Peyami beyin ardından salona geri girdiğimde bütün gözler üstüme çevrildi .Kahverengi büyük koltuğun bir köşesinde abim diğer köşesinde ise Mesude hanım oturuyordu . Mesude hanımın kucağında küçük Ayla vardı ,abim ise siniri hafiflemiş olsa gerek gözlerinde ki o yakıcılık sönmüştü
Peyami bey tekli koltuklardan birine geçtiğinde ben de diğer tekli koltuğa oturdum sakince . Krem rengi elbisemin eteklerini düzelttim ve saçlarımı yapacağım konuşmaya hazırlanmak için geri attım
"Kusuruma bakmayın bir anda hiddetlendim kabalık ettim . Bana farklı izah edilen durumlar vardı " dedim hatasını bir kez daha vurgulamak ister gibi sonunda abime bakarak ve devam ettim " Aylanın bu kadar küçük olduğundan haberdar değildim bir çocuk olacağını düşünmüştüm lakin artık bir sorun teşkil etmiyor bu durum . En doğrusu başta konuşulduğu gibi olması herşeyin "
Konuşmamın ardından Mesude hanımın yüzü aydınlandı ,kabul etmiş olmama bariz bir şekilde sevinmişti ki zaten ilk söze giren de o oldu
" Ziyadesi ile mutlu oldum bu habere . Siz hiç endişe etmeyin Ayla çok huysuz bir bebek değildir gerekirse alışmanız için ben yardımcı olurum " dedi gülümserken kırışan gözleri ile
Mesude hanımın bu ılımlı tavrı karşısında biraz ezilmiş hissettim kendimi . Teşekkür etmek ister gibi başımı önüme eğdim
"Sana başta doğru şekilde anlatmalıydım bu duruma gelmemizde benim de payım var " dedi abim oturduğu yerde gergince bir yüzle
Hep yaptığım gibi gözlerimi devirmemek için direndim ama ona sinirli olduğumu anlaması için yalandan bir kırılmışlık ile omuz çektim . Bu ona yeter de artardı bile
Peyami bey bu gerginliğin farkına varmış gibi ellerini birbirine vurarak söze girdi
"Eh işler tatlıya bağlandığına göre bahçeye çıkıp kahvelerimizi içelim "
"Yok ben gitsem iyi olacak ,pek zamanım yoktu zaten . Her şey için tekrardan teşekkürler " dedi abim ayaklandığında . Bana biraz bozuk atmıştı . Üniformasının kemerini düzeltip belinde ki silahını da kontrol etti
İster istemez düştü yüzüm . Gidecekti ve ne zaman geleceği belli bile değildi . Belki başka bir şehire belki de uzak bir köye . Karışıklıklar genelde büyük şehirlerden çok köylük yerlerde başlıyor idi bu yüzden de asker hep köylere gönderiliyordu .İnsan hiç kendi yaşadığı yerde isyan çıksın ister miydi ben istiyordum işte abim gitmesin burada kalsın istiyordum
Abimle birlikte biz de ayaklandığımızda Peyami bey ve abim tekrardan sıkı sıkı sarıldılar birbirilerine
" Yolculuk nereye ,geri dönüş ne zaman belli mi " dedi Peyami bey
Abimin gözleri beni bulduğunda buruk bir bakış attı . Her zaman gideceğini söylemek ona bir yük gibi gelirdi ve ben karşısında yavru kedi gibi ona bakarken üniformasının içinde ezilirdi
" Manisaya gidiyorum biliyorsunuz isyandan sonra sıkı yönetm ilan edildi 1 aylığına . Divanıharp kuruldu orada olacağım lakin ne zaman geri dönerim kesin değil . Fırsat buldukça mektup gönderirim size " dedi
Gözlerini benden kaçırarak Peyami abiye baktı . Aralarında sözsüz bir iletişim geçti . Daha sonra Peyami bey abimin omzuna vurdu
" Aklın kalmasın Gül bana emanet " dedi
Abim de aynı şekilde Peyami abinin omzuna vurdu
" Eyvallah "
Malum an bana geldiğinde abime sıkıca sarıldım . Bu anları ezbere biliyordum . Küçüklüğümden beri abim giderdi . Giderken biz sıkı sıkı sarılırdık , o içten içe kahrolsa da belli etmezdi . Dik duruşunun ardında beni yalnız bıraktığı için kendine kızdığını bilirdim . Ben ise o üzülmesin diye ağlamamayı öğrenmiştim belli bir yaştan sonra . Şimdide göz pınarlarımda birikmiş yaşları tüm dirayetimle muhafaza ediyordum .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARAZLI (+18)
RomanceAğzımı kapatmış güçlü eller baskısını biraz daha arttırırken Peyami bedenini benim ki ile bir bütün yapmak ister gibi sokuldu Göğüsüm hızla yükselip alçalırken o benim bu halime aldırmadan kesif bir arzuyla bana bakıyordu Saçlarım ile kapanmış ger...