-Bir kaç yıl sonra-
Kapı tıklatıldığında gözlerimi makyaj aynasından çekip kapıya doğru çevirdim. 'Gir' komutunu verdiğimde kapı yavaşça açıldı. Yeni boyattığı parlak turuncu saçlarıyla bir adet Jimin içeri girdiğinde gülümsedim. Arkasından kapıyı kapatıp içinde olduğumuz soyunma odasındaki küçük deri koltuğun üstüne elindeki askıda asılı olan kıyafetlerimi koydu.
"Nasıl gidiyor Tae, yoksa V mi demeliyim?" kullandığı isimle kıkırdadım.
"Neredeyse bitmek üzere küçük bir kuyruk çekeceğim sadece, baksana nasıl olmuş?" gözlerimi kapatıp makyajıma bakmasını istediğimde biraz yakına gelip hm' la dı.
"Sanki biraz daha koyu yapmalısın, bu biraz açık kalmış." Aynaya dönüp kendime baktım.
"Öyle mi diyorsun?"
"Hmhm, ver ben halledeyim iki dakikada." Elimdeki fırçayı verdim, masanın üzerinde duran koyu renkli far paletini alıp koyu kahverengine batırdı fırçayı.
Yumuşak hareketlerle göz kapağıma sürdü. Hiçbir şeyi bana yaptırmadan bütün makyajımı birkaç dakikada bitiren civcivime teşekkür edip az önce koltuğun üstüne koyduğu poşetli askıyı elime alıp dağıttığı yeri toparlayan Jimin' e baktım.
"Umarım bu da o tasarladığın ultra açık kıyafetler birisi değildir Jiminim." omuz silkti.
"Bilemiyorum artık giy de görelim." Ve bu sözünden de anlayabileceğimiz üzere şu anda elimde tuttuğum kıyafet aşırıydı. Hadi bakalım bu sefer ne çıkacak içerisinden. Elimdeki askıyla birlikte perdenin arkasına geçtim. Dışındaki siyah poşeti çıkartıp baktım, deri bir takım? Tanrım Jimin beni öldürtmek istiyordu herhalde.
"Jimin çok sağ ol bu seferki de aşırı deri."
"Sana da bir şey beğendiremiyoruz Taehyung ya, hele bir giy önce. Sana bu tür şeyler aşırı yakışıyor senin haberin yok, ben böyle bir vücut için ruhumu bile satarım sen kalkmış bu ne böyle diyorsun." Üzerimdeki kıyafetlerden kurtulurken başımı perdenin arkasından çıkarttım.
"Evet abin de kıskançlıktan bizi öldürecek merak etme sen."
"Birincisi şekerim abim bizi öldürmez, sana bakanları öldürür ve ikincisi sus da giyin vakit neredeyse geldi acele etmen lazım biraz." Mat deri takımı tek tek üzerime geçirdikten sonra yerde duran uzun siyah deri botlarımı da ayağıma geçirdiğimde hazırdım. Perdenin arkasından çıktığımda Jimin ıslık çaldı.
"Vay be afete bak hele." Gülüp omzuna vurdum.
"En azından bu seferki çok fazla kısa değil bunun için minnettarım."
"Rica ederim canım ne demek." Kalçama bir tokat attığında yerimde sıçradım.
"Hadi vakit geldi gidelim artık."
"Her şeyi anladım da neden kalçama vuruyorsun?"
"O göte bülbül öte, vurmazsam içimde kalırdı kusura bakma." Gülüp soyunma odasından çıktık. Loş ışıkla kaplı koridordan geçip asıl mekâna girdik. Yer altı motor yarışlarının yapıldığı yere namı diğer Dark Evil'e hoş geldiniz. Piste çıkar çıkmaz her yerden adımı haykıran hayranlarıma gülüp el salladım. Evet, anlayacağınız üzere motor yarışlarına katılıyordum. Bir süredir.. Ve bundan Jeon ' un haberi var mıydı? Tabi ki de.
Yoktu.
Evet, biliyorum bunu gizli saklı yapmam biraz kötü ama ne yapabilirim ki? Biliyorum ki söylesem izin vermez çünkü bayağı tehlikeli bir şey yaptığımız şey ama bir o kadar da zevkli. Bu yüzden bu bizim aramızda olan bir sırdı. Jimin yanıma gelip kaskımı başıma geçirip düzelttiğinde derin bir nefes aldım. Her yarıştan önce biraz gerilirdim böyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Strawberry Boy ○Taekook○
Fanfic-Tamamlandı- Arkadaşının önerisiyle girdiği lüks gazinoda çalışmaya başlamakla birlikte yeraltının en güçlü mafyasına aşık olmak mı? Bu tam benlik bir iş. ☆ "Sen gidip de elalemin mafyasına aşık mı oldun?!" "B...