22. Bölüm

49 5 0
                                    

Nazlının ağzından

Sabah uyandığımda Durunun camdan dışarı baktığını gördüm. Hüzünlü gibi duruyordu. Yataktan kalkıp yanına gittim ve omzuna dokundum. Duru ben dokununca irkilmişti.

Duru: Ay Nazlı, ödümü kopardın! Öyle sessizce gelinir mi ya?

Nazlı: Sanada günaydın, Duru.

Duru: Günaydın.

Nazlı: Noldu sana? Bi durgunsun bugün.

Duru: Bir şey yok.

Camdan dışarı baktığımda Bahçede bankta oturan Tolgayı gördüm. Şimdi kime baktığı anlaşıldı.

Onunda yüzünde aynı Duru gibi dertli bir ifade vardı. Canı sıkkın gibiydi. Duruya döndüğümde hala onu izliyordu.

Nazlı: Ne oldu size? İkinizin yüzü de sirke satıyor valla.

Duru: Önemli bir şey değil. Hadi aşağı inelim artık.

Duru yanımdan ayrılıp odadan çıktığında bende peşinden gittim.

(Durunun kıyafeti)

(Nazlının kıyafeti)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


(Nazlının kıyafeti)

Aşağı indiğimde Erdem kahvaltı hazırlamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aşağı indiğimde Erdem kahvaltı hazırlamıştı.

Erdem: Günaydın kızlar.

Nazlı: Günaydın

Erdem: Hadi geçin oturun, mis gibi kahvaltı yaptım.

Nazlı: Eline sağlık

Ben masaya oturduğumda Duru da tam oturucaktı ki Erdem onu durdurdu.

Erdem: Duru, oturmadan sana zahmet dolapta meyve suyu vardı. Onu getirir misin?

Duru: tabi, getiriyim.

Duru mutfağa gittiğinde Erdeme baktım. Oda bana bakıyordu. Utanarak tebessüm ettiğimde güldü.

Erdem: Utanınca ne kadar tatlı olduğunu söylemiş miydim?

Bende gülmeye başladığımda konuştum.

Nazlı: Evet, söylemiştin.

Erdem yavaş yavaş gülmeyi bıraktığında sargılı olan elime baktı.

Erdem: Elin nasıl oldu? Merhemi sürüyor musun?

Nazlı: ilk günki kadar acımıyor. Ama sarıldığından beri hiç sürmedim. Malum, dün hiç vaktim olmadı.

Erdem: kahvaltıdan sonra sürelim o zaman.

Nazlı: Tamam.

Duru mutfaktan geldiğinde meyve suyunu masaya koyup yerine oturdu.

Nazlı: Tolga niye gelmedi?

Erdem: Sordum ama aç değilim dedi. Bu çocukta bugün bir şeyler var ama çözücem. Neyse hadi biz başlayalım o zaman. Afiyet olsun.

Kendime meyve suyu doldururken kutusu dikkatimi çekmişti. Bir dakika. Bu Erdem ile markete gittiğimizde benim seçtiğim meyve suyundandı.

Hep beraber kahvaltımızı yaptığımızda masayı toplayıp salona oturduk. Duru camdan bahçeye baktığında bende baktım. Tolga yoktu. Herhalde gitmişti. Önüme döndüğümde telefonuma gelen bildirimle telefonu açtım ve bildirime baktım. Okul grubundan mesaj gelmişti.

Mesaj: Sevgili öğrenciler, okulumuz yarından itibaren açılacaktır. Bütün öğrencileri yarın okula bekliyor olucağız. Umarım hepimiz için güzel bir dönem olur. Hepinize iyi günler diliyorum.

Mesajı okuduğumda hemen Duruya döndüm.

Nazlı: Duru! Mesajı gördün mü?

Duru: Ne mesajı?

Nazlı: okul gurubundan mesaj geldi. Yarın okulun açılıcağını söylemişler.

Duru: Ne? Zaman ne kadar hızlı geçti ya.

Erdem: Vay be, özlemiştim okulu.

Nazlı: Bende.

Duru: Iyy, o lanet yeri nasıl özlüyorsunuz ya? Ben hiç özlemedim.

Nazlı: Kızım, o muazzam resimleri okulda öğrendiklerin sayesinde çiziyosun.

Duru: Hiçte bile. Bu benim doğuştan yeteneyim.

Nazlı: Tabi, tabi.

Erdem: Kızlar kusura bakmayın bölüyorum ama, benim gitmem gerekiyor. Bi işim çıktı. Siz takılın kafanıza göre. Ben 1 - 2 saate gelirim. Olur mu?

Nazlı: Olur, tabiki de. Sen git işini hallet. Biz takılırız.

Erdem ayağa kalktı ve araba anahtarını alıp dış kapıyı açtı.

Erdem: Görüşürüz.

Nazlı: Görüşürüzzz.

Erdem kapıyı kapatıp gittiğinde Duruya döndüm.

Nazlı: Bizde şöyle bol köpüklü bir türk kahvesi yapıp bahçede biraz keyif mi yapsak? Ne dersin?

Duru: Süper olur.

Nazlı: Tamam sen otur ben kahveleri yapıp geliyorum.

Duru: Tamam.

Kalkıp mutfağa gittim ve kahve yapmaya başladım.

YAZ ŞARKISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin