ilham gelmiyor aman yarebiiii
🌘
Spor salonuna toplanmalarının üzerinden yaklaşık yedi saat geçmişti. Hava kararmış ve insanı titretmeye yetecek kadar soğumuştu. Öğrencilerin çoğu korku dolu gözlerle başlarında gezen silahlı adamlara bakıyorlardı. Spor salonun sönük ışığı gençlerin buğulu gözlerini ortaya çıkarıyordu.
Saatler önce vurulan kızın ceseti Taehyung'un emri ile salondan çıkarılmıştı. Kızın bedeninden akan kan göletinin önünde oturan Jimin gözlerini Taehung'tan ayırmıyordu. Taehyung ise Jimin'e bakmamakta kararlıydı. Çünkü Jimin ona düşmanca tavır almış sanki onu da tıpkı o kız gibi öldürmek ister gibi hali vardı. Jimin'in aklı almıyordu. Bir insan evladı nasıl bu kadar cani olabiliyordu?
Girişten gelen gürültüyle herkes o tarafa dönmüştü Jimin ve Tahyung hariç. İkili anlamsızca birbirine bakmaya devam ediyorlardı. Girişten iki silahlı adam girerek gözüne kestirdikleri çocuğu alıp salondan çıkmışlardı. Aralarından bir adam Taehyung'un yanına gelip kulağına bir şeyler fısıldadı. Taehyung adamın dediği şeyleri kaşları çatılırken dinliyordu ve silah tutan eli sıkılaşmıştı.
Jimin ikiliye bakarken arkasındaki öğrencilerden ağlama sesleri gelmeye başlamıştı. Adamların götürdüğü çocuğun arkadaşları ağlıyor olmalıydı. Jimin oturduğu yerden duruşunu dikleştirdi. Taehyung adamı gönderdiği gibi hareketlenen Jimin takıldı gözüne.
Jimin diğerlerinin yapamadığını yapmış ayağa kalkmıştı. Birkaç öğrenci bunu fark etti ama seslerini çıkarmadılar. Jimin sakin adımlarla arkadaşlarının yanına geldi. Silahlı adamlar ona dokunmadığı için şanslı sayılırdı. Yoongi'nin yanında dizlerinin üzerine çöktü ona usulca sokuldu. Yoongi elini Jimin'in omuzuna koydu hafifçe okşadı.
Hoseok ise içten ağlamaya devam ettikçe titrek nefesleri duyuluyordu. Seokjin de tıpkı Jimin gibi gözlerini Taehyung'tan ayırmıyordu. Bakışlarında ölüm sakinliğini barındıyordu.
Kapı az önceki gibi tekrardan gürültülü şekilde açılınca kapıya yakın olan öğrenciler yerinden sıçramıştı. Silahlı iri yapılı adamlar yarım saat önceki götürdükleri iki çocuğu zemine gelişi güzel fırlattılar. Çocukların yüzü gözü dağılmış kan içindeydi. Yere düştüklerinde sesli şekilde acıdan olsa gerek inlemişlerdi.
Çocukların arkadaşları yanlarına gitmek için hamle yaptıklarında silahlı adamlar onların önüne geçerek durdurdular. Oysa Jimin'e bu muameleyi yapmamışlarsı. Adamlar yine gözüne kestirdiği üç öğrenciyi enselerinden yakalayarak salonun dışına çıkardılar. Jimin olduğu yerde bekleyerek olanları anlamaya çalışıyordu. Çocukları götürüp perti çıkmış halde tekrar getiriyorlardı. Orada ne yaptıklarını merak ediyordu.
Taehyung oturduğu sandalyeden kalkarak sakin adımlarla Jimin'in olduğu gruba doğru yaklaştı. Yüzünde memnuniyetsiz ifade vardı. Seokjin o yaklaştıkça hamle yapmak için kendini hazırlıyordu ki silahı olan adam ona namluyu doğrultunca bunu yapmaktan vazgeçmişti. Salondaki tüm korumalar Taehyung'u koruyordu. Belli ki Jungkook'tan sonra söz sahibi olan oydu.
"Benimle gel" diyerek uzun kemikli parmaklarını Jimin'e uzattı. Jimin kendisine uzatılan ele bakmadan direk onun koyu kahverengi gözlerine baktı. Taehyung Jimin'in yaptığı bu hareket karşısında anlık afallamıştı ardından kendini toparlayarak Jimin'in yakasından tutup onu ayağa kaldırdı.
Jimin kendini ondan kurtarmaya çabalasa da kurtulamamıştı çünkü Taehyung kendisinden iki kat güçlüydü. Taehyung'un ellerinden tiksinse de ona bağlı şekilde birlikte salondan çıktılar daha doğrusu zorla çıkarıldı Jimin. Arkadaşlarını geride bırakmak istememişti fakat buna mecbur kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Litte Mouse ٭ Jikook ✓
FanfictionJeon Jungkook kendi kurduğu örgütüyle saldırdığı okullardan belirli sayıda öğrenci ve öğretmen katlediyordu. Asıl amacını kimse bilmiyordu fakat ne kadar darbe yerse yesin Jungkook'a karşı çıkan sıradan bir öğrenci tüm amacını öğrenmişti. Bu saldırı...