1-Kötü Bir Gün,Tanrı 'nın Felaketi Gibi

180 23 22
                                    


Baba dediği adamın ölüsü,
Anne dediği kadının çöküşü.

Her şeyden önce bir şeytanın gülüşü.

Bir gece vakti ıssız bir mahallede kimsesiz bir ev/

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bir gece vakti ıssız bir mahallede kimsesiz bir ev/

Feri sönmüş gözler, dağılmış saçlar ve artık soğumuş olan eller.

Boylu boyunca yerde. Kanlar içinde. Parçalanmış göğsünde bir yazı görüyor.

Son kurban verildi. Artık kimse durduramaz

Ve bu vahşeti gören büyük kömür karası irisler. Cılız bedenini ayakta tutmaya yarayan güç bacaklarından esirgenince olduğu yere çöküvermiş. Siyah saçlı,ak tenli bu küçük oğlan henüz 10 yaşında.

Bunları görmesi onun için fazla gaddar gelmemiş olmalı ki bir de annesinin donuk bakışlarını cesetten çekmesi için ufacık elleri ile kapatıyor.

Tam tersi olması gerekir değil mi?

Hepimizin bildiği gibi hayat çok acımasız.

Koca koca olmuş göz bebekleri karnına giren kramplar ve fazlaca gördüğü kan yüzünden bulanan midesi ona yeterince zor geliyorken üstüne bir de o gördüğü ölü bedenin biricik babasına ait olması onu fazlasıyla tüketmiş.

Annesinin hıçkırıkları kulaklarına dolarken daha da çok bastırıyor ellerini onun gözlerine.

Canım annem görmesin. Kandan korkar o.

Ufacık oğlunun yine kendisi gibi ufak olan kollarına ellerini atıp güçlükle tutunurken bir anda bağırıveriyor.

"ZATEN YETERINCE ZOR DEĞİL MİYDİ? KÜÇÜCÜK OLAN OĞLUMUN CESDİ GÖRMESİNİ ENGELLEMESİ GEREKEN BEN DEĞİL MİYİM? KOCAM KİME NE YAPTI? BİZ SADECE DÜRÜST BİR HAYAT YAŞAMAYA ÇALIŞMAKTAN BAŞKA NE YAPTIK TA BİZİ CEZALANDIRIYORSUN?"

Haykırarak ağlamaya devam ederken bir cümle çıktı güçsüzce dudakları arasından.

"Neden mutlu olmama izin vermiyorsun?"

Aklını kaçırmış gibi ağlamaya devam etti. Küçük oğlu ise transa girmiş ,bakışlarını bir noktadan çekemiyordu?

Babasının cesedi değil?

Karşısındaki ne olduğu belli olmayan bir yüzdeki sinsi gülüşe.

Alnının iki yanından fışkıran boynuzları, gri olan teni, göz akı bile bulunmayan zift gibi kara gözleri,alev alev yanan kirpikleri ve yüzü de dahil vücudunun görünen her yerinde seçebildiği siyah damarlar ile cehennemden fırlama bir yaratıktı bu.

Ona bakıyordu... Bakıyor ve gülümsüyordu. O kanlı sivri dişler ile bunu yapması hiç te hoş bir görüntü sunmuyordu.

Sanki ona bak diyordu.

Bak ta dünyanın ne kadar gaddar bir yer olduğunu gör. Gör ki asla güvende olamayacağını anla.

Ardından bir anda kayboluyor. Ve küçük çocuk sanki bir rüyadan çıkmış gibi irkiliveriyor.

Annesinin güçsüzce adını söylediğini duyuyor.

"Beomgyu... Beomgyu benim güzel oğlum. Benim bir tanecik oğlum. Gel kollarıma. Hadi gel yavrum."

Asla karşı çıkmıyor. Bir kez daha düşünmeden biricik annesinin kollarına atlıyor. Onun boynuna gömülüp ağlıyor sadece başka hiçbirşey yapmadan.

Aynen öyle küçük bir çocuk bunu kaldıramazdı.

O yüzden sadece içindeki hüznüyle ağladı. Bu gördükleri cesedin neyin habercisi olduğunu bilmeden

/

Evet harbiden de kısa bir bölüm olduğunun farkındayım ama her kitabın ilk bölümü kısadır. Yani umarım bir tek ben böyle düşünmuyorumdur. Çok kısa bur bölüm olduğundan tek başına atmaya yüz bulamadım bu yüzden diğer bölümü de yazıp ikisini de aynı anda yayınladım. Her neyse. Bu benim ilk defa yazışım sizden ricam oy vermek istemezseniz bile yorum yapmanız. Yorum yapıp fikirlerinizi söylemeniz beni hem çok mutlu eder hem de okurlarımla sohbet etmek isterim. Oy vermek tamamen size kalmış ama yorum yapmanızı kesinlikle çok fazla istiyorum🙏🙏. Şöyle bir baktım da bayağı fazla konuşmuşum. Neyse daha fazla boş yapmadan sizleri hemen diğer bölüme yolluyorum ve keyifli okumalar diliyorum. ✨️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️✨️

Lord Of Fear/Beomjun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin