✯1. Bölüm✯

1.5K 44 30
                                    

Medya; Cem Adrian - Mutlu Yıllar

Y/N; Bu fanfiction hakkında bir kaç ufak bilgi vermek isterim. Öncelikle diziden biraz bağımsız olacak karakterler. Özellikle de Asiye ve Sarp karakteri. Asiye gereksiz gurur yapan birisi değil, kibar birisi hiç değil. Canını sıkanı affetmez kim olursa olsun! Sarp'la anlaşmazlıklar yaşasa da onu anlayan iki kişiden birisi olduğunu biliyor.

Buraya Sarp'la olan hikayelerini yazarken AsDor'un geçmişini de yazacağım yani bazen hayalimdeki sahneleri flashback olarak okuyabiliriz bazen de diziden sahneleri yazacağım. Ayrıca bölüm sonu detaylı bir açıklama yaptım. Bu yüzden bölüm sonunu okuyun kitabı daha iyi anlamanız için.

I͜͡y͜͡i͜͡ o͜͡k͜͡u͜͡m͜͡a͜͡l͜͡a͜͡r͜͡♥

Genç kız uzun bir süredir gülmeyen yüzüyle yine her zaman ki gibi önündeki çay bardağına bakarken aklından sevgilisinin, evine ilk misafir olarak gelişi geldi. Çayı sevmemesine rağmen "çok severim" demiş üstüne bilerek çok açık koyduğu çaya "tavşan kanı" diyerek iltifatta bulunmuştu.

O gece sanki hep onlarla birlikteymiş gibi ona ve ailesine ayak uydurmuş, istenilen her şarkıyı itirazsız çalmıştı. Düşüncelerinden erkek kardeşi Ömer'in seslenmesiyle ayrıldığında içinde bir yerde öfkesi harlandı.

"Fıstığım? O çay içesin diye konuldu iki saat bakış diye değil."

Bakışları çay bardağından Ömer'e doğru çıktığında ona gülümseyerek bakan üç kişiye baktı. Ne zaman geldiklerini fark etmediği Aybike ile Oğulcan, Ömer'in arkasında ona bakıyordu. Emel ise her zamanki gibi kahvaltısını ediyordu.

Tuhaf bir şekilde hiç bir zaman tam anlamıyla tok hissetmiyordu küçük kız kardeşi. Ve bunun sebebini tek bilen kendisiydi. Kız kardeşi küçük yaşta hem annesini, hem babasını hem de abisini gözlerinin önünde kaybetmişti.

Bu yüzden de duygusal olarak açtı Emel. Onun ruhu anne şefkatine, baba merhametine, Kadir abisinin sevgisine açtı. Ve kimse anlamıyordu onu. Ne Ömer ne de kendisi. Hoş Asiye de Ömer'i anlayamıyordu tıpkı Ömer'in onu anlayamadığı gibi.

Fakat Ömer'in artık iyi kötü "anne, baba" dediği Suzan hanım ile Ahmet bey vardı yanında, yanından ayrılmayan küçük kardeşi Yasmin'i vardı. Her ne kadar artık birlikte olmasalar bile yanında hep Süsen'i vardı. Belki de araları düzelirse Sarp'ı bile olurdu ileride.

Asiye'nin ise bir Emel'i bir de Ömer'i kaldı. Annesi, babası, abisi, en yakın dostu Kaan, yakın arkadaşı Leyla, ve biricik sevgilisi Doruk... kaybettikleri artık birer isim birer silik anıdan ibaret olsa da hissettirdikleri canını yakıyordu. Kaç kez Emel'i ya da Ömer'i kaybetme korkusu yaşadığını saymayı bıraktığını fark etti birden.

Sanki artık nefes almak için yaşadığını, yaşasa da yaşamasa da bir şey değişmeyeceğini düşünüyordu. Lanetli olduğunu düşünme evresindeydi. Bütün bunların o yaşadığı için olduğunu bile düşünüyordu bazen.

Ömer'e cevap vermek yerine tam iki dakika otuz saniyedir aralıksız Emel'e baktığını fark ettiğinde bakışlarını ona endişe ve korkuyla bakan Ömer'e, Aybike'ye ve Oğulcan'a çevirdi.

"Ne bakıyorsunuz öyle? Sanki ilk defa dalıyorum? Sıktı ama artık sizin bu kayıtsızlığınız! Sevgilim öldü benim! Gelecek hayalleri kurduğum insan öldü! Gitti! KAYBETTİM BEN ONU! Şimdi sırf siz onun yerine yenisini buldunuz diye ben de bulacak DEĞİLİM! Anladınız mı?! YETER! Bırakın yasımı tutayım ya! Bırakın sevdiğim insanı düzgün bir şekilde anayım! YETER YETER YETER!"

Kıvırcık ile Yeşil! (AsSar & AsDor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin