Kız, okuldan çıkmış, yorgunlukla ve yavaş adımlarla kaldırımda yürüyordu. Sersemlemiş kafası yüzünden aklına arkadaşını aramak yeni geldi. Elini bol pantolonunun cebine atıp tuşlu telefonunu çıkardı, kayıtlı olan numarayı çaldırmaya başladı.
"Alo, okul bitti değil mi?"
"Evet, şimdi annemin yanına gidiyorum. Sesini özlemişim."
"Bende senin sesini. Dikkatli yürü."
"Tamam tamam."
Aşağı bakarak ilerlerken söylediği şeyle önündeki direğe çarpması bir oldu.
"Ah!"
Eli hızla başına gitti, acıyan yeri ovuyordu.
"Hey, o ses neydi?!"
"Sorun yok, sadece kafamı çarptım."
Acıyla gülüyordu.
"İyi misin? Dikkat et diyorum işte.."
Hafif kıkırdama sesi duyuldu.
"İyiyim."
Hastane girişine geldiğinde duraksadı.
"Eve gidince arayacağım seni bebeğim."
"Tamam bebeğim, görüşürüz."
"Görüşürüz."
Telefonu geri cebine attı. İçeri girip annesinin hemşire olarak çalıştığı bölüme ilerledi.
"Hoş geldin tatlım."
Yanağına öpücük bıraktı.
"Hoş buldum."
Geri çekildiğinde bir şey fark etti, kızının alnındaki şişlik.
"Alnına ne oldu?"
"Gelirken çarptım, belli mi oluyor?"
"Kızarmış, buz koyalım daha şişmesin."
"Uff."
Annesinin peşinden ilerledi. Peçeteye sarılı buzu eline aldığında tutmaya başladı. Bir süre daha oyalandıktan sonra artık eve gitmek istiyordu.
"Ben çıkıyorum."
"Dikkatli git."
"Tamam."
Hastaneden çıktı, yolunun üstündeki markete uğradı. Kola ve bir kaç abur cubur aldıktan sonra parayı ödeyip eve gitti. Çantasını odasına bırakıp üzerine rahat bir şeyler giyindi, artık Lapin'i geri arayabilirdi.
"Aloo!"
"Aloo! geldin mi eve?"
"Evet evet. Okul nasıl geçti?"
"Normal, senin?"
"Benim ki de normal o zaman."
"Niye iyi değil?"
"Senin ki de değil."
"İyi geçti o zaman."
"He benimde."
Gülüşüyorlardı.
"Oyun oynayalım mı?"
"Oluur."
Çağla, bilgisayarın tuşuna bastı, açılırken mutfağa gidip kolasını aldı. Oyuna girdiklerinde ölmemek için bağırıp çağırıyordu, net otistikler.
"LAAPİİNNN HAAYIIIIIRRR!"
Lapin'in kahkaha sesleri telefondan geliyordu.
"YA KURTARMAYA GELİYORDUM SENİ ÖLDÜRDÜ BENİ DE!"