zincirle bağlayıp son sözünü bıçak gibi sapladı rojinin yüreğine.
Mirhan:Bana evet demeyene kadar bu odada tutsaksın.
Mirhan odadan çıkmıştı.
Rojin uzanarak ayaklarını kendine çekti , ve tekrar gözyaşları firar etti neden neden diyordu kendi kendine o niye hep tutsaktı birçok kadına umut olmak istiyordu  töreyi bitirmek herkesin karanlık dünyasına fener olmak istiyordu ama hayat onu kapkaranlık bı dünyaya sürükledi özgürlüğü aldılar ondan acımasızca kanadını kırıp zincirlere vurdular onu zaten mezepotanyanın kaderi buydu kimse özgür değildi hep tutsaktı mezepotanya tutsak demekti acı demekti.
Rojin aglaya ağlaya uykuya teslim oldu.
Aylar ayları kovalamıstı bu süreçte Rojhat rojinin öldüğüne ikna olmuş ve kendini toparlamak istemişti yapmistıda kendini işlere vermiş hırsla çalışıp  servetine servet katmıştı gücü doğunun sınırlarını aşmıştı ,İstanbul'daki mafya kimliğini en acımasız haliyle devam ettirmiş yurtdışında bile ben burdayım dedirtmisti bu süre içinde hiç rojinin mezarına gitmemişti ama sözünü tutmuştu töreyi elinden geldiği kadarıyla durdurmuştu o vakıfın başına geçmiş ve birçok kadına umut olmuş ve birçok kızı haps olduğu zindandan kurtarmıştı onlara iş imkanı verip kendi ayakları üstünde durmalarını sağlamıştı.Rojinnise aylardır doğru düzgün yemek yemiyor hep uyuyordu çok zayıflamıstı yedi kilo vermişti küçük olan bedeni daha küçük olmuştu yüzünün parlaklığı gitmiş gözleri kaymış perişan bir kadın olmuştu.
Mirhan odaya girdi rojin yine ağlıyordu bomboş tavana bakıp.
Mirhan: Güzelim kalk yemek getirdim .
Rojin: İstemiyorum.
Mirhan:Olmaz ana bak hicbirsey yemiyosun olmaz böyle.
Rojin zorlukla ayağa kalktı bileğini sıkan zincirlerle canı acısada ses çıkarmadı ve mirhanın gözlerinin içine bakıp konuştu.
Rojin:Hangi mevsimdeyiz sogukmu sıcakmı?
Mirhan duyduğu soruyla gözlerindeki yaşı tutamadı içi paramparça oldu evet Mirhan bugün ilkdefa karşısında gün gün eriyen kızı farketti ve acidi.
Rojin: Gökyüzü hala masmavimi Mardin hala kanlı mı?
Rojin artık mantıklı düşünemiyordu delirmisti tam yedi aydır bu odada zincirli yatıyordu sadece banyo ve lavabo için açılıyordu o zincirler tam yedi aydır gökyüzünü görmüyordu .
Mirhan:Ben ben sana napmışım kör olmuşum ben nasıl bu kadar vicdansız olabildim .
Rojin gözyaşlarını aldırmadan yine konuştu.
Rojin:Rojhat beni unuttumu?
Mirhan gözyaşlarını tutamadı ve hıçkırarak ağladı karşındaki kız perişan görünüyordu onun bileklerinde ki ve ayaklarındaki zincirleri çözüp onu kumdan tutup dışarı çıkardı  kapıyı açıp rojini dışarı götürdü ,
(Rojinden)
Yüzüme vuran rüzgarla sonbahar olduğunu farkettim yağmur bardaktan boşalırcasina yağıyordu çıplak ayaklarıyla hızla kostüm bahçeye yağmurun altında çığlık çığlığa ağlıyordum .
Rojin: Yaşıyorum özgürüm yağmur gökyüzü çok çok güzel.
Mirhan diz çöküp ağlamaya başladı çünkü rojin gerçekten delirmisti bir gülüyor bir ağlıyordu deli gibi ortalıkta garip garip sesler çıkarıyordu.
Mirhan yerden kalkıp rojinin yanına gitti.
Mirhan: Şimdi seni ona götüreceğim .
Rojin:Kime?
Mirhan:Rojhata tamammı .
Rojin mirhana bakıp boynunu kaşıdı.
Rojin:Ben öldüm bilmiyormusun.
Mirhan : Özür dilerim gerçekten çok pişmanım özür dilerim.
Rojin gözyaşlarını tekrardan serbest bıraktı.
Mirhan rojini tutup Şahmeran konağına götürdü arabanın kapısını açıp rojini indirdi.Rojin konağa bakıp gözyaşlarını serbest bıraktı.
Mirhan kapıyı açıp içeri girdi avluda herkes aturmuştu üstü camla kaplanan avlunun içinde çay içiyorlardı Rojhat köşeye sinmiş dosyalara başını gömmüstü , ailedeki herkes açılan kapıyla bakışlarını  oraya çevirdi rojini gören herkesin nutku tutuldu.
Agah: Rojin
Rojhat duyduğu isimle başını kaldırıp etrafına baktı ve gördü gözleri titredi elindeki dosyalar bir bir düştü konuşmak istiyordu ama konuşamıyordu.
Herkes ayağa kalktı herkes şok olmuştu.
Rojin:Rojhat
Rojin dayanamadı ve koşup sevdiği adamın boynuna gömüldü sımsıkı sarılıp ağladı çığlık çığlığa.
Rojhatın gözyaşları bir bir aktı o yavaş iniltiler hıçkırıklara dönüştü Rojhat rojinin boynuna gömülüp kokusunu içine çekip durdu.
Rojin dahada sıkı sarıldı .
Rojin:Bırakma beni nolursun beni götürmesin nolur nolur beni bırakma nolur.
Rojhat ona sarılıp içi gidene kadar ağlayan karısına delirek bakıyordu çünkü rojin sımsıkı ona sarılmış deliler gibi ağlıyordu.
Rojhat: Yaşıyorsun sen ben gördüm seni inanmadılar çok aradım seni ama yoktun hiçbir yerde yoktun.
Aile halkı hıçkırarak ağlıyordu Mirhan ise donmustu rojin çok kötü haldeydi.
Rojhat rojini kendinden zor olsada ayırdı ve yüzlerini birleştirip alnını alnına dayadı.
Rojhat:Bırakmam seni bırakmam ölürüm sana ölürüm nasıl bulamadım seni sen çok perişan görünüyorsun.
Rojin: Biliyomusun ben gökyüzünü özledim yedi aydir tutsağım beni zincirle baglamişlardı gelmek istedim ama kilitli zindanlarda kanadımı kırdılar.
Rojhat daya fazla dayanamadı rojinden ayrılıp mirhanın üzerine yürüyüp onu dinlemeden onu altına aldı ve kör olmuşçasına onu vuruyordu eli yüzü kanlar içinde kalan Mirhan tepki vermiyordu çünkü hak etmişti.

Bu bölümü yazarken o kadar çok ağladımki yeminle .
Birşey belirtmek isterim arkadaşlar benim abartığımı düşünen okurlar bu benim kafamda kurduğum bı kurguyla sınırlı değil  bu kurgu mezepotanyalı birçok bir kadının acısı birçok kadının gözyaşı yazarken mezepotanyayı yanstıyorum okumak istemeyenler okumasın kötü yoruma kapalıyım.

Oy ve yorum bekliyorum canlarım sızı seviyorum 💪💫😎😘


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin