15 - solucanlar evreni

216 24 7
                                    

İyi okumalar~
______________________________

"Sonra odama girdi aniden, aşırı kızgındı. Haklı belki ama bende haklıyım, tutamadım kendimi."

Yangyang'ı dinlerken bir yandan da ızgaradaki etleri çeviriyordum.

"Renjun biraz haklı sanki ha?" dedim. "Gereksiz kıskançlık yapıp arkadaşını hırpalamışsın."

Gözlerini kocaman açıp elindeki çubukları bana doğrulttu.

"Evime kadar gelip o da beni hırpaladı." dedi. "Hem ne var Renjun'u kıskandıysam? Hareketlerini bir görseydin Hyuck, sürekli dokunup durdu Renjun'a." dedi ve yüzünü buruşturup çocuğun taklidini yaptı.

"Aiogoo Renjun gözlerin ne kadar güzel~ Onu bir sikerim görür güzel göz neymiş."

Gülerek bir lokmayı ağzıma attım.

"Sonrasında giriştin sanırım çocuğa."

"Ya sadece biraz ittirdim, hemen kendini yere attı ilgi çekmek için. Renjun da bana kızdı. Hatta kızgınlığını atamamış işte, dün evime bile geldi. Bağırdı bana biraz." dedi omuzlarını düşürerek. "Yine suçlu ben oldum, babasını sikicem ya."

"Kabullen özür dile, Renjun ile inatlaşma. Ciddiyim, gerçekten tersine denk gelirsen üstünden geçer senin." 

"Boşver, onun gönlünü alırım ben." deyip elini salladı. Derin bir nefes alıp ona içimden şans diledim.

"Yemekten sonra ne yapalım?" deyip bana baktı. Omu silktim.

"Jeno'ya sözüm var, onlara uğrayacağım."

"Sattın lan beni yine," dedi. "Sungchan'dan alamıyoruz zaten seni."

Güldüm, başımı iki yana salladım.

"Her gün  birlikteyiz, yalan söyleme."

İç çekti ve göz ucuyla bana baktı.

"Mark," deyip durduğunda ona baktım. "Mina ile ayrılmışlar."

Başımı salladım. "Duydum,"dedim. "Bizimkiler söyledi bana da."

Yangyang bir süre yüzümü inceledi. Masaya yaslanıp derin bir nefes aldı.

"Gerçekten bitti sanırım." dedi. Kaşlarımı kaldırdım sorgularcasına. "Yani, Mark senin için bitti." diye açıkladı. Gülümsedim.

"Konuşmanın anlamı yok artık. Ben olanları çoktan kabullendim ve daha fazlasını istemiyorum." dedim durgun bir şekilde. Kendimi fırtınadan çıkmış gibi hissediyordum.
"Bir şeyler yolunda gitmeye başladı, önemli olan bu." 

Yangyang bana bakarken az önceki halimden eser kalmayarak yemeğimi yedim. Moralimin bu kadar kolay  bozulması sinir bozucuydu.

______________________________________

Cırcır böcekleri öterken karanlık sokakta ilerliyordum. Üzerimde kot ceketim vardı, hafif serinlemeye  başlayan havada yavaşça yürüyordum. Telefonu kulağıma iyice yasladım.

"Sana gidelim demiştim, Taylor Swift gibi giyinecektim. Elbisem bile hazırdı." dediğinde kahkaha attım. Sungchan da minik minik kıkırdıyordu.

"O gün hiç iyi hissetmiyordum, özür dilerim~" dedim aegyolu bir şekilde. Geçen hafta hasta  hissettiğim gün kaçırdığımız Taylor swift partisinden bahsediyordu. Benim yüzümden gidememiştik, bu yüzden yakınıyordu.

"Sen daha önemlisin, şaka yapıyorum." deyip güldü. O görmese de kızarıp güldüm, hala ani itiraflarına alışamamıştım.

"Teşekkür ederim." dedim samimi bir şekilde. "Ama sözüm olsun, bir dahakine gideceğiz."

hearts don't break around here // markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin