Ertesi Günün Ertesi Günü
Dün full uyumuştum. Arada uyanıp ihtiyaçlarımı karşılıyor ve tekrar uyuyordum. Ağrı kesiciler bile ağrılarımı kesmiyordu. Bu yüzden dünün nasıl geçtiğini anlamamıştım bile.
Acıyan bacaklarıma rağmen bugün Jimin'in koluna girmiş, kocaman evin kocaman bahçesinde yürüyordum. Birlikte ilerlerken arada sadece benim acı dolu mırıldanmalarım vardı. Jimin konuşmuyordu.
İki gecedir ben Jungkook'la, o Yoongi'yle yatıyordu. Dün hiçbir değişiklik olmasa da bugün bir farklıydı. Sürekli düşünme hâlindeydi. Neyi düşündüğünü sorduğumdaysa, boşver, diyordu.
Bir adım daha atınca dişlerimi sıkıp durdum. Benim durmamla Jimin de durdu. Gözleri korku ve endişeyle bana döndü, "Ne oldu?"
"Canım yanıyor, eve gidelim mi?" dedim sesim titrerken. Ayaklarımın altında bile derin yaralarım vardı. Sargılıydı iki ayağım da ve üzerine ayakkabı da giymem canımı çok yakıyordu.
"Gidelim miniğim," dedi ve dikkatle geriye döndük. Eve doğru yürürken mırıldandı, "Dayanabilecek misin? Jungkook'u çağırayım da kucağına alsın mı seni?"
Kıkırdayıp kolumdaki elini sevdim, "Gerek yok. Sakat değilim Jimin."
"Çok zarar görmüşsün Taehyung," dedi yanağıma hafif bir öpücük bırakırken "Çok korktum o gece."
"Nasıl kurtardığınızı anlatsanıza," dedim merakla "Jungkook anlatmıyor."
Bir eliyle ensesini kaşıdı. Kısık sesle konuştu, "Ben o gece Jungkook ve Yoongi'yleydim. Seni aradığımda bizim eve gel diyerek yanımıza çağıracaktım. Ama aradığımda sen bayılınca üçümüz de hızla evine geldik. Babanın benimle de konuşmayacağını biliyordum. Bu yüzden merdiven bulduk. Camın açıktı, Jungkook merdivenle yukarı çıktı ve seni aldı içeriden.''
''Ben camımı açmamıştım ki,'' dedim şaşkınlıkla.
''O zaman kimin, piçliğine açtığı belli, değil mi?'' Jimin sinirle karşılık verince sustum. Bazı şeyleri hâlâ daha babama konduramıyor oluşum çok sinir bozucuydu. Hâlâ bazı şeyleri yapmayacağını düşünüyordum. Oysa ki o bana her zararı verirdi.
Sessizliğime ayak uyduran Jimin'le eve girdik. Ayakkabılarımızı çıkarırken tekrar sordum, ''Yokluğumu fark etmedi mi?'' Kimden bahsettiğimi biliyordu.
''Senin telefonunu yanımıza almıştık ama çok aradı. Konumu bulmasın diye daha buraya gelmeden önce kartını kırdık. Beni de aradı, telefonumu kapattım,'' dedi kısık sesle. Eve gelince sesini kısmıştı. Diğerlerinin duymasını istemiyordu sanırım.
İkimiz de oturma odasına yürürken koluma girdi yine. Oturma odasına girince koltukta oturan Jin hyungu gördük. Televizyon izliyordu.
''Diğerleri nerede?'' dedim merakla. Gözleri bize döndü. Hızla kalkıp yanıma geldi ve televizyonun karşısındaki koltuğa, yanına yerleşmeme yardım etti.
''Tavan arasındalar,'' dedi kendi yerine geçerken. Ortamıza da Jimin oturdu.
''Neden?'' dedim kaşlarımı kaldırıp.
''Ayrıca, tavan arası mı var burada?'' Jimin de peşimden sorusunu sormuştu. Merak ettiği şey bu muydu cidden. Gözlerimi devirip televizyona baktım. K-drama oynuyordu.
''Varmış,'' dedi Jin hyung gülerek. ''Neden gittiler, orasını da bilmiyorum.'' Ardından oyunbaz bir şekilde bize döndü. Korkmuş gibi gözlerini kocaman açtı, ''Ya bunlar torbacıysa ve bizim iç organlarımızı satacaklarsa?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reason For Living || Tae-Kook || Omegaverse
Фанфик"Yaşama sebebim oldun, Jungkook. Ama sorun şu ki ben yaşamayı sevmem." "İzin ver her şeyin olayım, Omega. İzin ver kendine, beni sevmek için." Alfa Jungkook Omega Taehyung Text x Düzyazı ! Taciz ve depresyon konularına değinilmiştir. Etkilenecek o...