YARALISIN (TAMAMI)

1.3K 73 43
                                    

Gecenin sonunda doğan güneş bizi selamlarken yalnızca yeni bir günün değil aynı zamanda yeni bir hayatın başlangıcı olmuş gibiydi. Bu düşüncemin en güzel kararı ise güneşin günü aydınlatması gibi aldığım bu karar da hayatıma ışık saçacaktı. Buna emindim.

Gece boyunca onu izlemiş, yaşadıklarımızı düşünmüş ve varlığına binlerce şükür sunmuştum. Fakat bunun yanında tüm benliğim de ikiye ayrılmıştı. Soru şuydu:
Ali beni ne olarak görüyordu?

Bir yanım beni sevme ihtimali ile ilgili çok güçlü deliller sunarken diğer kısmım ise onun için emanet olduğum düşüncesiyle ezici bir üstünlük sağlamaya çalışıyordu. Ancak sonuç kararımı değiştirmeyecekti.

Ali benimdi.

Anlaşma üzerine de olsa kocamdı ve ben onu çok seviyordum.

Evet çok inkar ettim, inanmamaya çalıştım ama bu gerçekleri hiç etkilemedi.

Of Ali of! Neler hissettirdin bana!

"Uyumadın mı sen?" gelen ses ile bir an şok olsam da, bana mağrur gözlerle bakan Ali'nin yanına hızla geçiş yaptım.

"Nasılsın?" diye sordum dikleşmesene yardımcı olarak.

"Gayet iyiyim." dedi ve bana ters bakışını atarak ekledi. "Uyumadın mı sen hiç? Ne bu gözlerinin hali!"

"Yok öyle bir şey uyudum. Sadece erken uyandım." dediğimde başını olumsuz anlamda salladı.

"İyisin hoşsun ama yalanı hiç beceremiyorsun." dediğinde yanındaki sandalyeye oturup gülümseyerek ona baktım.

"Bu güzel bir huy değil mi?"

"Senin tüm huyların güzel." dediğinde gülümsemem büyüdü.

"Hepsi mi? Emin misin?" dediğimde bu kez o gülmüştü.

"Böyle sorunca bilemedim." dediğinde tam cevap verecektim ki kapının açılması ile hızla dikleşerek kapıya baktım.

"Günaydın." diyerek içeriye giren doktor ve hemşireden bir süre sonra Gökhan ve Asaf'ın gelmesi ile çıkış işlemlerini halletmiş eve geçiyorduk. Arabanın her bir sarsıntısında aklım çıkıyor ve Asaf'a sinirleniyordum.

"Asaf bu nasıl araba kullanmak?" dedim çatık kaşlarım ile. Bir elim sanki onu koruyabilirmişim gibi Ali'nin üzerinde, diğer elim ise çok sarsılmaması adına koltuğa dayalı idi.

"Normal kullanıyorum yenge arada bir araba kasislerde yükselecek elbet. Bu onun yapısında var. Uçamaz ya." dediğinde kaşlarım iyiden iyiye çatıldı.

"Dikkat etmen gereken yerde, dalga mı geçiyorsun sen?" dediğimde bir an afallasa da hemen açıklamaya başladı.

"Estağfurullah yengem, ne haddime. Sadece sen biraz gergin gibisin."

"Ha yani şimdi bir de suç benim oldu. Ben gerginmişim de o yüzden böyle oluyormuş öyle mi?"

"Ya Allah'ta benim belamı versin yenge ne diyeyim." dediğinde tam bir şey diyecektim ki Ali beni geriye çekerek elimi tuttu.

"Tamam Asaf sen önüne dön." deyip başını geriye yaslayarak gözleri bayık bir şekilde bana bakmaya başlaması ile az önceki tüm sinirim uçup gitmişti bile. Bu nasıl güzel bir bakış, nasıl bir duruş, nasıl bir şeysin sen! Dudağının kenarındaki hafif kıvrıklık ile elimin üzerindeki eli beni zaten eritmeye yetmiyormuş gibi baş parmağı ile elimi okşaması beni tamamen dizginleştirmişti.

"Oy dikkat edin uşağıma." diyen Fadime hanıma ben de hak veriyor ve arabadan çıkarılırken ağlamamaya çalışıyordum. Canının yanıyor olma düşüncesi beni mahvediyordu.

TRABZON GÜLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin