Tebessümsüz kabuslar.

2 0 0
                                    

"Gitme! Gitme bırakma Oflaz! Oflaz affet!" Ormanda sevdiğimin peşinden koşuyorum, o yürüyordu ama her adımında o kadar çok uzaklaşıyordu yetişemiyordum. "Oflaz!" Avazım çıktığı kadar çığlık atmak istedim, yapamadım. "Koşmaya devam et, sevgili," Oflazın fısıltılı sesi ile daha hızlanmaya başladım. "N'olur yavaşla!"

Ormandan sahile çıktığımda Oflazı gördüm, acı çekiyor gibiydi, yanına yaklaşmaya başladığımda.. Hayır İpek! Annem! İpek ölmüştü. İpek anne olamadan ölmüştü. Annemin bedeni başından ve bazı uvuzları ayrılmış şekilde yerdeydi. "Annem.." diyebildim güçlükle. Annem acı çekerek ölmüştü, annem parçalanarak ölmüştü. Annem ölmüştü. Acı veriyordu. Anneler nasıl ölebilirdi.

Acı ile gözlerimi İpeğime çevirdim, rahminin olduğu yere bıçak saplamışlardı, "İpek uyan!" Diye haykırdım. Hayır uyanmadı. Gözlerim bıçak izleri ile dolu ve kanla dolmuş boynunda dolandı. İpeğime işkence etmişler, benim İpeğime, "İpek hayır! İpek anne olacaseın sen uyan!" İpek kıpırdamadı, İpek birdaha hiç uyanmadı. Gözlerim etrafta dolaştı, uzakta yerde yatan bedenler vardı ama gidemedim.

Çığlık atmaya çalışan gözlerim Oflaz'a döndü, ayakta duramıyordu, zorluk çekiyordu. Gözlerim kalbinde durdu. Kalbinden aşağı akan sıvıya baktım, "Oflaz hayır! Oflaz ölme hayır!" Yere düşen bedenini cılız kollarımla tutmaya çalıştım ama yapamadım, Oflaz kollarımın arasından kaydığında bende dizlerimin üzerine attım kendimi. Başını dizime koydum, "Yapamazsın! Ölemezsin kalk!" Yüzünde acıyla bi' tebessüm belirdi, "Benim güzel sevgilim, sen yaşa. Benim ruhum hep seninle olacak, hep seni anlayacak," Oflazın gözleri kapandığında kalbime öyle bir ağrı saplanmıştı ki. Sevgilim ölmüştü. Hayır ölmedi! Ölmediler! Uyanacaklar onlar, öpeceğim. Öpmek uyandırır sonuçta..

Sıçrayarak uyandığımda etrafa baktım, göğüs kafesim hızlı çarpıyordu. Bi anlığına gerçeklik algımı kaybetsem bile toparladım, neyse ki kabustu.. Derin nefesler alarak ayağa kalktım, tüm vücudum titriyordu. Oflaz gittiğinde biraz uyumak istemiştim sadece.

Yavaş hareketlerle odadan çıktığımda salona ilerlemeye başladım, yaklaştıkça sesleri duyuyordum. Koridordan dönüp salona girdiğimde tüm gözler benim üzerime dikildi, İpek korkarak bana koştu, "Elfin, iyi misin güzelim?" Değildim, hiç olmadım ki. "İyiyim, kabus gördüm sadece. Oflaz nerede?" Gözlerimi Berata çevirdiğimde hızlıca boğaz kesme hareketi yaptı. Katil. Kafamı sallayıp tekli koltuğa oturdum. Kabusu hatırlamak bile tüm vücudumu ürpertiyordu. Düşüncesi bile korkunç!

Kapı çaldığında hızla ayağa kalktım, koşar adımlarla ilerleyip kapıyı açtım, ilk önce Oflaz girdi içeriye peşinden bir kadın. Oflaz yanımdan öyle soğuk şekilde geçti ki o an yıkıldım sanki. Kadında aynı şekilde geçti. Yoksa.. hayır hayır! Kapıyı kapatıp peşlerinden ilerledim Oflaz yoktu kadında güler yüzle bizimkiler ile konuşuyordu. Gökçen beni görünce ayağa kalktı, "Bak Elfin, bu kız ortaokul arkadaşımız. İl-" kız Gökçen'in lafını kesti, "Bu kadını sevmedim, muhattaba girmem. Tanıtma," dedi ve lavabonun olduğu yere ilerledi. Bo kodono sovmodom. Bende sana bayılıyorum zaten!

Oflazın terasta olduğunu düşünüp hızlıca terasa çıktım, ellerini korkuluklara dayamış parkta oynayan Gökrayı izliyordu. Yavaş yavaş geçip arkasından sarıldım, "Özür dilerim.. Oflaz bırakma beni. Oflaz sakın gitme!" Oflaz bana şaşırarak baktı, ellerini saçlarıma geçirip okşayamaya başladığında kafamı göğsüne yasladım, "Sözler, günler, aylar, yıllar her şey biter Oflaz. Sana olan güvenim ve inancım hiç bitmeyecek ama," bitmez. Bunu öldürme sakın, sevgili..

Gökranın yanına geldiğimizde, Gökra heyecanla bir şeyler anlatıyordu, "Abi, geçen okulda koocomaan bi köpek vardı! Bana havladığında Efkan önüme geçip korudu beni," Oflaz keyifle dinlerken Efkan ismini duyunca kaşları hafiften çatılmıştı, "Efkan kim? Niye seni koruyormuş ya? Abin var burda!" Egoist çocuk! Ve birazda kıskanç, evet "biraz." Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdığımda ters bi' bakış yedim, "Ama abi! Arkadaşım o benim, çok seviyooom!" En sonunda dayanamayıp bi' kahkaha patlattığımda Oflaz ikimizede öldürücü bakışlar atıyordu, "Sevme Gökra sevme! Git oyun oyna hadi," Gökra omuz silkti ve saçlarını savurarak yanımızdan ayrıldığında daha fazla gülmeye başladım, "Keşke şurdan Asena çıkıp abi sevgilim geldi! Dese.." Oflazın dişlerini sıktığı çenesinden belli olurken ben daha fazla gülmedim, ama ciddi duramıyordum, "Öyle bir şeye izin vermem ben! Ulan! Abiyim ben ya abi!" Tam konuşacakken gelen yüksek patlama sesini duyduk, kulak çınlatıcı ses başka bir yerden tekrar duyuldu, Oflaz Gökraya koşarken ben sesin yerini algılamaya çalışıyordum, gelen toz ve ateşe bakılırsa çok uzak değildi. Etrafa bakmaya devam ederken bizimkiler dışarı çıkıyordu, onlara doğru bakarken bombaların sebebini düşünüyordum. Aklıma, annemi benden alan, hayatımı kabusa çeviren seri katil miydi? Yoksa ülkeyi katledenler miydi?

Kafamı yukarıdan gelen sese doğru çevirdiğimde, bi' dron gördüm. Dron tam tepemde durduğunda ucundan bi paket düştü, "Elfin yaklaşma!" Dinlemedim. Pakete yaklaşıp üzerinde yazan notu okudum.

Güzel kızım, Elfin. Ben senin cehenneminim. Cehennemin son durağına daha çok var. Daha çok yanacaksın aptal kız. Çevrende olan herkes acı çekecek. Sen daha çok çekeceksin, hepsinin ölümünü tek tek izleteceğim sana. Benimle karşılaştığın gün ise, senin canını öyle bi' yakacağım ki.

'İyi günler.
B.K.

Paketi elimde aldığımda Oflazın buraya geldiğini gördüm, "YAKLAŞMA!" Dinlemek istemedi, ama zorundaydı.

Yazar'

Kız duygularına hakim olamıyordu, acıyı kalbinde hissediyordu. Duygusuz olmak istiyordu, Elfin. Anca öyle acımazdı bir gün atmayayı kesecek olan kalbi. Ama şimdi de atmıyordu. Elfin Karaca'nın içinde yanan kor ateş, ölene dek sönmeyecekti.

Titreyen elleri zorla Paketi tutarken açıp açmamak arasında gidip geliyordu. Herkes için hafif, kendisi için ağır olan paketi açmaya başladığında nefes alamadığını sadece o biliyordu. Paketi açtığında, siyah kırmızı lekeleri olan kutuya baktı, "Elfin, açma. Kaldıramayacağın bir şey olabilir," Elfin omzunun üstünden acıyla sevdiğine baktı, hayır anlamında kafasını salladı ve kapağı açtığında gördüğü parmak ile dona kaldı, ama bir o kadarda titriyordu, parmağın yanında duran fotoğraf ise annesine aitti. Kız yerin altından kaydığını hissetti, bu acı peşini bırakmaycaktı. B.K kimdi onun için? Niye Elfindi?

Elfin, paketi sıkıca tutarken ağzındam çıkan hıçkırıklara engel olamadı, göğsüne öyle bi' ağrı girmişti ki acı ile inleyip sendeledi.

Annemin başı ve bazı uvuzları bedeninden ayrılmış şekilde yerdeydi.

Dejavu?

Elfin'

Yaşadığım dejavu ile İpeğe baktım. Hayır tesadüftü. İpek ölmeyecekti. Ona kafamı salladığımda son hatırladıklarım kutunun elimden kaydığı ve bedenim yer ile buluşmadan önce cılız bedenimi saran eller.

"Elfin buraya gel! Uzaklaşma bulamayız seni birdaha!" Gülümseyerek bana bakan aileme döndüm, "Kaybeymem sizi! Korkmayın, gidip geleceğim," uzun bahçenin ucuna doğru koşmaya başladım. Savrulan, mor pileli eteğim düş aleminde gibi hissettiriyordu. Uzun mesafe katlettiğimde aileme bakmak için arkamı döndüm ama yoklardı, "Anne! Baba! Neredesiniz?" Onları bıraktığım yere koşmaya başladığımda sürekli sendeliyordum. Oraya yaklaştıkça beyaz bluzum ve mor eteğim kana bulanıyordu, "Anne kaybettim sizi..bulamıyorum," titreyen sesimi sökmek istiyordum, "Ölüleri bulamazsın, Elfin." Nereden geldiğini anlamadığım ses ile etrafa baktım. Yerin kaydığını uçurumdan aşağıya düştüğümü hissediyordum.

Titreyerek uyandığımda etrafa baktım, İpek yanımda uyuyordu. Elimi yüzüne koyduğumda buz gibi olduğunu hissettim. Hayır! "İpek.." diye fısıldadım. Uyanmıyordu, odadan kendimi atmak isteyerek ayağa kalkıp hızlıca dışarı dışarı çıktım, "Oflaz," sesim kısık çıkmıştı, "Oflaz!" Haykırmak istiyordum. İpeğimi kurtarmak istiyordum, "OFLAZ! OFLAZ UYAN OFLAZ, İPEK!" Çığlık atıyordum sadece. Titreyen ellerimi saçlarıma geçirdim, kalbime vurmaya başladım, "Elfin, sevgilim sakin ol. Elfin sakin!" Oflaz beni sardığında çığlık atmaya devam ediyordum, "İpeği uyandır! Buz gibi o!" Tırnaklarımı Oflazın kollarına geçirdiğimde herkesin burda olduğunu gördüm, ama sakin olamıyordum, "Elfin! İpek burda!" Yalan yalan! "Elfin, burdayım!" Oflazın kolları beni bıraktığında daha küçük bi beden bana sarıldı, İpeğimin kokusunu aldığımda sadece ağlıyordum, "Buz gibiydin.."

"Elfinim, cam açıktı. Sen üşüme diye yorganı sadece senin üzerine örttüm," kendimi daha sakinleştiğimde sıkıca İpeğe sarıldım, "Sen anne olacaksın daha.." İpek beni bırakmadan odaya girdi, beni yatağa oturttu, kapıyı kapatıp bi' bardağa su doldurup bana uzattı, "Elfin bana bir söz ver. Olurda birgün bana bir şey olursa.. Anne olur musun?" Yutkunup İpeğime acıyla baktım, "Elfinim, bana bir şey olmayacak. Olursa diyorum, ben hep yanında olacağım," bana gülümsedi, "Olurum, söz." İpek kahkaha atarak bana sarıldı ikimizde düştüğümüzde bende kahkaha attım.

/Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn.\

Sosyal medya hesaplarımız

İnstagram-kargopaketii

Tiktok-karrgopaketii

Kargo Paketi.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin