Azra dan
sabah saatlerinde gözlerimi açtığımda aşağıdan sesler geliyordu hızlıca yataktan kalkıp aşağıya indim kapıyı çalan nazlı olduğunu gördüm kapıyı açıp "ne oldu bu saate acaba" dedim bana heyecanlı heyecanlı bakıyordu içeriye girdi koltuğa oturmadan bana döndü "ben evleniyorum" dedi " ne" dedim güldü "baranla Azra sende Mardinlisin ben ne yapıcam çok heyecanlıyım" dedi"ben en son 10 yaşımdayken Mardin'e gitmiştim annem ve babam ayrı biliyorsun ikisinin farklı hayatı var ben hiç gitmedim" dedim "biliyorum özür dillerim heyecandan unuttum" dedi gülümsedim bu haline maviş gözleri kızarmıştı "hey bak sorun değil beraber gideriz hem dimi "dedim bir anda sarıldı bende sarılıp belini ovaladım "ben hep yanında olucam güzel gözlüm" dedim
birbirimizden ayrıldık biraz konuştuktan sonra 2 güne mardine gideceğinden ve 2 hafta sonra nişan olacağını söyleyip benimde gelmemi istemişti tamam demiştim ama aklımda çok soru vardı yine de babaannemi arama kararı almıştım odama çıktım nazlı gitmişti derin bir nefes alıp telefonu elime aldım "sultan karahan" yazana tıklayıp kulağıma götürdüm bir çalmada açılmıştı telefon soğuk bir ses "alo" demişti "merhaba" diyebildim sesim titremişti normalde böyle olmazdı "Azra" dedi ardından tanımıştı sesimden "evet sultan hanım" dedim sesinin titremesi kalbime işlemişti "merak etme iyiyim aramicaktım rahatsız etim ama arkadaşım evleniyor Mardinli biriyle bu yüzden mardine gelicem sizi de görmek istedim biraz erken gelip "dedim yutkunarak bu kadar acımasız olmayı ben istemedim onlar bana bunu öğretmişti "tabi kızım her zaman her zaman kapım sana açıktır hata seninle konuşacaklarım var biraz erken gelmen çok iyi olur " dedi "sağolun" dedim
sustu tam kapatacakken "kızım gelince 1 ay burda kalma şansın varmıdır " dedi "o kadar uzun otellerde kalamam " dedim "ne oteli kızım senin evin var burda öyle olmaz hem senin dediğin düğüne bizde gideceğiz merak etmiyesin " dedi "peki benden ne istiyorsunuz" dedim "ben hastayım kızım gelmen gerek" dedi sesi titreyerek "2 gün sonra orda olurum iyi günler sultan hanım" deyip kapatım.
.........2GÜN SONRA.........
bavulumu bir aylık bir kaç kıyafet koydum bavulu kapatım üzerime rahat birşeyler giyip elektirik şu vanalarını kapatım ne olup olmamak vardı hayata sonuçta bavularımı alıp apartmandan çıktım arabamın bağajına bavulları yerleştirdim kapatım arabaya bindim çalıştırıp yola çıkmıştım şarkıları kurcalamak için hemde arabayı fullemek için benzinliğe girdim abi "ne kadar" dedi "fule abi" dedim markete girip kahve aldım paralarını ödeyip abiye kağıdı uzatım arabaya bindim yoluma devam ettim.....
Ertesi gün...
Bı kaç yerde durdum uykusuzluk gözümden akıyordu 2 saatlik yolum kalmıştı navigasyonuma göre saate baktığımda 10 du sabah ben dün 8 gibi çıkmıştım yola hala devam ediyordum dün biraz uyumuştum 1 saat kadar anca uyuyamamıştım bir anda şarkı listesi den "belki-dedublüman" şarkısı çalmaya başladı gidiyorum ama gitmek istemiyor gibiyimde bı yanımda özlemden ölüyordu bana annen öldü dediklerinde ben neden demiştim ağlayamamıştım hele babamın annemin arkadaşıyla evlendiğini duyuncao an kinim nefretimi bile önüne geçmişti daha 7 yaşında çocuktum 4 yaşımda ailem ayrılmıştı annem o gün kafasına sıkmış ve intihar etmişti babamın. 2 sene geçmeden biriyle evlendiğini duymuştum o kişinin annemin arkadaşı olduğunu da hata annemi o kadınla aldatığını da herşeyi biliyordum çocuktum ben ağlayamadım sustum insanları iyileştirmek için elimden geleni yaptım ama annem ve babamın yaralarını sarmaya yetmedi bu herkesi
iyileştirebilirdim ama kendimi yapamıyordum derin bir nefes aldım Mardin yazısını görünce şaşırdım ne kadar hızla gitiğimi yeni yeni fark etmiştim arabaya zarar veriyordum istememiştim böyle birşeyi o benim herşeyimdi "özürdillerim gölge ben seni üzmek istemedim" dedim gölge benim arabamdı daha doğrusu herşeyimdi şehire girince yavaşladım arkamdan siyah bir araba 4 lülerini yakıp geldi yanımda yavaşladı anlam verememiştim umursamayıp devam etim yoluma kırmızı ışıkta durdum duran çocuk arabaya doğru yaklaştı cama baktı camı açtım "buyur bakım " dedim
"abla seni erkek sandım çok güzel araban var gül istermisin" dedi güldüm "teşekürederim yakışıklı" dedim güldü "benden sana bı gül be ablam" dedi gülü uzatı "hmm al bakim" dedim eline parayı sıkıştırdım"ama lütfen yanlış şeylerde kullanma" dedim "söz veriyorum abla" dedi güldüm yandaki araba "lan kadını rahatsız etme piç" diye bağırdı "bekle sen yakışıklım " dedim baktım arkamda araba yoktu arabayı istop etirdim derin bir nefes alıp arabadan çıktım "birdaha ağzından edepsiz laflar duyarsam hele bı çocuğa canını yakarım" dedim
adam bana baktı "hanım efendi söz yanlış anladınız ben şöyle piçlere para vermeyin diye dedim" dedi derin bir nefes daha aldım hala kırmızı ışık yanıyordu kapının yan tarafından haydarımı aldım arabaya yaklaştım ön camına bı kere geçirdim "birdaha çocuklara argolu kelime edersen bu sefer kafanı gövdenden alırım" dedim "manyakmısın lan sen benim kim olduğumu biliyormusun sen" dedi "sen benim kim olduğumu biliyormusun asıl piç adam ol önce it sana çocuğa argolu konuşmicaksın dedim
eğer birdaha duyarsam ne arabanı nede seni kimse elimden alamaz şimdi siktir git" dedim arkamı döndüm "hey minik bin bakım sen şu arabaya" dedim "tamam abla" dedi arabaya bindi "sen öldün kızım bitin sen" dedi "dene" dedim sadece arabaya bindim arabayı çalıştırdım devam etim "evin nerde" dedim çocuğa bakmadan "abla *****mahallesi" dedi "tamam bakım gidelim ama bilmiyorum sen tarif et bana " dedim "tamam abla" dedi gülümsedim arkadaki arabayı fark ettim bizi takip ediyordu bu o adamdı mahalleye girdiğimizde top oynayan çocuklarmı dersiniz yok koşuşturanmı dersini hepsi güler yüzlerle koşuyordu arabayı ayaz ın evinin önüne park ettim "burası bizim evimiz abla " dedi "çok güzel eviniz varmış kuzum peki annen nerde" dedim daha 12 yaşındaydı ayaz beraber evlerine girdik annesine kürtçe seslendi "annem türkçe bilmez ama biraz biliyor abla" dedi
"hmm" dedim düşünerek yaşlı bı teyze çıktı iki tane de kız ardından biri 15 yaşlarında birşey diyeri küçüktü gülümsedim "merhaba" dedim "oğlum bu da kimdir" dedi kadın "Azra abla anne seninle tanışmak istedi" dedi "ben Azra korkmaz efendim" dedim "hoş gelmişsin kızım kimlerdensin" dedi çekinerek sormuştu bu sırada balkonda oturmuştuk "uraz korkmaz ın kızıyım ben efendim" dedim "hey maşallah Uraz ağanın kızı öyle mi" dedi
"öyle malesef ki" dedim "niye öyle dersin güzel kızım siz çok bilinen bir ailesinin buralarda ne işin var benim oğlum yanlış birşeymi yapmış yoksam" dedi "yok efendim oğlunuz ayaz maşallah çok iyi bir çocuk ama ben neden çalıştığını sormak ve sizi görmek istedim sıkıntınız varmı diye" dedim gözleri doldu "kurban olurum ayazın babası öldüğünde ayaz daha 7 yaşındaydı mekdepten almak zorunda kaldım.." anlatıklarıyla durdum etrafa baktım yutkunamamıştım "peki ihtiyaçlarınızı sadece ayazın ablası sizinde kızınız olarak düzenlesem sadece ben yapmak istediğim için olsa olurmu" dedim "kurban olurum kabul etmezdim ama açlar çocuklarım " dedi sarıldım "kızım üstüm pis sana ayıp oldu" dedi "asla teyzem asla bende ayaz gibi bı zamanlar çiçek bile satım sen merak etme ben elinizden tutmak için geldim" dedim durdu "seni Allah gönderdi kurban olduğum" dedi dışardan tam o sırada silah sesleri geldi ayağa kalktım ayaz kapıdan içeri girdi "abla bu arabanın ordaki adam " dedi "sen geç şuraya bakım" dedim "sakin olun siz" dedim belimdeki silahı çıkardım dışarıya çıktım "işte burdasın " dedi "hayırdır " dedim "sen nasıl olurda benim kim olduğumu bilmezsin lan sen kimsin bana zarar verirsin" dedi "sen kimsin de bı çocuğa ilk hakaretler edip şimdi evinin önünü kesersin hele ki o insan bensem sen kimsin" dedim "benim kim olduğumu burda herkes bilir " dedi "ben bilmiyorum" dedim "azap karabey" dedi ismini bastırarak söylemişti "memnun olmadım sende benim adımı asla unutamicaksın benim adım da Azra Korkmaz " dedim gülerek ayağına sıktım "yeterlimi hata dur hani elinle silah tutun bana " deyip elini isabet aldım sıyırsa da kolunda da vurdum "başka ne demiştim " dedim yanına gitim "dua et doktorum yoksa burda sana neler yapardım " dedim silahımı belime yerleştirdim koluna baskı uyguladım "merak etme ölmezsin sakata kalmazsın" dedim kulağına acı bir tebesüm vardı yüzünde ayaza baktım "şit sakin ol hadi eve git bana iki tane bez getir" dedim koşarak giti geri geldiğinde dediklerimle gelmişti hızla koluna ve bacağına bastırdım Ayaz gilin evine taşıdım teker teker yarasına bakıp pansuman yapıp diktim bunu kendi istemişti ağrı kesici iğnesini vurdum koltuğa yatırdım "saat geç oldu yarın kendine gelir merak etmeyin birşey yok ayaz'a döndüm bana sarıldı "özür dillerim senin gözünün önünde böyle birşey yapmak istemezdim" dedim "ben çok gördüm abla ama azap kara yı vurdun Mardin aşiret ağa larından" dedi "sence bunu bilsem yaparmıydım" dedim güldü "eğer bu duyulursa galiba biz bitik" dedi "bende büyük aşiretin varisiyim yavrum " dedim güldü acıdan gülüyordu yüzündeki kırmızılık yeni gidiyordu ona vurmuştu bunu o istemişti bı çocuğa el kaldırılmaması gerektiğini bilmeliydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağa Nın Aşkı Mardin'in Değerlisi
Novela Juvenilhayatının değişeceğini bilmeden arkadaşının düğününe giden bir kız... Hayatının değişimi