Yavaştan yağmaya devam eden kar taneleriyle bir okul zili daha çaldı. Siyah saçlı çocuk duyduğu yüksek sesle kafasını kaldırdı sarhoşça. Onu uzun süreli olan uykusundan uyandıran yüksek ses başını ağrıtmıştı. Jungkook her zaman düşünür, düşünmediği zaman uyurdu.Arka sırada tek başına oturan çocuk düşüncelere daldı. Yine ve yine. Taehyung'unu düşündü yine. 1 yıl önce hayatına girip, onu iyileştiren ve sonrasında da çekip giden Taehyung. Onun her şeyini bilen Taehyung. Ailevi nedenlerden dolayı okula vermek zorunda kalmıştı Tae. İki çocukta kendi içlerinde iyi değildi ve birbirlerine ihtiyaçları vardı.
Yalnız cocuk düşüncelerine öylesine dalmıştı ki etraf sessizleşmişti onun için. Kulağında duyduğu "nasılsın?" sorusunu dalgın bir şekilde kafasını bile kaldırmadan "Kötü" diye cevapladı. Hiçbir şeyin farkında değildi Jungkook. Tekrar ayni ses "Ne oldu?" sorusuyla gelince iri gözlerini sesin kaynağına doğru yöneltti Jungkook düşüncelerinden ayrılıp. Sesin kaynağı yavaşça siyah saçlının yanına oturdu. Gözleri dolmuştu istemsizce. Birinin ona nasıl olduğunu sorduğuna mı ağlayacaktı, yoksa özleminin mavi saçlarıyla birden çıka gelmesine mi?
"Ne düşündüğünü biliyorum Jungkook. Anlat dinliyorum" dedi mavi saçlı çocuk. Kalbinde özlem, kelimelerinde ilgi, bakışlarında Jungkook vardı. Siyah saçlı olan rüya ile gerçeklik arasında karar vermeye çalışıyordu. Şaşkınlıkla kocaman açılmış ve yaşadığıyla dolduğu gözlerini birkaç kez kırptı başka yöne bakmadan. Titrek bir nefes aldı sakinleşmek için. Gözlerini kapattı ve başladı. O yokken ne yaşadıysa. Nasıl olduğunu anlattı Jungkook. Gerçekten nasıl olduğunu:
"Sen, sen gittiğinden beri herşey çok kötü. Taehyung, bana yalanlar söylediler, beni kırdılar. Gittiğinden beri kendime zarar vermedim. Ve Taehyung, teşekkür ederim. Benim için uğraştığın için, beni arkadaşın olarak gördüğün için. Her şey çok kötü. Herşey, bu okul bu insanlar, bu yer. Sen yokken siyah bulutları görüyorum. Yaz veya kış. Fark etmez. İnsanlara Nasıl davranacağımı bilmiyorum. Kafamın içindeki sesler Susmuyorlar, aksine her gün kavga ediyorlar. Tae çıldırmak üzereyim. Kafayı yemek üzereyim! Zayıfladım. Ne kendim ne de başka bir şey, hiçbir şey umrumda değil. Yalnızım. Geçmişimi özlüyorum. Geçmiş olarak bahsettiğim sensin Tae. En çok seni özlüyorum. Ölmemeye çalıştım. Hayata tutunmaya, yaşamayı sevmeyi denedim. Olmadı. İnsanlar acımasız Tae. Biliyorsun, ailem acımasız. Vücudumda morluklar var, Yemin ederim ben yapmadım Taehyung. Midem bulanıyor, stresliyim. İyileşmeye çalıştım ve herşeyi denedim ama sen yoktun. Kişiliklerim kavga ediyorlar. Dikkat dağınıklığım başladı. Geçmişe dönmekten korkuyorum Tae. Lütfen gitme. Aşık olmayı denedim, kafamı dağıtmayı. Aşık oldum. Ama kimseye söyleyemeyeceğim sırlarım var. Ve biliyorum bi sevgilim olsa bile ayrılmak zorunda kalacağım. Kimseye Senin gibi güvendim. Sen gittikten sonra kötü olan hayatım daha da kötü bir hal aldı. Sen benim yıldızımsın Tae. Her Şey çok kötü. Her şey. Her şey gerçekten çok kötü. Seni özlüyorum. Okula ara verdikten sonra iletişimi kestik. Ve çok özledim. Senin gibi birini asla tanımadım. Teşekkür ederim. Herşey için. Ve geri döndüğün için. Duygularımdan kaçtım hep. Öfke krizleri geçirdim sen yokken. Duygularımdan o kadar fazla kaçtım ki artik hissedemiyorum Taehyung. Batıyorum. En dibe. Dersler kötü, ailem kötü, arkadaşlarım.. kötü. Yani eğer arkadaşlarım varsa. Ve ne oldu biliyor musun? Geri geldi. Şizofrenim tekrar başladı, o hayali kişi geldi ve insanlar bana deli imasıyla baktılar. Lütfen Taehyung, hayatımdaki tek gerçek sensin, Ellerim tekrar titriyor. Ellerinden tut. Titremesinler. Mutluluğum. Taehyung. Sen. H-herşeyims-sin...
Mavi saçlı çocuk elini; karşısında gözleri dolmuş bir şeyler anlatan çocuğun siyah tutamlarına götürmesiyle hasret kaldığı gözlerden yaşlar süzülmüştü. Hıçkırıklarını daha fazla tutamamıştı içinde. Anlatamadığı duygular, kalp kırıklıkları ve fazlasını anlatıyordu işte gözleri. O kahverengi gözler. Yaşanmışlıklar akıyordu dışarı işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geri Geldiğinde ~Taekook
Fanfiction-Oneshot- Yakın arkadaşı Taehyung'un özlemini çeken Jungkook duyduğu "Ne oldu?" sorusuyla kafasını kaldırır...