şiddetli yağmur kendini belli etmek istercesine taehyung'un camına vuruyordu kasvetli ve karanlık odadaki tek ses dışarda yağan yağmurun sesiydi. taehyung elini yağmurdan dolayı ıslanmış gencin yanağına yasladı,sırılsıklam olan genç yanağında hissetiği el ile gözlerini yavaşça yumdu yumduğu gözlerinden iki damla yaş yol almıştı bile.
"jungkook"
tek kelime ağzından çıkan tek kelime darmadağın olan jungkooku dahada dağıtmaya yetmişti.
"taehyung" bu isim jungkookun ağzından ağlamaklı bir şekilde çıkmıştı,kalbinin üstünde binlerce yük varmış gibi hissediyordu jungkook.
"bu yanlış"
taehyung yüzünü ekşitti bunu yapmasının sebebi gözlerine doluşan yaşları bir şekilde geriye göndermeye çalışmaktı.
"biliyorum..." taehyung lafını bitiremeden iki damla yaş gözlerinden aktı jungkookdan bir farkı yoktu artık.
"sevgilim,benim küçük aşkım bu aşk yanlış."jungkook karşısındaki gencin yanaklarını kavradı akan göz yaşlarını sildi sakince,karşısındaki genç burnunu çekti kırgın gözlerini jungkooka dikti.
"gidiyorsun, bizden gidiyorsun benden gidiyorsun öyle değil mi jungkook"
"hiç gelemedim ki...çok istedim.tanrı şahit çok istedim sana gelmeyi hiç gitmemeyi ama olmaz bu bizi günahkar yapar"
jungkook sonkez karşısındaki gencin anlına derin bir öpücük kondurup geri çekildi ellerini kavradığı yanaklardan geri çekti bulanık gözleriyle nakadar inceliyebiliyorsa o kadar inceledi sevdiği genci.
"yer gök şahidim öleceğim güne kadar tek aşkım olarak kalacaksın taehyung"
