Hayat iki yüzlüdür.Bazı insanlara zevk,sefa sürdürür,bazı insanlara zorluk çektirip yerlerde süründürür.Hatta öyledir ki,bir çıkış yolu aratır.Sonra birden aklına intihar etme düşüncesi gelir,anlık bu fikir akla cazip gelir.Sonra düşünürsün,sorgularsın.Öyle bir an gelir ki,sorgulamaktanda bıkar,sadece önüne bakmak istersin.İçindeki karanlık büyür ve büyür,seni içine çeker.Hapsolursun karanlığa,sonra fark edersin ki;kendi oluşturduğun karanlığın bataklığına batmışsın,kurtulmak için planlar yapıyorsun fakat düşündükçe daha da batıyorsun.Kurtarıcı bekliyorsun,o da gelmiyor.Bekliyorsun,sadece bekliyorsun.
************
Her zaman ki gibiydi.Akşamdı,işten çıkmış evime giden otobüs'ün durağında oturmuş,kulağımda kulaklıkla kafamı durağın camına yaslayarak yere bakıyordum.Kendi kendime iç çektim.Yorgunum,hem de fazlasıyla.Bir enkaz,kesilip yere düşen bir ağaç,dalından sökülüp bir kenara atılmış yaprak gibiydim.Bunları düşünüp kendi dertlerimin arasında boğulduğum sırada otobüs gelmişti.Kafamı çevirip baktığım da gözüme ayakta durmuş,kitap okuyan genç takılmıştı. "Ne kadar da güzel bir gençmiş" dedim içimden ve nedensizce gülümsedim.
O gençse başını kitaptan kaldırıp otobüsün cam'ından bana doğru bakmıştı.Hemen gözlerimi başka bir yere çevirip tekrar başımı otobüs durağının büyük camına yasladım.Sonra,bir an da yanıma birisinin oturduğunu hissedip yan tarafıma baktım.Bu o gençti,bana bakarak gülümsüyordu.Kulağımda takılı olan kulaklığımı çıkartıp,şaşkın ama çatık kaşlarla yüzüne baktım.O ise aynı gülümsemesiyle bana baktı ve;
"Merhaba...ah...şey belki de yanına gelmemi saçma bulabilirsin fakat, ilk görüşte dikkatimi çektin hatta kanım bile ısındı biliyor musun?"
Bu dediği şeylerden sonra kendimi biraz garip hissettim.Genelde bana böyle yaklaşmazlar ama bu genç...neden bana bu kadar yakın davranıyor şimdi?garip ve anlamamış bir yüzle baktım.
"İlk görüşte dikkatini çektim ve kanın bana ısındı?nasıl oluyor bu?"
Dediğimde bir dakika kadar önüne bakarak derince iç çekti,yine aynı içten gülümsemesiyle yüzüme baktı.
"Bazı insanlara kanının ısınması için tanıman gerekmez, bir kez bile yüzünü görsen anlayabilirsin."
Demişti.Bir an duraksadım,nedense bu gencin düşünceleri hoşuma gitmişti."eminim bundan daha fazlası vardır"diye geçirdim içimden.Ben bu düşüncelerimin arasında kaybolup giderken o konuşmaya devam ediyordu.
"Sana bakıyorum da,birçok zorluk atlamana rağmen ayakta duran birisin.Bir tarafın aydınlık,diğer yanınsa karanlık.Tıpkı...tıpkı bir ay gibi.Bir parçan güneş ışığına doymuş,bir parçansa o ışıktan mahrum.Sana ışık tutabilecek daha büyük güneş,hatta kurtarıcı arıyorsun."
Dedi ve sustu.Önüme bakındım ve yine kendi alemime dalıp gittim.Öncelikle,bu yanımda oturan adam nasıl bütün bunları anlayabilir,resmen içimi okumuş gibiydi.İç çektim cebimden sigara paketimi çıkarttım,ilk kendim bir dal alıp paketi ona uzattım.
"İster misin?bu arada adın neydi?"
"Tabiki isterim,benim adım kim taehyung.Senin adın nedir?"
"Min yoongi"
Deyip sigaramı iki dudağımın arasına götürdüm,çakmağımla sigarayı yakarken ateşi elimle siper ettim.Yakıncaysa elimi çekip sigaramın dumanını içime çektim.İçimden bir ses bu çocukla,daha doğrusu Taehyungla aramızda bir bağ veyahutta her neyse ondan oluşacağını söylüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dance of the moon(Taegi)
Fanfiction"Sana bakıyorum da,birçok zorluk atlatmana rağmen ayakta duran birisin.Bir tarafın aydınlık,diğer yanınsa karanlık.Tıpkı...tıpkı bir ay gibi.Bir parçan güneş ışığına doymuş,bir parçansa o ışıktan mahrum.Sana ışık tutabilecek daha büyük güneş,hatta k...