~8

150 33 24
                                    

hava iyice kararmıştı, parkta öylece oturmaya devam ediyorduk. Oturduğum yerden ayağa kalkıp,

"yürü dolaşalım biraz"

"abi dur, biz malmıyız"

"sensin mal, Minho düzgün konus"

"ben senden büyüğüm bikere"

"olabilir ama yin-" biz sohpet ederken yanımıza 5-6 yaşında bir çocuk yaklaşmıştı. Dilini uzatarak orta parmak çekip kaçmıştı

"ne yapıyor bu"

"orta parmak mı çekti o"

çocuk koşarak tekrar yanımıza gelip aynı şeyi yapınca çocuğun yanına eğilip "bu yaptığın ayıp değil mi?" dedim

"seni annene söyleyelim mi? bunu nerden öğrendin" minhonun bunu söylemesiyle çocuk hıçkırarak ağlamaya başlamıştı

"aferin minho ağlattın, şimdi gel sustur susturabilirsen"

minho çocuğa yaklaşıp "niye ağlıyorsun sen" dedi sesini incelterek

çocuk, "benim annem öldü" dedi. İçim gitmişti çocuğun ne hissettiğini anlıyordum sonuçta benimde ailem yoktu, belkide annesini özlemişti. Cebimdeki peçeteyi çıkarıp çocuğun gözlerinden akan yaşları sildim

"bak bana, benimde annem öldü ama ben çok güçlüyüm ağlamıyorum, emin ol annen senin ağlamanı istemezdi. Şimdi gül bakayım"

çocuk gülümseyip bana sarılmıştı, Minho araya girip " Baban nerde bakayım senin" dedi

çocuk eliyle ilerideki bankı gösterdi "şurada" çocuğu babasının yanına götürüp olanları anlatıp yanlarından ayrıldık

"evet minhocum biz ne konuşuyorduk"

"mal olduğumuzu"

"hayır efendim saygılı olmanı!"

"bak işte, dur dinle"

"hah buyur bakalım konuş"

"bak şimdi biz ilk buraya geldiğimizde, yani sabah Felixin evini nasıl bulduk?"

"insanlara sorara- İNSANLARA SORARAK"

"şimdi mal olduğumuzu kabul ediyor musun"

"saygılı ol" asıl amacım Minhoyu sinir etmekti, sinirlenince çok tatlı görünüyordu. Minho sinirle iç çekip "ya sabır" diyince istemsizce ağzımdan "çok tatlısın" kelimeleri çıkmıştı. İçimden kendime sövmeye başlamıştım ne diyorum ben ne alaka ne alaka tatlı değilsin Minho hayır şaka yaptım şaka şaka şaka...

"sende odunsun jisung"

"ay çok sağol ya"

***

sokakları parke, kenarda minik ağaçların olduğu mahalleye girdiğimizde içim rahatlamıştı, sonunda felixin evini bulabilmiştik.

Kapıyı çalıp içeri girmiştik

"niye geç kaldınız"(ch)

"sence changbin"(jis)

"yolu karıştırdık, ne karıştırması bulamadık" (m)

ayaküstü sohpet ettikten sonra mutfağa geçip yemek hazırlamıştık, yemeğimizi yiyip salona geçmiştik

"hikayeye bir son bulmamız lazım, ya birden çizgi romana ışınlanırsak"(jis)

"of ne çok takıldınız, akışına bırakın şunu" (m)

"saçmalma minho, düzgün bir son bulmalıyız" (jis)

"bence siz diğer dünyaya gittiğinizde felix sizi hapisten çıkarsın siz labaratuvara geri dönün, jisung sen kendi klonunu yap minhonun da bir klonunu daha yap. Siz gerçek dünyaya geri gelin onlarda orda kalsın ne olursa olsun"(ch)

"hayır changbin düzgün ve kesin bir son olmalı"(lix)

"sıçarım sonunuza ha" (m)

"sus minho, felix haklı" (jis)

"bence changbinin dediği gibi sizi hapisten çıkarayım sen ikinizinde klonunu yap, yada ikinizin değil sadece kendi klonunu yap. Kağıda not yazıp klonu öldür-"(lix)

"tamam anladım iyi fikir" (jis) felixe göz kırptığımda felixte bana bakıp gülümsemişti

"lan olum bizede söylesenize" (ch)

"ne olacağını eninde sonunda görüceksiniz, süpriz olsun"(jis)

"süprizleri severim, ama bu süpriz hoşuma gitmedi" (m)

"mükoşmel olucak, mükemmel yani" (lix) felixle ikimiz gülmeye başlamıştık

❀❀❀

aklımda mükemmel bir fikir var
ahahahahah
hadi öpiyorm🐢🩷

aklımda mükemmel bir fikir varahahahahahhadi öpiyorm🐢🩷

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Clone |ᴹᶦⁿˢᵘⁿᵍHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin