Arda'dan olduğunu düşündüğüm için önemlidir diye arabayı kenara çekip telefonumu elime aldım. Bilinmeyen numaradan gelen mesaja tıkladım.
"Peşimi bırak Savcı."
Peşimi bırak Savcı.. Birkaç saniye mesajın varlığını sorguladım. Mesaj doğruydu, bana atılmıştı. Mesaj Kesik'ten gelmişti. O olmalıydı. Ondan başkası aklıma gelmiyordu.
Kesik bana yazmıştı. Aylardır peşinde olmama rağmen yakalayamadığım tek kişi o lanet insandı. Sinirle soludum, parmaklarım ekranda gezinmeye başladı.
"Cehennemin dibine kaçsan bile seni bulacağım."
Cevabı gönderdikten sonra numarayı bir polis arkadaşıma atıp sorgulamasını istedim. Büyük ihtimalle kartı kırıp atmıştı bile. Sinirle direksiyona vurdum.
Numaramı bulması çok zor bir şey değildi. Belki de yakınımda bile ona çalışan insanlar vardı. Daha fazla dikkatli olmalıydım. Eğer şansımız varsa son sinyalin nereden geldiğini bulabilirdik.
Arda'yı haberdar etmek için rehbere girip numarasını buldum. Üstüne tıklayıp telefonu hoparlöre aldım. Arabayı yeniden çalıştırırken Arda'nın aramayı cevaplamasını bekliyordum.
"Efendim?"
"Bana mesaj attı." hâlâ şaşkınlığını üzerimden atamamıştım.
"Kim, Evren mi?" diye sordu keyifli bir şekilde. Selin ve Arda ölmek için çok çabalıyordu!
"Hayır! Kesik.. 'Peşimi bırak' yazmış." diye konuştum düşünceli bir şekilde. Bir elimi kısa saçlarıma atıp kulağımı arkasına sıkıştırdım. Hâlâ gerginliğimi üzerimden atamamıştım.
"Şaka mı? O olduğunu nereden biliyorsun?" meraklı meraklı konuştuğunda birkaç saniye sustum.
Kesinlikle o mesajı atan Kesik diyemezdim ama çok büyük olasılıkla mesajın sahibi oydu.
"Ondan başka kim olabilir ki?" kararlıydım bu konuda.
"Belki seni tanıyan biri şaka yapmıştır, belki de seni yanlış yerlere veya kişilere yönlendiriyorlardır. Bunu şimdilik aramızda tutalım." şüpheli sesi benim kararlılığımı silip süpürürken bu kadar aceleci olduğum için kendime kızdım.
"Haklısın, neyse varmak üzereyim. Geldiğim zaman konuşuruz."
"Tamam, görüşürüz."
Telefonu kapatıp derin bir nefes aldım. Arda'nın hiç abartılı tepki vermemesi onun Kesiğin bana yazmasına inanmadığı anlamına geliyordu. Tabii Arda hayatsız gibi aklına geldikçe adamın dosyasını açıp okumuyordu ki.
Hızımı biraz arttırıp fazla trafiğin olmadığı yolda ilerlemeye devam ettim.
Bir anda gözümün önüne koyu yeşiller gelince silkelenip kendime gelmeye çalıştım. Asansörde üstüme üstüme geldiği anlar aklımı doldurduğunda o an olduğu gibi nefessiz kalmışcasına derin nefesler aldım.
Bu durumda bile Evren'in aklımı doldurması sinirlerimi daha fazla bozarken sakinleşmek için derin nefesler alıp verdim.
Adliye binasına vardığımda arabayı otoparka park edip anahtarı çantama koydum. Odamın olduğu kata çıktıktan sonra gördüğüm birkaç tanıdık yüze selam verdim.
Sonra başsavcının kızını fark etmemle birlikte adımlarımı yavaşlattım. Nil bana doğru gelirken koridorun ortasında durmak yerine kenara geçtim. Yanıma varan bedene gülümsedim.
"Merhaba Beril abla." diye konuştu sevinçle. Bu kızın sevecenliğine hep özeniyordum. Sarı saçlarını geriye doğru savurup güzel yüzünü ön plana çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜLTEFİT
TeenfikceAylardır bulmaya çalıştığım, ama hakkında bir nebze bilgi elde edemediğim katille ilgili bir kayıt bulunmuştu. Hızla Arda'nın yanına oturup başlatılan kaydı dikkatle izlemeye başladım. Sıradan bir adamdı görüntüdeki, ne bir suç kaydı vardı ne de kö...