Kurtulma

5.3K 291 7
                                    

Kurumuş boğazım ve ensemde hissettiğim bir ağrıyla gözümü karanlık bir odada açtım. Kendime biraz gelir gelmez, zorla bayıltılmadan önce yaşadıklarım bir yağmur gibi yağdı zihnime. Kürşat'ın tabiriyle Fahri piçine yakalanmıştım ve talihsiz bir şekilde hemen üzerine de Murat bana bakmak için yanıma gelmişti. En son Murat'ın Fahri’den sert bir yumruk yediğini hatırlıyordum. Benim enseme de büyük ihtimalle elinde silah olan adam acımasızca kabzayla vurmuştu.

Murat neredeydi acaba? Umarım ona kötü bir şey yapmamışlardı. Kolumu oynatmaya çalıştım ama bileğim arkadan bağlıydı, hareket ettiremiyordum. Sert bir zeminde oturduğumu hissediyordum. Bacağımı hareket ettirmeye çalıştığımda onu da oynatamadığımı fark ettim. Beni sımsıkı bağlamışlardı.

"Murat burada mısın?" diye fısıldadım ama soruma cevap alamadım. Başımı arkaya doğru yatırdığımda sert bir şeyle temas ettim. Sağa sola oynattım, bu hem kaygan hem de sert bir şeydi. Muhtemelen temas ettiğim şey Murat'ın kafasıydı. İkimizi sırt sırta bir sandalyeye oturtmuş sonra de iple sıkıca bağlamışlardı. Kimse gelmeden buradan hemen çıkmamız gerekiyordu. Tekrar Murat'a seslendim."Murat uyan artık, buradan hemen gitmeliyiz."

Birimiz kafasına diğerimiz ensesine sert bir darbe almış olsa da, kendimizi bu pozisyonda bulacak kadar uzun süre baygın kalmamız imkansızdı. Mutlaka bu Fahri piçi elinin altındaki uyuşturuculardan bize bir şeyler vermişti.

"Murat sana söylüyorum, beni duyuyor musun?" Hala Murat'tan ses seda yoktu. Başımı sertçe geriye doğru attım. Çıkan tok bir sesle birlikte Murat'tan bir inleme sesi geldi. Benim de kafam acımıştı ama başka çarem yoktu. Murat "Neredeyiz biz?" diye sorunca biraz rahatladığımı hissettim.

"Fahri bizi bağlamış ve nerede olduğumuzu bilmiyorum ama bu durumdan hemen kurtulmamız gerekiyor. Yoksa ikimizin sonunu pek iyi görmüyorum. Ellerin ve bacakların ne durumda? Onları oynatabiliyor musun?"

Murat kendini kurtarmak için elini çekiştirince benim bileğime bağlı olan ip gerginleşti ve canım yandı. "Aghh!"

"Ne oldu? Canını mı yaktım?"

"Nasıl yapmışlar bilmiyorum ama ikimizin bileğini aynı iple bağlamışlar, sen kurtulmak için çekiştirdikçe benim canım yanıyor."

Murat bıkkın bir sesle "Ne yapacağız peki? Buradan kurtulmak için hiçbir çıkış yolu görünmüyor," dedi.

"Bilmiyorum, en iyisi mi şimdilik dua etmekle yetinelim. Gerisini zamanı gelince düşünürüz." Kapının dışından gelen ayak sesleri duydum."Biri geliyor."

Kapı açıldı ve ardından biri düğmeye bastı. Gözlerimin ışığa alışması için kısa bir süre için kapattım. Yavaş yavaş geri açarken karşımda barda bana sarkıntılık yapan adamı gördüm. Beni bu halde gördüğüne çok sevinmişti, pis pis sırıtıyordu. Aklından ne geçtiğini bilmek için fazla düşünmeye gerek yoktu. "En sonunda elime düştün sürtük. Beni geri çevirmenin intikamını senden alacağım," dedi.

Murat sırtı kapıya dönük olduğu için adamı göremiyordu."Bu da kim Çakır? Niye böyle konuşuyor seninle?"

"Irz düşmanı, şerefsizin teki. Yani tanımadığın için bir şey kaybetmiş sayılmazsın," dedim.

Adam uzun adımlarla yanıma geldi ve suratıma yıldızları saydıracak kadar sert bir tokat attı. Başım hızla sola doğru yattı. Bu tokat canımı acıtmıştı. Murat ipten kurtulmak için debelenmeye başladı. "Gücün bağlı bir kadına tokat atmaya mı yetiyor şerefsiz. Erkeksen bana vurmayı denesene."

Murat'ın ne yaptığının farkındaydım. Adamın hiddetini kendi üzerine çekmeye çalışıyordu. Ağzımın içi kanla doldu. Karşımda duran adamın yüzüne doğru tüm gücümle kan tükürdüm. Yüzüne gelmedi ama pantolonuna isabet etti. Yetimhanede küçükken en uzağa kim tükürür yarışması yapardık. İlk defa bu yarışma bir işime yaramıştı. Adam iğrenerek pantolonundaki kan lekesine baktı."Seni sürtük, seninle burada zaman geçirmek isterdim ama patrona uyandığınızı haber vermem gerekiyor. Sonra seninle uzun uzun görüşürüz artık," dedi ve odadan ayrıldı.

ÇAKIR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin