İstemiyor(muyum?)

64 6 0
                                    


son derse gelmiştik artık sonunda okulun ilk günü bitiyordu.Umarım okulun geri kalan günleride bu kadar abuk geçer,okulu sevmiyorum diye bir izlenime kapılmayın sakın okul iyi beni o aptal evden uzaklaştırıyor en azından..Ama sabah eken kalkmak,zor dersler ve bir türlü salmayan hocalar benim okula olan sevgimi azaltan şeyler.

Bunların hepsini sınıfın camından dışarı bakarken düşünüyordum,okulumuz ortaokulla birleştirilmişti bu yüzden teneffüste veya derslerde çok kolay bir şekilde 11-12 yaşındaki veletleri görebiliyordun.Ben dışarı baktığımda da gördüğüm manzara buydu,muhtemelen daha 5. sınıf olan çocuklar beden dersindeydi ve bahçe de koşuşturuyorlardı .Hayat onlar için ne kadar kolaydı ders veya para kaygısı yoktu tek yaptıkları şey dersi dinleyerek geçebilmek ve teneffüslerde koşuşturmaktı.Okulun yukarı yerlerinden tiz,siren sesine benze bir gürültü yankılandı bu zil sesiydi -ne kadar iğrenç olduğunu duymak bile istemezsiniz-

Toparlanma vakti gelmişti.Önümdeki suluğu,eskiz defterini ve kalem kutuyu çantama attım.Üstüme çöken yorgunluktan dolayı baya yavaş hareket ediyordum ,hazurlanmayı bitirdiğimde sınıf kapısından bir sesleniş geldi.Gon bana birlikte eve yürümeyi teklif etti.Sıramdan kalktım ve onu geçerek sınıftan çıktım evet doğru bildiniz onu görmezden geliyordum.

Bunu yapmam anlamsızca gelebilir ama cidden mantıklı sebeplerim var.

1-Onuna uğraşmak istemiyorum.

Ve... Bu kadardı ben yoluma devam ederken o hala beni salamıyordu şu andan itibaren burama kadar gelmişti ve arkamı döndüm ve

(...)

Sonunda peşimi bırakmıştı ve sessiz huzurluğuma kavuşmuştum.Sessizlik sahip olup alıştığım,değişmeyen tek şeydi bunu seviyordum ve bozulmasından nefret ediyordum bu yüzden ona biraz sert çıkışmış olabilirim ama çocukta böyle olayları pek takıyormuş gibi bir tip yoktu o yüzden fazla endişelenmedim.

Okulun çıkışına geldim ve kapıdan çıkıp nerdeyse omuzlarımdaki yükün kaybolduğunu hissettim.Birisi daha okulun ilk gününden nasıl bu kadar gerilip yorulabilirdiki? Sanırım o kişi benim. Ama en başta dediğim gibi okulun aşırı yorucu bir ortamı var ve katlanamıyorum buna.

Önüme gelip duran arabayı izledim ve arka kapısı açıp içine bindim.Araba hareket etmeye başladığı gibi airpodslarımdan birini takıp dışarıyı izlemeye başladım

'Two slow dancers'

Çalan şarkının sakinliği ile kendimi koltukta biraz daha yaydım,ardından yine düşünce havuzumun içine derin bir dalış yaptım.Onun hakkında.

Açıkçası gün boyunca pek sıkıldığım söz konusu olamaz hatta çoğu zaman eğlendim komik bir çocuktu.Özellikle yüzü,yüzünün şekli cidden komikti yay şeklinde kaşları,büsbüyük gözleri ve gülmekten kırışmış yanakları 5 dakika çinde gülmenize neden olabilirdi. Onun görünüşüne tabiki çirkin demem böylesi aptallık olurdu.

Onun görünüşü ve davranışları hakkında 1001 düşünceye dalmıştım mesela 3. derste yaptığı esprinin komikliği hakkında eklemeler yaparken bir anda öğle yemeğinde döktüğü vişneli meyve suyuna atlıyordum,ne ilginç çocuktu bu ya?

Arabanın durmasıyla kafam şiddetli bir şekilde ileri sarsıldı bu eve vardığımızın göstergesiydi.İyice bıkkın bir şekilde iç çektim çünkü günün en kötü kısmı başlıyordu İllumi,Milluki,babam ve en kötüsü annemle yatana kadar birlikte olucaktım.Şoförün arabadan inip kapımı açmasıyla çıktım ve evin büyük en az 2 metre olan dış kapısının önüne geldim ve benim durmamla beraber açıldı kapı ardından ilerleyerek asıl binaya geldim ve kapıyı ittirerek açtım.Bu kapı sürekli açık olurdu zaten çünkü diğer kapıdan kimsenin giremeyeceği belli bir şeydi. Evdekilere geldiğimi çaktırmadan kapıyı yavaşça kapattım ve odama doğru parmak uçlarımın ucunda sessizce yürümeye başladım.

Kikyo:"Killciğimm~Eve hoşgeldin hayatım!"

Ve yine onlarla konuşmak zorunda kalmış olucağım.

Hala kulağımda olan kulak üstü kulaklığımı boynuma indirdim ve "merhaba" diye cevap verdim bıkkın bir ses ile ve yine odama geçebilmek için bir çaba gösterdim ama annem bir türlü susmasını beceremiyordu "okulun ilk günü nasıldı?" iç çektim ve yine konuşmaya başladım. "Her zamanki gibi okulun ilk günü işte fazla bir şey yoktu" geldiğimden beri yüzüne bakmamıştım bu yüzden cümlenin sonunda yüzüne bakmaya başladım ve onu terslediğimden yüzü çoktan bozulmuştu.O şekilde bir süre bakıştık ve bende bundan sonra beni salıcağını bilerek önümdeki merdivenlere ilerleyip üst kata çıktım.İlerleyip odama girdim ve üstümden koca bir yük kalktığını hissederek çantamı çıkarıp kenara fırlattım ve yatağıma atladım.Yatakta en rahat pozisyonumu aldım,o an kalktığını hisettiğim yük tekrardan uyku olarak geri geldi ve gözlerimi yavaşça kapattım fakat ne zaman gözlerimi kapatsam aklıma düşünceler tam anlamıyla hücum ediyordu.Konular hiç belli olmuyordu her şey hakkında düşünebiliyordum.Ve yine aynı oldu dün yemeğimin iğrençliği,yarın nasıl bir kombin yapacağım,şu anda okuduğum kitaptan sonra ne okuyacağım hakkında düşüncelere daldım ama bir anda aklıma arabada düşündüğüm konu geldi.Şu yeni çocuk. Neydi onun ismi cidden? Doğru,Gon. Evet cidden düşününce kaba olabilirim ama ısrarlara hiç gelebilen biri değilim ve o da haddinden fazla ısrar etmeye başlamıştı bu yüzden fazla sinirlendim.Zaten o da beni böyle gördüğünden bir daha konuşmayacaktır,sorun değil konuşmaması da konuup ne yapıcam onun gibi biriyle? Sadece son 1 sene daha bu rutinde devamm edip okuldan mezun olmak istiyorum ondan sonra rahatça yaşayabilceğim umarım.

Üstüme cidden beş kat daha bir yorgunluk çöktü bu yüzden düşüncelerimi susturmaya çalıştım ve kafamın iyice boşalmasına izin verdim ardından kendimi uykunun tatlı kollarına bırakmaya başladım yakında uykuya dalmış olurum...


Saat 18.20

Bilincimin açılmasıyla ağzımdaki iğrenç tat beni daha çok uyandırmaya yardım etti.Kafamı kaldırdım ve yanımdaki telefonu kontrol ederek bir yandan saate baktım her zamanki gibi hiç bildirim yoktu ve saat akşam 6 olmuştu demek 2 saat uyumuşum ve yine akşam yemeğine kalmışım keşke şu yemekten sonraya kadar da uyuyabilsem ama o zaman bile kafama vura vura uyandıracaklarından eminim. Kafamı öne eğerek ensemi kaşıdım ve yataktan kalkıp annemin tiz sesini duymadan önce yemek salonuna gitmeye başladım.Bu lanet ev çok büyüktü ve bende doğru orantı da efor harcamaktaydım.Çok yorucu bir şey olduğunu AÇIKÇA belirtmem lazım. Evin içinde biraz daha ilerledikten sonra masanın yanına gelip kendi sandalyemi çekip oturdum.Kalan bireylerde yerlerinde belirince hizmetlilerin yemekleri getirmesiyle başladık ve 5. dakikasında tüm gözlerin bana çevrildiğini hisettim,görünüşe göre ilk günümle ilgili sorgu suale başlanıcaktı bu yüzden hemen kaçıcaktım.Kucağımda duran bez peçeteyle ağızlarımı silip doyduğumu söyliyerek uzaklaşmaya başladım ve arkamdan annemin "Bu kadar çabuk mu?Nerdeyse hiçbir şey yemedin" dediğini duydum,ona geri dönerek bugün yeterince yediğim bahanesini kurarak hemen odama kaçtım. Tekrar odama gelebildiğim ve o quizden kaçabildiğim için çok mutluydum. Odamda yapabileceğim pek bir şey yoktu ama sorun değildi boş boş bile oturmaktan zevk alırım şu an o yüzden kulaklıklarımı alıp odamın köşesinde balkon kapısının yanındaki mindere oturup müzik dinlemeye başladım.Yeni uyandığım için uykum yoktu ama muhtemelen bir saate geliceğinden arkama yaslandım ve müziğe odaklandım.

Yaklaşık yarım saat veya 45 dakika sonra tekrar gözlerimi açtım ve tahmin ettiğim gibi uykum tekrar gelmişti bu yüzden yerimden kalkıp yatağıma yerleştim kulağımda takılı olan kulaklıklarımı bluetoothdan çıkarıp yandaki komidine koydum ve müzikleri hopörlerden dinlemeye başladım bu esnada kafamı çoktan yastığa dayamış ve uykuya dalmak için hazırlanmıştım.

Loving MachineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin