Her zaman ki yerimize gitmek için hazırlanmıştım. Onun çok sevdiği kirazlı lipbalmı sürmüştüm. Belki bu sefer gelirdi, hm? Ne dersiniz? Beyaz sweatimin üstüne geçirdiğim siyah şişme montumla birlikte ayakkabılarımı giymiş ve yola çıkmıştım. Bizim yerimiz vardı. Orası da bir parktı. İlk tanıştığımız yerdi. İlk bana çıkma teklifi ettiği, ilk beni öptüğü yerdi. İçime dolan mutluluk ile yavaş yavaş yürüyordum. Çok soğuktu. Kış mevsimine girmiştik. Hava daha da soğuyordu bu yüzden. Kar yağacağı çok belliydi.
Gözlerimle etrafı tarayarak yürümeye devam ederken ıslık çalıyordum öylesine. Sokak bomboştu. Derslerim bitmiş bende akşam buraya gelmek istemiştim. Ah pardon, gece.
Gözlerim parkı bulduğunda gülümsedim. İçimde ki çocuksu heyecanla ilk tanıştığımız yere gitmiştim. Bu salıncakta tanışmıştım ben onunla. Yavaş yavaş sallanırken yaramaz bir çocuk edasıyla arkama geçmiş beni hızlı hızlı sallamıştı. Bende bunun aksine kaçmak veya korkmak yerine kaçmamış çığlık atıp eğlenmiştim. O da bu halime gülmüş daha hızlı sallamıştı. Sonrasında biz onunla tanışmış samimi olmuştuk. Daha sonrasında ise sevgili. Gözlerim bu anılarla birlikte doldu.
Yavaşça banka oturacakken birilerinin varlığını hissettim. Oraya doğru baktığımda, onu gördüm. Nefesim daraldı. Gözlerim doldu. Titrek bir fısıltı bıraktım havaya,
"Taehyung." fakat o bunu duymamıştı. Nasıl duyabilirdi ki? Gülüyordu. Ah, ne kadar özlemişim sesini. Bir kız sesi dolmuştu kulaklarıma.
"Benimle dalga geçme Taehyung." kızın sesiyle kaşlarım çatılmıştı. Taehyung bununla birlikte daha çok gülmüştü. Sonra birden gözlerim doldu. Çünkü Taehyung kızın çenesini tutup onu öpmüştü. Öpüşmeye de devam ediyorlardı. Elimde ki kolye yere düşmüştü telefonum ile birlikte. Bir anda dünyam başıma yıkılmıştı. Hani sadece beni öpecekti? Yalan mı söylemişti.
"Yalancı." telefonumu hızlıca yerden almış oradan gözyaşlarımla birlikte ayrılmıştım. Üstümde onların bakışını hissedebiliyordum. Biliyordum. Görmüştü beni. Gözlerimin dolu olduğunu. Ellerimin titrediğini. Ona yalancı dediğim dudaklarımı okuduğunu biliyordum. Hızlı
adımlar ile oradan uzaklaşırken ne yapacağımı bilmiyordum. Vücudum titriyordu. İlk defa böyle hissediyordum. Kendime zarar vermek istiyordum. Kendime ciddi anlamda çok zarar vermek istiyordum. Bir şeyler
kırmak dökmek istiyordum.Bir anda kendimi Jimin'in evinin önünde buldum. Asansörü kullanmak istemedim, hızlı hızlı merdivenlerden çıkarken gözlerim karardı. Ayağım burkuldu ve ben onlarca merdivenden düştüm.