BİLAL ve RABİYA

658 55 32
                                    

Selam arkadaşlar.Çokk güzel hikayeler yazicam.Din ve sevgi.Gercekten her birimize ibretlik hikayeler okuyup yorum yazarsaniz sevinirim.SİZİ SEVİYORUM♡♡♡♡

Bilal 25 yaşında.Yakışıklı bi genc.İsmini babası koymuşdu.İlk ezan okuyan Bilal Habeşi gibi olsun diye.Evet sesi Hazreti Bilal gibi güzeldi.Fakat sesini helal olmayan yerlerde kullanıyordu.Bilal konservatuar öyrencisiydi.Tek hayali büyük bir şarkıcı pop star olmakdı.Öyle güzel sesi vardiki şarkı söylemeye başlayınca bütün universite başına toplanır,onu dinlerdi.Okulda neredeyse çıkmadıgı kız kalmamışdı.Her kes onun karizmasına hastaydı.Böylesine gözde olmak Bilalin hoşuna gidiyodu.
Bir gün okulun bahçesinde arkadaşlarıyla oturuyorlardı.Yanlarından başdan-başa edeb timsali bi kız geçiyodu.
Şöyle bi konuşma geçti aralarinda :
-Ah ulan ah.Şu kızı bi tavlayamadık gitdi.Ne inatçı bi kız.İnatçı oldugu kadarda güzel.Bilal hem konuşulanları dinliyor,hem de daha önce görmediyi bu kıza bakıyordu.Üzerinde ayagına kadar inen bi pardüsü,omuzlarına düşmüş başörtüsü ve edebiyle yürüyordu başı önünde.Bilal atıldı ortaya :
- Hadi iddaya girelim.Ben bu kızı tavlarım.Heveslenme,yapamazsın hiç kimseyle konuşmaz dedi arkadaşları.
Olsun ben tavlarım dediysem,tavlarım.

Ertesi gün Bilal adını bile bilmediyi kızı takip ediyordu.Onu tek başına otururken yakalayınca hemen yanına gitdi.Afedersiniz,biraz konuşa bilirmiyiz? dedi.
Sizinle konuşmam uygun deyil diye kalkdı yerinden kız.
Bilal bir kaç kere denedi olmadı.Artık arkadaşları Bilal'le dalga geçmeye başlamışlardı.Kafaya koymuşdu Bilal.Arkadaşlarına rezil olmamak için,her şeyi yapardı.Başarılı olmayınca arkadaşlarına " ben kızı tavladım.Kız utanıyor,gizli kalsın istiyor falan gibi yalanlar söylemişdi".Ama arkadaşları inanmadılar.Kanıtla bize o zaman dediler.Bilal'in aklına harika bir fikir gelmişdi.

Ertesi gün kız yine tek başına otururken yakaladı.Ve konuşmak istediyini söyledi.Kız kalkıp gidecekken --Ben Namaz kılmak istiyorum bana öyretirmisin dedi.Kız durakladı.Bilala döndü :
-Hiç erkek arkadaşınız yokmu,namaz kılan.Ben yardımcı olamam.Kusura bakmayın.Bir imamın yanına gidin dedi.Yine gitmeye hazırlanırken Bilal -
"ALLAH RIZASI " için dedi.Kız artık addım atamazdı çünki "RIZA "denmişdi.Bilal bir çay bahçesinde oturub konuşmayı teklif etdi.Mecburen kabul etdi kız.Oturdular.Önce adını sordu.Adı Rabiyaydı.Nede güzel ismi vardı.Ama hiç yüzüne bakmıyordu.Bilal bu durumdan rahatsiz oluyordu.Onlarca kız kendinin peşinden koşarken,bu kıza noluyorduda, yüzüne bile bakmıyordu.Rabiya sanki bi alim gibi Bilale namazı anlatıyordu.Oysa Bilal'in kafası başka yerlerdeydi.Tuzaklar kuruyordu.O sırada sıcak çayı eline dökmüş gibi yapti ve can havliyle sözde yanan elini sallamaya başladı.Panik olmuşdu Rabiya.Onun bu halini görünce farkına bile varmadan bir şey oldumu diye elini tutdu.Tam o sırada agacların arkasından gizlice fotoraflarını çekiyorlardı Bilalin arkadaşları.

Ve ertesi gün Bilal ve arkadaşları oturmuş kahkaha ile gülüyorlardı.Arkadaşlarından biri konuşmaya başladı :
- Helal olsun sana.Nasılda tavlamışsın kızı.Bizde kızı namuslu bir şey sanırdık.El-ele,göz-göze diyerek hayretler içinde resme bakıyorlardı.Kısa sürede tüm okul duymuşdu bunu.Okulun en dürüst bilinen kızı bir erkekle çay bahçesinde el-ele,göz-göze yakalanmışdı.Ve Rabiya söylentileri duyunca beyninden aşagiya kaynar sular dökülmüşdü.Her kes Rabiyayla dalga geçiyordu.Nasıl olmuşdu bu.Nasılda inanmışdı.Bilali buldu hemen.Yanına gitdi.Bu defa gözünün içine bakıyordu Bilalin.Hemde ne bakış.Bilal erimişdi bu bakışlar karşısında.Konuşamıyordu Rabiya.Ama bakışları feryad ediyordu.Konuşmadan ayrıldı ordan.

Bir gün, iki gün ,üç gün derken tam bir hafta olmuşdu.Rabia okula gelmiyordu.Bilalin gözü her yerde onu arıyordu.Çünki o bakışı hiç unutamıyor,rüyalarına giriyordu.Bulmalıydı Rabiyayı.Özür dilemeliydi.Çünki... AŞIK OLMUŞDU.
Uzun süreden sonra buldu Rabiyayı.Evinin kapısını çaldı.Rabiya karşısında Bilali görünce ne yapacagini şaşırmışdı.Buyrun deyib başını eydi. Bilal hiç lafı dolandırmadan BENİMLE EVLENİRMİSİN Rabiya dedi.
Bu kez ne tuzaklar kuruyorsun diyerek kapıyı yüzüne kapatdı Bilalin.Namaz vaktiydi.Rabiya namaz kılmak için ezanı bekliyordu.Ve bir ses yükseldi ilerdeki minareden.Bu nasıl bir sesdi öyle.Öyle içten,öyle güzel okuyorduki insanı hayran bırakıyordu.Sanki Bilal Habeşiyi dinliyordu Rabiya.
Ezan bitmişdi.Ama doyamamışdı Rabiya.Tekrar tekrar dinlemek istiyordu.Sonra..sonra minareden bir ses geldi Bilaldi bu.Şöyle diyordu :
-Rabiya-" her şerde bir hayır var "derler.Bunlar olmasaydı ben namaza başlamamış olacakdım.Senin o bakışın beni dogru yola yöneltdi.Nolur miraçda hediye edilen namaz hürmetine AFFET BENİ.Okunan ezanlar hürmetine AFFET BENİ. ( mikrafon açık kalmışdi Bilalin haberi yokdu her kes duydu)

Göz yaşları içinde camiye koşdu Rabiya.Bir kaç kişi vardı zaten.Bilalde içlerindeydi.Bitirmelerini bekledi.Namaz bitmiş her kes dagılmışdı.En son Bilal çıkdı kapıdan.Rabiya koşdu yanına.Keşke bütün her kese duyurmasaydın olanları.Özür dilerim.Arkadaşlarla iddaya girmiştik-dedi Bilal.

Rabiya hayır onu demiyorum Minarede söylediklerin.Bilal hiç bir şey anlamıyordu.Ben ezan okudum ne var bunda dedi.Şaşkınlık sırası Rabiyadaydı.Yoksa hayalle rüyaymıydı duydukları.Ne söyledimki Rabiya-diye sordu Bilal.
Duydugu her şeyi anlatdı Rabiya.Bilal şaşkınlık üzerine,şaşkınlık yaşıyordu.Rabiyanın söylediyi her şey Ezanda sonra ellerini açıb minarede ucadan etdiyi dualardı.Nasıl duymuşdu bunu Rabiya diye düşünüyordu Bilal.Elbetdeki alemlerin rabbi olan ALLAH duyurmuşdu.Hamd olsun Rabbine dedi ve olanları Rabiyaya anlatdı.Artık ikiside biliyorduki Allah onları bir-birine yazmışdı.Bilal tekrar sordu Rabiyaya " her şeyi unutub benim Helalim olurmusun"-dedi.Rabiya gülerek akşam bize gel babam versin cevabını diyerek ordan uzaklaşdı.

Bölüm bitdi. Devamı Çokk güzel hikayeler olucak.Yorum yapmayı unutmayın.

DİN ve SEVGİ #wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin