-1-

1.3K 42 10
                                    

Aşık olmak vardır değil mi? Altı senedir aşık olmak ne peki? Sekizinci sınıfta aşık olmuştum ergenlik aşkı diye geçiştirmiştim. Nasıl olsa farklı liselerde olacağız diye düşünürken aynı lisedeyiz. Farklı sınıflardayız ama her gün görüyordum onu. Tam unuttum derken yine onu seviyordum. Üniversiteye geçtim. Aynı üniversitedeyiz hemde aynı bölüm aynı sınıf. Her gün onu görmek canımı yaka yaka yeniden sevmek.. Tam bir aptaldım. Katıksız aptal. Yine beni görmeyeceği bir sabaha uyandım. Saat daha altı otuzdu. Çok erkendi. Erken kalkmamın sebebi de oydu. Erkenden kalkıp ne giysem de beni beğenir diye düşünüyordum. Takıldığı kızlara bakınca yine yıkılıyordum. Hepsi manken gibi güzellikleri kıskanılacak kızlardı. Ve tabi ki popüler kızlardı. Hemde orospu olan kızlardı. Zaten popüler olmaları bu yüzdendi. Sürekli bir erkeğin altına girdikleri içindi. Beni görmesi için onlara benzemem gerekiyordu. Ama yapamazdım. Ben yani o şeyi... Evlenmeden olmazdı. Büyüklerimden böyle gördüm eğer birisi ile birlikte olursam kendimi çok suçlu hissedermişim gibi geliyordu. Yinede evlenmeden birisi ile birlikte olursam o kişinin Kerem olmasını isterdim. Vücuduma sadece onun dokunmasını isterdim. Beni hiç bir zaman görmedi ki zaten ben anca hayali ile yaşardım. Dolabın önüne geçtim giyim tarzımı değiştirmemin zamanı gelmişti. Beni görmesi için. Her şey beni görmesi içindi. Bir zamanlar aldığım ama hiç giymediğim kısa bir şortum vardı. Uzun uğraşlar sonucu onu buldum. Tanrım! tahmin ettiğimden de kısaymış. Neyse Zeynep seni görmesi için. Üzerine de beyaz kolsuz olan tişörtümü aldım önünde ipler vardı fırfırlı gibiydi. Ayakkabı olarak da siyah kalın topuklu ayakkabılarımı aldım. Bence güzel olacak. Banyoya gidip duşumu aldım. Allah'tan dün bacaklarımı almıştım yoksa sabah sabah birde bacaklarımı alamazdım. Saçlarımı kurutup biraz daha kabarttım. Kabarık seviyordum. Seçtiğim kıyafetleri giydim. Tahmin ettiğim gibi güzeldi ama hayatımda bu kadar kısa bir şort giymediğim için çıplak hissediyordum. Şort resmen kalçamın bittiği yerde bitiyordu. Ama böyle olmak nedensizce öz güvenimi çoğaltıyordu. Abartı olmayacak şekilde makyajımı da yaptım. Evet! tam istediğim gibi olmuştum. Saate baktığımda daha bir saatim olduğunu gördüm mutfağa gidip bir şeyler atıştırdım. Masanın üzerinden çantamı ve arabamın anahtarını alıp evden çıktım. Yalnız yaşıyordum. Lanet olsun! En yakın arkadaşlarımın aileleri eve çıkmalarına izin vermiyordu. Onlarda mecbur yurtta kalıyorlardı. Bende ev arkadaşı bulamadım. Gerçi kira derdim yoktu ev benim evimdi. Bunu söylemekten nefret ediyordum ama zengin bir ailenin çocuğuydum. Okuluma yakın büyük ve güzel bir evim altımda da çok güzel bir araba vardı. Ama hiç zengin olmak istememiştim. Her şeyi para olarak görmek saçmaydı. Annem bir giydiğini bir daha giymezdi aldığı kıyafetler ise bir telefon parasıydı. Ben ise onun aksine pahalı şeylerden nefret eden birisiydim. Gider en ucuz kıyafeti alırdım. Altımda ki kısa şort da hatırladığıma göre on beş liraydı. Sadece kitaba ve ayakkabıya para vermeyi severdim. Üzerimde giyecek bir şey olmasa bile ayakkabılarım kesinlikle olmalıydı. Ve kitap ise o aptal Kerem yüzündendi onu unutmak için kitap kurdu olmuştum. Sürekli kitap okuyordum. Ve sürekli ders çalışıyordum nasıl olsa Yılmazların varisiydim. İyi ders notlarımın olması gerekiyordu. Aslında bir de onu unutmak için fazla ders çalışıyordum. Ah! kimi kandırıyordum. Gün geçtikçe onda dahada fazla bağlanıyordum. Kafamı iki yana sallayıp onu aklımdan çıkardım. Ve arabama atladım. Kısa bir yolculuktan sonra okuluma ulaştım. Park yeri bulduktan sonra arabamı park ettim. Arabadan çıkarken arabamın yanına benim ki kadar lüks bir araba geldi. Bu Kerem'di. Arabadan indi. Bende hiç onu görmemişim gibi yaparak yanından geçtim. Sonuçta az da olsa soğuk olmak zorundaydım. Nasıl olacaksa? Çaktırmadan ona baktım. Hey! Bacaklarıma bakıyordu. Utanarak önüme döndüm. Ama mutluydum beni gördü. Olley! Bu mutlulukla öz güvenim tavan yapmıştı. Gülerek kafamı dikleştirdim ve yürümeye devam ettim. Üzerimde nedense bir sürü göz hissettim ama hiç bozmadan sınıfıma geldim. Dersi dinlemek istemiyordum bu ders onu izleyip hayal kurmak istiyordum. Onun için yukarıdaki ve en arkada ki sıralara geçtim. Çantamdan telefonumu çıkardım. Dersin başlamasına üç dakika vardı. Hazır elime telefonumu almışken biraz haberlere bakayım kaç gündür televizyon telefon internet hepsi ile bağlantımı kesmiştim. Diye düşünürken birisi elimden telefonumu aldı. "Hey! Sen kim- sin?" Diye kekeledim. Kerem telefonumu almıştı. Bir şeyler yapıp telefonu elime verdi. "Ben Kerem. Numaramı yazdım ve burası boş mu?" Dedi yanımı gösterirken. "Oradan dolu mu gözüküyor?" Diye ters cevap verdim. Sert kız ol Zeynep. Kendime verdiğim tavsiye doğrultusunda devam edecektim evet kesinlikle böyle olmalıydım. "O zaman oturuyorum"Dedi. Ve dibime oturdu. İlk defa böyle yakın olmuştuk. Kalbim sanki koşu yarışına girmiş gibiydi deli gibi atıyordu. "Senin adın ne güzellik?" Aslında böyle gelmekle hata mı yaptım ya? Ne yılışık şey çıktı böyle. Ben onu kimseyi umursamayan biri olarak görüyordum. Zaten öyleydi. Ve hiç bir kıza gitmezdi. Kızlar ona giderdi. Peki Kerem niye böyleydi. Bakışlarımı ona çevirdim. "Zeynep." Dedim düz bir sesle. "Zeynep, güzel isim." Dedi ve ekledi. "Zeynep seni daha önce nerede gördüm? Çok tanıdık geliyor yüzün." Ah! Hiç dikkatini çekmemiştim aynı orta okuldaydık aynı lisedeydik şimdide aynı okuldayız. Aptal! Dedi içim den bir ses. "Bilmem insanlar çift yaratılmıştır. Başkasına benzettin herhalde." Dedim aynı düzlükle. "Hayır kıvırcık seni çok iyi hatırlıyorum seninle orta okulda da lisede de birlikteydik. Ve geçen seneden beri aynı sınıftayız." Dedi. Ya çok tatlı dedi. Bana kıvırcık dedi. Hemen eve gidince Kerem'le ilgili olan her şeyi bulundurduğum kutuya yazıp koymalıydım. "Olabilir. Pek fark etmedim." dedim içimdeki heyecana tam tersi bir sesle. "Beni mi fark etmedin?" Dedi ve bana yaklaşmaya başladı. Nefesi yüzüme çarpıyordu. Burnu burnuma değiyordu. Ah aptal kalbim yavaş atmazsan birazdan öleceğim. Ama bu yaptığı yanlıştı. Daha beni tanımıyordu bile. Kim tanımadığı birini öper ki? Hem ilk öpücüğümün sınıfta olmasını istemiyordum. Elimi Kerem'in kaslı olmasına rağmen sıcak ve yumuşak göğsüne koyup ittirdim. "Ben senin takıldığın kızlardan değilim." Dedim önüme döndüm. Hatta biraz yana kaydım. Öğretmen de sınıfa girmişti. Hayal kurmayı planlıyordum ama dersi dinlemek daha iyi olacaktı. Zaten son sınavlarda yaklaşıyordu. Derslerimi aksatmamalıydım. Derse odaklandım. Ve fark ettim de Kerem bana yaklaşmıştı. Bende diğer tarafa kaydım ve ondan uzaklaştım. O da bana yaklaştı. Ben uzaklaştım o yaklaştı derken duvara yapıştım. Kerem'de bana yapıştı. Of! Zeynep dersi dinlersen o da sıkılıp uzaklaşacaktır...

Yirmi dakikadır dersi dinliyordum. Ama kerem hala yanımdaydı ve yakındı. Neyse Zeynep soruya odaklan. Soruyu deftere geçirdim ve çözmeye çalıştım. Lanet olsun! Bu nasıl soru be. "Senin gibi soruya sıçayım." Diye mırıldandım. Her yolu denemiştim ama cevap çıkmıyordu. Kerem sessiz bir kahkaha attı. Ve elimden defterimi ve kalemi aldı ve sanki ikiyle ikiyi toplar gibi soruyu hemen çözdü. "Senin gibi bir kıza bu sözler yakışmıyor. Hem soru o kadar da zor değil." Dedi ve gülümsedi ben ağzım açık bir şekilde soruya ve Kerem'e bakarken. "Ağzını kapa." Dedi ve çenemden tutup yukarı itti. Kendime gelip soruya baktım. İyi ama ben bu yolla yapmıştım nasıl cevabım yanlış çıkardı ki? "Sen nasıl?" Diyebildim. "Dersi daha dikkatli dinle ve işlemleri daha dikkatli yap. Bak hoca anlatıyor." Dedi. Bende bakışlarımı tahtaya çevirdim. Çözümü anlatırken bende kalemin arkasını dudağımın üzerine bastırıp duruyordum. Lanet alışkanlık! Kalemi sıraya bıraktım. Bıraktığım an kulağımda bir nefes hissettim. "O kalemin yerinde dudaklarım olmasını isterdim." Dedi. Tanrım bende öyle olsun isterdim. "Bende." Bir dakika düşüncemi sesli söylemedim değil mi? Kafamı Kerem'e çevirdim. Çok yakındı. "O zaman ikimizde istediğimize göre istediğimizi alalım değil mi? Dedi ve tekrar yaklaşmaya başladı. Bu sefer engelleyemeyecektim çünkü tüm dayanma sınırlarım yıkılmıştı. Tam beni öpecekken okulun zili sınıfta yankılanmaya başladı. Bende kapadığım gözlerimi hemen açtım. Ve Kerem'i hızla ittim. Bir şey demeden önünden hızla geçtim. Sınıftan hızla çıktım. Arabama binip diğer dersleri umursamadan okuldan uzaklaştım. Hep çaresiz kaldığımda geldiğim yere geldim. Sahil. Arabamı gelişi güzel park ettim. Hayret sahil boştu. Neyse işime gelirdi zaten. Her zaman oturduğum kayalığa gittim. Çantamdan sigaramı çıkarıp elimi önüne siper ettim ve çakmağımla yaktım. Bağımlı değildim ama buraya her geldiğimde içiyordum. Gariptir ki rahatlatıyordu seni yavaş yavaş öldüren duman. Sigaraya da onun yüzünden başladım gerçi. Ya bu güne ne demeli? İlk defa bu kadar yakın olmuştuk. Hayallerimdeki yakınlık gerçek olmuştu. Mutluluktan ölmem gerekirken niye böyleydim ki. Sanırım beni sadece bedenim için istediği için olabilirdi. Ama kızlar Kerem'e koşarken bu gün ne oldu da Kerem bana geldi. Yani yılışık olmak ona göre değildi ki. "Umutlanma Zeynep! Seni kullanıp atacak birisi o bu gün bunu daha iyi anladın. Niye onu seviyorsun ki? Zeynep o seni asla sevmeyecek. Bir anlık zevk için sana yakın davrandı. " Diye bağırdı beynim. Kalbim ise bunları duyduğu halde çenesini dikleştirip, "Zeynep her insan değişebilir. Sen onu aşkla değiştirebilirsin. Seni tanıdıkça sana aşık olacak umutsuzluğa düşme." Diye bağırdı kalbim. Zeynep hiç bir insan değişmez. Sadece rol yapar!" dedi beynim.

"Sen onu bu haliyle sevmedin mi zaten!" Diye çıkıştı kalbim. Doğruda dedi ben onu bu haliyle seviyordum ama tabi ki her gece başka kızla olmasını sevmiyordum. "Zeynep her gece başka kadına dokunan duygu nedir bilmeyen adamı mı seviyorsun?!"

"Seni sevince hiçbir kadını istemeyecek onlara iğrenerek bakacak!" Diye son güçle bağırdı kalbim. "Aptal!" diye bağırdı kalbime beynim.

"Ah! Yeter artık susun!" Diye bağırdım. Sahilde kimsenin olmaması işime gelmişti. Bağırmak istiyordum. İçimde ki bütün söyleyemediğim şeyleri haykırmak istiyordum. O kadar çaresizdim ki! Resmen kalbim ve beynim savaşıyordu.

"Sen iyi misin?"

....

Selam gençlik :D Bu hikaye ilk hikayem ve öylesine yazdığım bir hikaye tamamen sıkıntıdan yazıyorum ve klişenin diplerine kadar ineceğim :D :D öylesine yazıyorum nasıl olsa :D :D Cidden ergenliğin dibine vurmak istiyorum :D :D Her şeye rağmen ZeyKer okursanız sevinirim :D :D Neyse ilk bölümü yeni tanışmamıza rağmen çok sevdiğim tatlış yazara ZeynepYldzDoan'a gelsin

Bilinmeyen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin