Uğurl'a olan karşılaşmamızdan sonra benle Uğur'u bir kafeye getirtmişti.
Uğur'dan uzaklaşmaya çalıştıkça o kasten bunları yapıyor gibiydi.
"Sen ne içeceksin Songül?"
Zeynep'in bana yönelttiği soruyla bakışlarımı ona çevirdim.
"Ben bir şey içmeyeceğim, sana söyledim bunu ama sen beni dinlemeyip beni buraya getirdin."
Uğur tam karşımdaydı ve bu yeterince kötü hissettiriyordu. Aynı tavırlarını takınmış hiçbir şey umrunda değilmiş gibi rahat bir şekilde oturmuş elindeki telfonda bir şeyle ilgileniyordu.
Zeynep parmaklarını cam masaya yavaşça vurup bakışlarını aniden bana çevirdi. "Songül, kötü bir şey yapıyormuşuz gibi konuşuyorsun. Bu yaptığımız gayet normal bir aktivite? Hani insanlar birbirleriyle sohpet eder, bir yerlerde oturur bir şeyler yapar?"
Evet Zeynep söylediği şeylerde bir nevi haklıydı. Uzun zamandır onunla vakit geçirmiyorum ve bu da onun canını hayli sıkmış durumda.
Bacaklarımda topladığım iki elimi masanın üzerine koyup "Tamam ya, kusura bakma ama cidden bir şey yemek ve içmek istemiyorum, iştahım yok."
İştahım gerçekten de yoktu. Dün geceden beri hiçbir şey yemememe rağmen hâlâ aç hissetmiyordum, ama üstümde küçük bir kırgınlık vardı.
"Hasta mısın?" Uğur bakışlarını telefondan ayırıp ciddi bakışlarını bana çevirdi.
Bakışlarım saliselik onun gözlerine kaydı.
Üstüne basa basa SANA NE? demek istiyordum ama yanımda duran ve beni bu durumda bırakan arkadaşım buradaydı ne yazık ki!
Soğuk bir tavırla "Hayır." diye cevapladım.
Uğur telefonunu kapatıp masanın üzerine koydu, oturduğu sandalye genişçe yaslanıp yüzümü incelemeye başladı.
Ne yapmaya çalışıyordu bu??
Zeynep'in yanında bu tür hareketleri yapmaması gerektiğini gayet iyi biliyordu.
Gözleri gözlerime değince o an sadece dün yaşadığımız o an gözlerimin önümden geçip gitmişti.
O bundan hoşnutmuş gibi duruyordu, gözleri gözlerime bakmaktan hiç rahatsızlık duymuyor gibiydi.
Ben ona bakmaya devam etsem o da aynı şekilde hiç bozmadan gözlerimin içine bakabilirdi.
Buna bir son vermek adına gözlerimi öfkeyle ondan ayırdım.
Ona katlanamıyordum. Bu kadar rahat olmak zorunda mıydı?
Zeynep birden elinin tersiyle alnıma dokundu. "Hasta olmadığına emin misin? Ateşin var gibi."
Hasta değildim ama burada biraz daha kalırsam sanırım tam hastanelik olacaktım.
Cidden sıcak basmaya başlamıştı artık.
Sıcaklıkla birlikte üzerime gelen bu baskı sinirlenmeme sebep oluyordu nedense.
Zeynep'e ters bir bakış atıp, "Bir şeyim yok Zeynep. Bana çocukmuşum gibi davranma." diyerek terslemiştim onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK İRİSİ
Teen FictionKendi halinde; sıradan bir hayatı olan Songül, o gece hayatının tamamen değişeceğinin farkında değildi. Songül'ün babasından annesinin intikamını almak isteyen Uğur, Yusuf Özer'in zaafı olan kızını hedef alır, ama unuttuğu bir şey vardır. Songül'...