0.1

17 3 3
                                    


Bu hikayede olaylar hızlı akacaktır. İkinci bölüm için vote sınırı 20 yorum sınırı 50. Elimden geldiğince güzel yazmaya çalışacağım ❤️

Yeni bir nefes ve hemen ardından gelen derin denizin kokusu ciğerlerini dolduruyordu.

Uçurumun kenarına ulaşmış, büyük güvence altında olmayan kayanın üzerinde denizin tadını çıkarıyordu.

Ekim ayında olmanın verdiği naif serinliği gün batımında hissetmek ona yaşadığını hatırlatıyordu. Siyah elbisesinin üzerine giydiği keten gömleğine sarınarak başını dağların arasından veda eden güneşe baktı.

Onun için en huzurlu an buydu. Busan'ın küçük kasabasında yaşadığı minimalist hayat onu mutlu ediyordu.

Lisa'dan

Elimdeki yabani çiçeklerin gereksiz yapraklarını kopararak eve doğru yürüyordum. Güneş çoktan batmıştı fakat etraf hala aydınlıktı. Toprak dağ yolundan her gün yürüdüğüm için korkmuyordum.

Buralarda çok fazla yabancı olmadığı için herhangi bir tehlike görmüyor istediğim saatte yürüyüşe çıkıyor vakit geçiriyordum.

Zaten oldukça küçük bir kasabada yaşıyordum. Bu kasabaya tamamiyle gönüllü olarak yerleşmiştim. Ben buraya aittim.

Yetişkinliğimin ilk yıllarını  şehir merkezinde geçirdiğim için her zaman bir parçam herkes gibi olmaktan korkmama, kendimi hayatın monotonluğuna kaptırıp kendimi törpülemek zorunda bırakacağını düşünüyordum.

Neyse ki içimdeki bir güç şehrin ağır hayatına yenik düşmemişti.

Üniversiteyi bitirdikten sonra bir kaç yıl çalışmıştım. Ardından gönüllülük esaslı olan bir kuruma girerek kasabadaki yetimhanede çocuklarla ilgileniyordum.

Yaptığım işten sonuna kadar mutluydum.
Kazanmak için aylarca çırpındığım avukatlıktan vaz geçecek kadar seviyordum işimi.

Belki de sadece kaçıyordum yetişkinlikten, her davada yüzümüze vuran çirkinliklerden.

Çocukların saf ve temiz kalplerine dokunarak şevkat göstermek mahkeme duvarlarından farkı olmayan suratlarla karşılaşmaktan daha güzeldi.

Büyük üç katlı evimin bahçesinden gelen gülüşme ve kahkaha sesleri içime huzur dolduruyordu. Beyaz rengi gittikçe kirlenen binanın kasvetini gizlemek adına çitlerini rengarenk boyadığımız bahçeye girdim.

Çocuklarım mutluysa bende mutluydum.

Oynadıkları oyuna o kadar dalmışlardı ki hiçbiri beni fark etmemişti. Hepsi el ele tutuşmuş şarkı söyleyerek bir çeşit oyun oynuyordu.

Çocukların başındaki Chaeyoung oturduğu oyun parkındaki küçük paslı salıncaktan onlara eşlik ediyor ve göz kulak oluyordu.

Yurtta pek fazla çocuk olmadığı için sadece iki kişi görevlendirilmişti.

Bizim dışımızda yurtta yemeklere ve temizlik işlerine yardım eden bir kaç kişi daha vardı. Fakat çocuklara bakma görevini kimse üstlenmek istememişti.

Yirmi çocuğun sorumluluğunu almayı çoğu insanın gözü yemiyordu.

Gülümseyerek yanlarına yaklaştığımda beni fark eden minik kız çocuğu koşarak yanıma geldi.

"Lisa unnie geldi!"

Diğer çocuklarında odağı da bana döndüğünde hepsi koşarak üzerime geldiler.

Hepsi sarıldığında neredeyse düşecektim.

Boyları kısa olduğu için karnım gıdıklayordu. Gülerek bir kaçının kafasını okşadım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 17, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Romanticized LifeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin