3✨ (The Man in the Hat)

107 11 100
                                    

Sherlock daha mektuba ulaşamadan hastane odasının bir önceki koridorunda büyük bir şey patladı. İkisi de yere savrulurken dışarıdan çığlık sesleri geliyordu. Sherlock hızlıca konuşmaya başladı:
"Buradan çıkmamız gerek. Yürüyebilir misin?"
John gözlerini devirdi ve ayağa kalkarak hızlı adımlarla yürüyüp kapıyı dikkatlice açtı.
"Tanrım..Burada kısılı kaldık. Başka bir yerden çıkmamız gerekiyor."
"Ne? Nasıl yani?" Sherlock, John'un omzunun üstünden kapının dışına baktı. Hastanenin tavanının bir kısmı koridora yıkılmıştı ve giriş çıkışı engellemişti. Onları oradan kaldırmak imkansız gözüküyordu. Sherlock John'a işaret ederek arkasından kendisini takip etmesini söyledi. Yavaşça koridora çıktılar. Koridordaki enkazın altından bir ceset kolu fırlamıştı. John kanlar içindeki parçalanmış parmaklara bakarak yutkundu ve hızlıca koridorun sonuna doğru ilerleyen Sherlock'un yanına gitti. Birden kulakları sağır edecek bir ses duydular. Hastanenin anons yapılan hoparlöründen korkutucu derecede tanıdık bir ses yükseldi.
"Hadi bir oyun oynayalım Sherl! Saklambaç!"
İkisi de gözleri büyüyerek birbirlerine baktılar. John korkuyla konuştu:
"O olamaz değil mi?"
"Saçmalama John. Adam gözlerimin önünde kendi kafasına sıktı. O olamaz. Önce sen, sonra hastane.. Şimdi de burada tıkılıyız.. Biri bizimle oynamaya çalışıyor. İlk defa bu hoşuma gitmedi.."
Yan koridordan çığlık sesleri gelmeye başladı. John hızla oraya gitmeye çalıştı ama Sherlock onu kolundan tutarak durdurdu.
"Yapabileceğin hiçbir şey yok John. Senin bile."
Çığlıklar yükselirken bir adam bağırdı ve yüksek bir ses daha duyuldu. Tavan çökme sesi. Bir bomba daha patlamıştı. Çığlıklar kesildi. Etrafı kan ve ölümün kokusu sardı. John donup kaldı. Bağırmaya başlamadan önce son bir kez yumruklarını sıktı.
"Onların suçu yoktu! Onları belki kurtarabilirdim! En azından deneyebilirdim! İzin verseydin belki d-"
"Kes sesini! Eğer izin verseydim o tavanın altında yatanlardan biri olacaktın! Ben doğru olanı yaptım! Herkesi kurtaramazsın! Anladın mı beni!?"
John dişlerini sıkarak başını kaldırdı ve Sherlock'a baktı. Gözlerindeki kızgınlık ve çaresizlik dedektifin içini acıttı. Ama zamanları yoktu. Sherlock bir an daha John'un gözlerinin içine baktı, sonra kolunu kavradı ve hızla çoktan çökmüş olan tavandan uzaklaşmaya; yardım edebilecek bir şeyler aramaya başladı. İçinde büyük bir sıkıntı vardı. Sebebi ise onları öldürmeye çalışan adamın onlarla bu binada birlikte olduğu düşüncesiydi. Olanlardan habersiz bir şekilde ilerleyen dedektif ve doktor koridorun sonunda bir ipucu gördüler.. Ve ona bağlı bir bomba daha. Korkuyla donakalan dedektif hayatında ilk defa oyunun bitmesini istiyordu...

***

"A-adam kafayı neden bu heriflerle bozmuş anlamıyorum. Onlar için bütün hastaneyi patlatacak neredeyse-"
"Kes sesini! Bizi duyarsa ikimizi de öldürür seni aptal herif! Sus ve işini yap."
Kimyasalları hazırlamaya devam eden adam korkuyla kapının dışından gelen sesle donup kaldı. Son gördüğü şey silahın kabzasıydı.

***

"Tamam ikinciyi de hallettik. Sıradaki için biraz zaman geçmesi gerek. Öbür türlü eğlencesi kaçar değil mi?"
Uzun adam şapkasını düzelterek yürüdü ve belindeki silahın kabzasına yavaşça dokundu...

Evet biliyorum dldldlpsldşsmwşdödGeçiş bölümüydü galiba

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Evet biliyorum dldldlpsldşsmwşdöd
Geçiş bölümüydü galiba. Ama ben onayladım. Artık zamanım oldukça kurguyu ayarlayıp yazmaya çalışıcam. Çok bekletmem ama aşırı sık da beklemeyin. Şöyle bir haftada ya da on günde bir yeni bölüm gelir herhalde. O zamana kadar merakta kalın hadi ben kaçtımm...

•NEW CASE• |°JOHNLOCK°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin