kimin nesi cidden bu adam? Bonten'den biri olabilir mi? Hajime cidden peşime adam takmış olabilir mi? boğazına dayanan soğuk bıçak yüzünden nefesini tutup sessizce bekleyen adamı gömleğinin ense kısmından çekiştirip arada, çıkmaz bir apartman arasına sürükledim ve sırtını duvara yapıştırıp bıçağı tekrar boynuna dayadım. insanların isimlerini hatırlamakta pek iyi olmasam da bu adamın yüzü bana tanıdık geliyordu.
kimsin sen ve neden benim peşimdesin?
"senden boş yere süphelenmiyorlar. tehlikelisin."
gevezeliği kes, soruma cevap ver.
"Inui Seishu, operasyon amiri görevinden saptığın için senin peşine adam taktı. tehlikelisin ama ne kadar şüphe çektiğinin farkında değilsin."
ne saçmalıyorsun sen?
"hâlâ neyini anlamıyorsun? Görevin Hajime Kokonoi'ye yaklaşmaktı, ona aşık olmak değil. kendin hariç herkesi saf mı sanıyorsun? sana hiçbir zaman tam olarak güvenmediler ve şimdi de öyle."
duyduklarım karşısında birkaç saniye duraksadım. biz birbirinin arkasından sürekli kuyu kazan, masum insanları kendi pis işlerine alet eden ve burunları boktan çıkmayan pislik heriflerin peşinde bir ekip olarak ilerlerken kendi ekibim de benim arkamdan mı iş çeviriyordu yani? ben biliyordum zaten polis merkezindeki kimsenin bana güvenmediğini ama bunu direkt olarak duymak, histerik bir kahkaha atmak istememe neden olmuştu.
"herkes senin bir hain ve psikopat olduğunu biliyor. kendi takım arkadaşlarının bile bir görevi seni gözetlemek. kimse sana güvenmiyor Inui."
o zaman peşime senin gibi bir beceriksizi takmamalılardı.
boynuna vurup bayılttığım adamı orada bıraktım ve yakınlara bıraktığım motorumu tekrar bulup depoya doğru sürdüm Ken biliyor mu? Kakucho? Chifuyu? Hinata-san? onlar tüm bu planı biliyor muydu? Ken.. hayır. hayır ne olursa olsun kendi takım arkadaşlarımdan şüphe etmeyeceğime söz verdim. Geçmişi söküp atalı çok oldu ve bunu Ken de Kaku da Chifuyu da Hina-san'da çok iyi biliyor. herkesin aksine onlar bana inandı.
"inupi, geri döndün!" (hina)
Ken nerede?
"Sano-senpai ve Mitsuya-san ile- Inui bekle! kimse girmesin-.. dediler." (hina)
Chifuyu'nun devamında söylediklerini görmezden gelerek genelde toplantı yapılan odanın kapısını içp içeri girdim. karşılıklı oturup operasyonla ilgili bir şeyler tartışan ikilinin yanına doğru adımladım.
_"Inui, toplantıdan sonra-"_
biliyor muydun?
_"neyi?"_
operasyon amirinin ve onun astının bana güvenmedikleri için peşime adam taktıklarını biliyor muydun?
_"ne? ne adamı? Sano-san bu ne demek oluyor?"_
yani bilmiyordun. o zaman sana sorayım. peşime adam takmanı gerektirecek ne yaptım?
"üsttekiler seni zaten uzun zamandır gözetim altında tutuyordu. neden şimdi bunu sorun ediyorsun? atılmak yerine bununla kaldığın için minnettar olman gerekmiyor mu?"
ne atılması?
"sen kendi takım arkadaşının ölümüne sebep oldun. ne geçmişin ne de çııtır çıtır yediğin psikolojin polis olarak kalmana izin verir miydi sanıyorsun? keza şimdi yaptıkların da aynı. bir anda taraf değiştirmeyeceğinin güvencesi var mı?"
_"Sano-san!"
"Shin!"
kedi beceriksizliğiniz yüzünden bu kadar zamandır yaklaşmakta bile zorlandığınız ve yakalayamadığınız bir avuç aptalın yanına yaklaşmak, onları yakalamak için farklı yöntem kullanmak istediğimiz için biz güvenilmez oluyoruz, ama kendi ekibinden birinin peşine adam takan sizler dünyanın en güvenilir kişileri oluyorsunuz öyle mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Glowing in the Dark | Kokonui.
Teen FictionInupi dedi Hajime, o soğuk ve kan donduran sesiyle ; iyi bir yol seçmişsin.