Hayatın sizin için planları vardır hep. Bazen bir şey için çok uğraşırsınız ama asla istediğiniz gibi olmaz. Bazense hiç beklemediğiniz yerden bir kapı açılır. Hyunjin için birincisi geçerliydi çoğu zaman. Bu yüzden beklentiyi hep düşük tutmayı öğrenmişti. Hayattan hiçbir zaman istediğini elde edememişti ve gün geçtikçe bunun altında ezildiğini hissetmeye başlamıştı. Her şeyden çok istediği bir şey vardı: resim.Küçüklüğünden beri bir şeyler yazıp çizerdi. Ve belli bir yaşa geldiğinde artık yapmak istediği tek şeyin bu olduğunu biliyordu. Sıradan bir çevrede büyümesine rağmen okul ve sosyal hayatında asla başıboş biri olmamıştı. Her zaman ailesinin ve akademik kariyerinin bilincindeydi. Ve onlara iyi bir evlat olmak için çok çaba sarf etmişti.
Bir gün ailesinin istekleriyle hayalleri birbirine ters düşünce hayatın gerçekleri yüzüne tokat gibi çarptı. Ailesi pek çoğu gibi oğullarının iyi bir geleceği ve garanti bir işi olmasını istiyordu. Bunun için okul hayatı boyunca yapmak istemediği birçok şeye ailesi için göz yumdu. Ve gün geçtikçe ruhunun daraldığını hissediyordu. Gitmek istiyordu, belki de hiç bilmediği bir ülkeye. Hayallerini gerçekleştirebilmek için çareler düşündü. Ve lise ikinci sınıftan itibaren yarı zamanlı işlerde çalışmaya başladı. Oğullarının sorumluluk almasını isteyen ailesinin keyfi yerindeydi. Ancak Hyunjin'in neden para biriktirmeye başladığından bi'haberlerdi.
Aylar geçtikçe Hyunjin, okulda ve evde ailesinin istediği akademik kariyer için, işte ise bir gün buradan gitmenin umuduyla çalışan iki kişiliğe büründü. Üstlendiği yüklerin ağırlığıyla eski neşesini kaybetmiş, hayallerini ve planlarını anlatacak birilerinin eksikliğiyle yaşamaya alışmıştı.
Lise bittiğinde ailesine New York'ta bilgisayar bilimleri okumak istediğini ve bunun için bir süre para biriktireceğini söylediğinde aldığı tepki yine istediği gibi olmamıştı. Çok fedakârlık yaptığını hissetti. Her anlamda. İki yıl boyunca hem kendi istekleri hem de onları gururlandırmak için çok çalışmış ve yüksek bir diploma notuyla okulunu bitirmişti. Bunu öne sürdü. Ailesinin yanında susan değil kendini bir birey olarak kabul ettiren olmak istiyordu.
Birkaç gün süren çabalarının ardından bir şekilde ikna etmeyi başardı. Kalkıştığı bu işte iyi bir paraya ihtiyacı olacağını biliyordu. Ve bu zamana kadar biriktirdiği para hâlâ yeterli değildi. Yarı zamanlı çalıştığı işini tam zamana çevirdi. Bir sene daha çalıştı. İngilizce kursuna yazıldı.
Şimdi yanında Kkami, uçağın camından New York'un ışıklı manzarasını izlerken yaşadığı bunca şeye değdiğini hissetti. Ailesine söylediği ilk yalanın hiç bu kadar tatlı geleceğini düşünmezdi. NYU sanat ve tasarım bölümünde okuyacağına hâlâ inanamıyordu. Ve hayatta ilk defa istediği, en çok istediği şeyin gerçekleşecek olması bir yandan korkmasına sebep oluyordu.
Uçağın tekerleklerinin yere değdiğini hissettiğinde karnında daha önce hiç yaşamadığı o hisler; bilmediği sokaklarda, keşfedilmeyi bekleyen bir şehirde yepyeni bir hayata başlayacak olmanın verdiği merak ve heyecan, belki de çabalarının karşılığını alacağı düşüncesinin verdiği mutluluktu.
Bir elinde bavulu, diğerinde çok değer verdiği köpeğiyle havaalanının yürüyen merdivenlerinden inerken gördüğü her anı romantize etmeye başlayan Hyunjin'in, çok değil birkaç kilometre ötede kendinden habersiz ders çalışan oda arkadaşıyla olan bu hikayesi işte böyle başlamıştı.
watty banindan😊😊😊 sonra yazmam ne kadar dogru bilmiyorum ama baslamak istedim. umarim okunur cunku ben bu ikiliyi simdiden cok sevdim :(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
brooklyn love, hyunho
FanfictionNew York'ta sanat ve tasarım okumaya başlayan Hwang Hyunjin, oda arkadaşı Lee Minho'ya aşık olacağını bilmiyordu. başlangıç: 08.08.2024