Hastaneden taburcu olmak istiyordum gerçekten çünkü 2 gündür hastanede, sadece yatıyordum. Kafeme ne olmuştu, hiçbir şeyden haberim yoktu iki gündür. Bunun sebebi ise Jungkook'tu.
Yatakta yatıyor, bazen hastanenin bahçesini turluyordum. Hastanede kalmak benim için bir işkenceden farksızdı. Kokusu ve kaldığım bu dört duvar beni bunaltıyor, sanki üstüme geliyordu. Daralıyordum bu odada bu yüzden sürekli bahçeye gitmek istiyordum fakat Jungkook buna izin vermiyor ve kızıyordu. Onun bana kızmasına hâlâ bir anlam verememiştim fakat benim için endişeleniyor gibiydi.
Yeni yaşadıklarım aklımdan çıkmıyordu. Öyle ki ayağı kalktığımda Jungkook yardım eli uzatıyor fakat ben korktuğum için tutmakta zorlanıyordum. O ise ben elini tutana kadar bekliyor ve çok fazla temas etmiyordu. Gerçekten suçluluk duygusu onu yiyip bitiriyordu fakat böyle hissetmesi saçma gibiydi. Sonuçta benim o barda olduğumu bilmiyordu ve başıma öyle iğrenç bir olayın gelebileceğini ne o, ne de ben tahmin edebilirdik.
2 günün sonunda nihayet bugün evime gidebilecek, rahatça ve huzurla dinlenebilecektim. Küçük bir sorun vardı. Sorunumuz ise Jungkook ve korumalarının da benimle beraber gelecekti. İstemediğimi açıkça belli etmeme rağmen hâlâ yorgun ve kötü bir durumda olduğumu, sadece bir gece kalacaklarını, başıma her an bir şey gelebileceğini, bana olanların sorumlusunun kendisi olduğunu, bana kendimi iyi hissedene kadar bakacağını söylüyor ve ısrar ediyordu. Ben de kabul ettim çünkü artık onunda azıcık da olsa yakınlaşmak, konuşmak istiyordum.
Hastaneden çıkmak için eşyalarımı ve kıyafetlerimi toplamıştım. Jungkook evimi bilmediği için bana giymem için yeni kıyafetler almış, sevdiğim tatlılardan, içeceklerden de almıştı. Bana kendi elleriyle yemek bile yapmıştı. Gerçekten bu kadarına hiç gerek yoktu fakat dinlemediği için boşuna konuşuyordum.
Hyunglarım ve Jimin de benim için endişelenmişlerdi. Barda beni çokça aramışlar ve evime bile gelmişlerdi. Biraz iyileştikten ve yeni telefonumu alınca bütün bunlardan haberim olmuştu maalesef.
Jimin ve hyunglarım sarhoş oldukları için benim eve gittiğimi düşünmüşlerdi. Jimin hyung bir süre sonra, ben gelmeyince, tuvalete gitip bakmış. Beni bulamayınca hyunglarıma haber vermiş ve evime gittiğimi düşünüp bardan çıkmışlar. Çıkıp evlerine dağılmışlar ve sabahında da benim evime gelip kapıyı çalmışlar. Benim evimde olmadığımı anlayınca telaşa kapılıp az kalsın kapıyı kuracaklarmış fakat neden orada olduklarını bilmediğim Jungkook'un korumaları onları durdurup olayları anlamış. Jimin ve hyunglarım yaygara kopardıkları için korumalar onları kaldığım hastaneye getirmişti.
Jimin arayıp bugün eve geleceklerini ve ben iyileşene kadar benimle kalacaklarını söylemişti fakat ben ona zaten Jungkook ve korumalarının da geleceğini söyleyip gerek olmadığını belirtmiştim ama konu uzamış, dağılmıştı. Bu yüzden izin vermiştim fakat umarım eve sığardık.
Jungkook'un arabası ile evime gelmiştim. Kapımı açmış ve benden izin alarak kucağına almıştı yorgun bedenimi. Kucağına almasına gerek olmadığını, yürüyebildiğimi söyleyip ısrar etmiştim, beni her zaman olduğu gibi dinlememişti. Jungkook'un kucağında odama kadar çıkmış, yatağıma yatırıp bana çorba yapacağını söylemişti.
"Çorban nasıl olsun Taehyung? Ve sonra içecek olarak ne istersin?"
Sanırım rolleri değişmiştik. Bana içecek olarak ne istediğimi mi soruyordu cidden? Neden bunu yapıyordu ki? Hoşuma gidiyordu. Evet hazlasıyla gidiyordu fakat hâlâ anlam veremiyordum.
"Bay Jeon gerçekten hiç ger-"
Dudaklarıma işaret parmağını yerleştirmesiyle susmam bir olmuş, yanaklarım domatese dönmüştü sanırım. Yüzüm yanıyordu adeta.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No time to die | Tk
FanfictionKüçükken uğradığı saldırı yüzünden hatıralarını kaybeden Taehyung bir gün çocukluk arkadaşı ve aşkı olduğunu bilmeden aynı kişiye yani Jungkook'a hisler beslemeye başlar. "Sigaran olmak, o güzel dudaklarına değmek varken ben sadece sana uzaktan bakm...